Firari sanık Can Dündar 15 gün içinde mahkemeye gelmezse 'kaçak' sayılacak
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada yargılanan firari sanık Can Dündar'ın 15 gün içinde mahkemeye gelmemesi durumunda "kaçak" sayılacağı ve mal varlığına el konulacağı uyarısında bulundu.
MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin yargılanan firari sanık eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında, 15 gün içinde mahkemeye gelmemesi durumunda "kaçak" sayılacağı ve mal varlığına el konulacağına yönelik karar alındı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki 9. duruşma, kapalı yapıldı. Firari sanık Can Dündar'ı avukat Abbas Yalçın temsil etti.
Can Dündar'ın yurt dışından iadesi hususunda Almanya adli makamlarına yapılan iade talebinin ikmal edilmediğinin anlaşıldığı belirtilen duruşmada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 8 Eylül tarihli yazısında, "sanık Dündar'ın 2016 yılı Mayıs ayında ülke dışına çıktığı, bu tarihten sonraki herhangi bir duruşmaya bizzat katılmadığı, sanık hakkında mahkemece 10 Nisan 2018'de 'yokluğunda tutuklama' kararı verildiği ve 17 Nisan 2018'da ise kırmızı bülten düzenlendiğinin" ifade edildiği tutanağa geçirildi.
Savcılık Dündar'ın "kaçak" sayılmasını talep etti
Duruşmada, Başsavcılığın, "yargılamanın geldiği aşama ve tahliye olduktan sonra sergilediği tutum dikkate alınarak sanık Dündar'ın, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 247/1. maddesinde belirtilen 'kaçak' tanımına uyması gerekçesiyle, CMK'nin 247 ve 248. maddelerinde yer alan usulün işletilmesi, kaçaklığına hükmedilmesi ve el koyma kararı verilmesi" talebinde bulunduğu da dile getirildi.
Bu talebe ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, yazılı talebi tekrar etti.
Beyanda bulunan sanık Can Dündar'ın avukatı Abbas Yalçın, müvekkili hakkında kaçak hükümlerinin uygulanamayacağını öne sürerek, "Zira soruşturmanın başından itibaren müvekkil düzenli olarak mahkemeye katılmıştır. Hatta karar duruşmasına dahi girmiştir. Ancak karar duruşmasında silahlı saldırı olması ve hayati tehlike yaşaması sebebiyle yurt dışına gitmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle CMK kaçak hükümleri uygulanamaz." dedi.
Avukat Yalçın, böyle bir hükmün yargılamaya bir katkı sağlamayacağını da savunarak, müvekkili hakkında prosedürün beklenilmesini ve savcılık talebinin reddine karar verilmesini istedi.
"Mal varlığına el koyma" uyarısı
Bu taleplere ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosya kapsamında sanığın 2016 yılının Mayıs ayından itibaren yurt dışına çıkarak Almanya'da yaşadığının anlaşıldığını, sanık hakkında kırmızı bülten çıkarıldığını ve iade talepnamesi düzenlendiğini belirterek, sanığın hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yabancı ülkede bulunduğunun anlaşıldığını bildirdi.
Sanık Dündar ile ilgili CMK'nin 247/1. maddesinde düzenlenen "kaçaklık" yasal şartlarının oluştuğunu ifade eden heyet, CMK 247/2-a. maddesine göre sanık hakkında gazete ilanıyla sanığın ikametgah adresine asılması için ilan yapılmasına karar verdi.
Yapılan ilanlarda, "15 gün içerisinde gelmediği takdirde sanık hakkında 'kaçak' sayılma kararı verileceği"ni kaydeden mahkeme heyeti, CMK 248. maddesine göre sanığın üzerine kayıtlı bulunan taşınır, taşınmaz ve banka mevduat hesapları ile üçüncü kişilerdeki alacak hesaplarına ilişkin de CMK 127 ve 128. maddeleri uyarınca el koyma kararı verileceğinin ihtar edileceğine yönelik karar aldı.
İlan verilmesiyle 15 günlük süreden sonra sanığın kovuşturmaya katılmaması durumunda hakkında kaçak kararı ile el koyma kararının celse arasında alınacak ara kararla karara bağlanacağını kaydeden heyet, el koyma kararı verildiği takdirde kararın icrası için sanığın üzerine kayıtlı taşınmaz malların tespiti için UYAP üzerinden TAKBİS kayıt sorgusunun yapılmasına, taşınır ve banka hesaplarının tespiti için ilgili banka müdürlükleri ile trafik tescil müdürlüklerine müzekkere yazılarak el koyma kararının aynı ara kararda icrasına da hükmetti.
Heyet duruşmayı 14 Ekim’e erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından tutuklanmıştı.
Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda Dündar ve Gül hakkındaki kararını, 6 Mayıs 2016'da açıklamış, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçundan Dündar'ı 5 yıl 10 ay, Gül'ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.
Dündar ve Gül hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan beraat hükmü kuran heyet, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırmıştı.
Yargılanma sürecinde Başsavcılık, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında soruşturma açmıştı. Berberoğlu hakkında, Adana ve Hatay'da yasa dışı yollarla durdurulan MİT tırlarının görüntülerini Can Dündar'a verdiği gerekçesiyle, "devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etmek" ve "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından, 30 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Sanık Berberoğlu'na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, dosyanın aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül'ün yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti. Berberoğlu, 14 Haziran 2017'deki duruşmada "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan 25 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve tutuklanmıştı.
Mahkeme heyeti, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan ise Berberoğlu, Can Dündar ve Erdem Gül'ün dosyalarını ayırmıştı.
Yurt dışına gittiği belirlenen ve duruşmalara katılmayan Can Dündar hakkında heyet, 2 Nisan 2018 tarihinde, gıyabi tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılmasına yönelik hüküm kurmuştu.
Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından bu mahkemede yeniden yargılanmasına başlanmış, 7 Mayıs 2018'deki duruşmada mahkeme, Erdem Gül'ün yargılandığı dava dosyasının ayrılmasına hükmetmişti. Erdem Gül daha sonra beraat etmişti.
Ayrılma kararları sonrasında Can Dündar'ın bu mahkemede yargılanmasına devam ediliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.