Kanser hastası anne, oğluna kavuşmak için 1 yıldır HDP önünde evlat nöbetinde
Dağa kaçırılan 14 yaşındaki oğlu için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan annelerden Saliha Edizer, evladına kavuşma ümidiyle evlat nöbetine 1 yıldır devam ediyor.
Diyarbakır'da anne Hacire Akar, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia ederek, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlatmıştı. Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuşmuştu.
Hacire Akar'ın oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan diğer ailelere de örnek oldu. Akar'ın mücadelesini örnek alan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı günden güne artarak 150’ye yükseldi. Oturma eylemine katılan 15 ailenin çocuğuna kavuşması, yüreği evlat hasretiyle yanan ve bekleyişini sürdüren annelere moral oldu.
Anne Salihe Edizer, Diyarbakır Anneleri’nin oturma eyleminin yıl dönümünde yaptığı açıklamada, 2014'te 14 yaşındaki oğlu Yakup’un HDP aracılığıyla kandırılarak dağa gönderildiğini ifade ederek, bir yandan kanserle mücadele ettiğini, bir yandan da oğluna kavuşma ümidiyle 9 Eylül 2019 yılından bu yana HDP önündeki evlat nöbetine devam ettiğini söyledi.
Evladına kavuşuncaya kadar oturma eylemine devam edeceğini vurgulayan anne Edizer, "Ben çocuğumu istiyorum. Çocuğumu getirsinler. Hiçbir annenin canının yanmasını istemiyorum. Bizim canımız yanıyor. İnsanların gözlerinin açılması için biz HDP’nin önünde duruyoruz. Eylemimizi çocuklarımız gelinceye kadar sürdüreceğiz. Çocuklarımız gelinceye kadar biz oradan kalkamayacağız. HDP’nin maskesi düştü. Onlara biz baş kaldırdık. Biz çocuklarımızı istiyoruz. Bizim çocuklarımızı getirsinler." ifadelerini kullandı.
Oğlunun lise öğrencisiyken HDP aracılığıyla kandırılıp dağa götürüldüğünü anlatan anne Edizer, evladından geriye kalan elbisesinden, kalemine kadar eşyalarını sakladığını ve çocuğunun gelmesini umutla beklediğini belirtti.
HDP’nin terör örgütü PKK’ya destek vermesine ve çocukları kaçırmasına tepki gösteren Edizer, şöyle konuştu:
"Onlarda vicdan ve merhamet yok. Merhamet olsaydı, ufak yaşta çocuğumu kandırıp göndermezlerdi. Bütün annelerin ve babaların yüreği yanıyor. Ben kanser hastasıyım, Yakubum gittikten sonra hastaneye gitmiyorum. Yazık günah değil mi? Bizim evimizi altüst ettiler, düzenimizi bozdular. Elinde kalem olacağı yerde, eline silah verdiler. Biz de Kürdüz, Kürtlüğümüzü inkar etmiyoruz ama hiçbir zaman onları desteklemedik, desteklemeyeceğiz de... Onlar istediği kadar çırpınsın, destek olmayacağız."
- "HDP'ye başkaldırdık"
Annelerin HDP’ye başkaldırdığını kaydeden Edizer, şöyle konuştu:
"Biz 1 yıldır HDP’den çocuklarımızı istiyoruz. 15 çocuk şimdiye kadar bizim sayemizde geldi. Çünkü biz HDP’ye başkaldırdık. Kendileri bir kuruşa çocukları satıyorlar. Bütün annelerin ciğerini yakıyorlar. Annelerin yüreğini parçalıyorlar. Yazık günah değil mi bu çocuklara? Niye orada olsun bizim çocuklarımız? Yeter artık niye bu kadar kan aksın ki? Yıllardır kan akıyor. Bu nereye kadar gidecek? Onlar bu şekilde hiçbir yere varamayacaklar."
- "HDP çocuğumu nasıl götürdüyse öyle getirsin"
Eylemlerine çocukları gelinceye kadar devam edeceklerini vurgulayan anne Edizer, "Çocuklarımız gelinceye kadar, benim ömrüm yettiği sürece HDP’nin kapısından kalkmayacağım. HDP benim çocuğumu nasıl götürdüyse öyle getirsin. Neden benim canımı yakıyorlar? Onların evlatları yok mu? Hangi milletvekillerinin çocuğu orada? Kendi çocuklarını alsınlar, niye bizim çocuklarımızı alıyorlar. Bunlarda vicdan ve Allah korkusu yok mu?" diye konuştu.
Oğlunun elektrik mühendisi olma hayalleri kurduğunu anlatan Edizer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuğum okuyordu, mutluydum. Çocuğumu yoksullukla büyüttüm. Biraz elimiz ağzımıza yetişti, oğlumu PKK bizden kopardı. Anneler evlatlarını istiyor, ben de evladımı istiyorum. Hem beni sağlığımdan ettiler. Çocuğum burada okuyacağına şimdi dağlarda. Ölü mü? yaşıyor mu? Onu da bilmiyorum. 6 yıl oldu çocuğumdan hiçbir haber alamadım. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşıyoruz. Hepimiz Türkiye’nin ekmeğini yiyoruz. PKK’nın ekmeği boğazımızdan geçmedi. Hiçbir zaman da geçemeyecek. Bizim çocuklarımızı alıkoymasınlar, göndersinler. Ben bir kadınım, bir anneyim bir evladımı aldılar benden. Neyin mücadelesini veriyorlar? Anneysem, hakkım olanı, çocuğumu bana göndersinler. Onlar Amerika'nın köpekleri olmuşlar. Yeter artık nereye kadar yapacaklar? Ne kadar Amerika onların sırtında duracak? Artık canımızdan bezdirdiler."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.