Fransa fişini çekmişti! Konya'da tedavisi süren gurbetçinin son durumu
Fransa'nın Lyon kentinde, kalbinin durması üzerine kaldırıldığı hastanede beyin ölümü gerçekleştiği gerekçesiyle yaşam destek ünitesinden çekilmek istenilen ancak Türk doktorların verdiği bilgi üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından ambulans uçakla Konya'ya getirilen Zekeriya Kılınç'ın (33) tedavisi devam ediyor. Damadının en kısa sürede hastaneden taburcu edilip, evinde tedavisine devam edilmesini beklediklerini söyleyen İrfan Binekçi, ''Fransa'da, '8 gün içinde fişinin çekileceğini' söylediler. Devletimiz bü
Lyon kentinde yaşayan evli ve 3 çocuk babası Zekeriya Kılınç, 30 Mart günü kendisine ait iş yerinde çalıştığı sırada kalbi durunca kaldırıldığı hastanede yoğun bakım servisine alınıp, yaşam destek ünitesine bağlandı. Fransız doktorların beyin ölümünün gerçekleştiği ileri sürerek imza istediği aile, Türk konsolosluğuyla irtibata geçti. Konsolosluk yetkilileri ise bir Türk doktoruna danışıp, Kılınç'ın beyin ölümünün gerçekleşmediğini öğrendi. Bunun üzerine Kılınç, Türkiye'den gönderilen ambulans uçakla 16 Nisan günü Konya'ya getirilerek, tedaviye alındı. Kılınç'ın eşi Yasemin Kılınç, çocukları ve kayınpederi İrfan Binekçi, 4 gün önce Fransa'dan Konya'ya geldi.
'EŞİNE, ÇOCUKLARINI AL GEL BABALARIYLA VEDALAŞSIN DEDİLER'
Fransa'da zor dönemlerden geçtiklerini belirten, kızı ve torunuyla ile birlikte Türkiye'ye gelen Zekeriya Kılınç'ın kayınpederi İrfan Binekçi yaşananları şu sözlerle anlattı:
"30 Mart günü Zekeriya'nın kalbi duruyor. Daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıyorlar. Koronadan şüphelenmişler ama daha sonra korona olmadığı anlaşılıyor. 8 gün içeresinde bize fişinin çekileceğini söylediler. Biz de bunu kabul etmedik. Biz bu konuyu Lyon Başkonsolosluğumuza intikal ettirdik. Başkonsolosumuz bir Türk doktora danışıyor. O da böyle bir şey olamayacağını ve fişinin çekilemeyeceğini söylüyor. Biz fişinin çekilemeyeceğini anlatınca hastane tarafından kızıma baskı uygulanmaya çalışıldı. 'Çocuklarını getirin, babalarıyla vedalaşsın. Psikolog getirdik' gibi şeyler söylediler kızıma. Gece arayıp, 'Halen karar vermediniz mi? Yarın çocuklar gelecek mi? 'gibi sözler edildi. Biz itiraz ettik. Başkonsolosluğumuz bakanlığımızla irtibata geçti ve onay çıkınca Zekeriya'yı buraya getirdik. Fransa'daki doktorlarına Zekeriya'yı Türkiye'ye getireceğiz deyince bize biraz tepki gösterdiler. 'Siz kimsiniz ki Türkiye'ye gönderiyorsunuz? Bakan mısınız? Gücünüz nedir?' dediler. Biz ona rağmen itiraz ettik. Göndereceğiz dedik. Doktoru beyin ölümünün olmadığını, organlarının sağlam olduğunu, bir böbreğinde hasar meydana geldiğini ve ona da diyaliz uygulandığını söyledi. Bize beyin ölümü gerçekleşmediği yönünde bir rapor vereceklerdi. Ancak o raporu bile vermeye çok zorlandılar."
'EVİNE GÖTÜRMEK İSTİYORUZ'
En kısa sürede damadını taburcu edip, tedavisinin evde devam etmesini sağlamaya çalıştıklarını belirten İrfan Binekçi, "Burada durumu şu an da iyi. Bizim gelmemizdeki gaye, hastamızı bir an önce ev ortamına almak. Aile ortamına gelirse, çocuklarının sesini duyarsa daha çok tepki verir, daha çok rahatlar dedik. Doktorlarının da bize söylediği bu. O nedenle bir an önce eve çıkaracağız. Tedavisine evde devam edeceğiz. Ama bilinçaltı halen uyanmadı. Bir an önce uyanmasını, kendisine gelmesini çok istiyoruz. Devletimize çok teşekkür ederiz. Allah devletimizden razı olsun. Devletimiz bize el uzattı. Bu sadece bize mahsus değil. Dünyanın herhangi bir yerinde olan hastalarımıza el uzatıp, getirdi. Devletimiz büyüklüğünü gösterdi. Devletimizin gücüne sonsuz minnettarız" diye konuştu.
'KIZIM BU DURUMDAN ÇOK ETKİLENDİ'
Kızının bu durumdan çok etkilendiğini belirten İrfan Binekçi, "Çocuklar daha küçük olduğu için pek etkilenmedi ama onlara da babalarının hasta olduğunu, amcalarıyla birlikte Türkiye'de tedavi gördüğünü söyledik. Çocuklar buraya bilinçli geldiler. Babamızı görmeye gidiyoruz diye geldiler. Kızım olaylardan çok etkilendiği için yanından bir an olsun ayrılmadım. Bu olayı bir tarafa çekmeye çalıştılar. Bizi en çok üzen taraf bu oldu. Fransa'da yaşayan bazı Türkler tarafından da bize baskı uygulandı. Bize, 'Siz torpilliydiniz. Onun için gönderdiniz. Fransız makamlarını kötülüyorsunuz. Fransız hastanelerini kötülüyorsunuz. Fransa’nın nasıl yüzüne bakacaksınız?' gibi şeyler söylendi. Asla böyle bir şey olmadı. Biz yıllardır orada yaşıyoruz. Bize fişi çekeceğiz dediler. Ama biz müdahale ettik. Bizi yanlış anlaşılmalar üzüyor. Bazı haberlere üzüldük. Onlar fişi çekmek istedi, biz devletimiz sayesinde alıp ülkemize getirdik" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.