Konya’daki 112 acil servis ambulansında çalışan Erşahin çiftinin zorlu yaşamı
Zeynep ve Fatih Erşahin çiftçi, kahraman sağlık ordumuzun iki neferi. Konya’da 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nin farklı istasyonlarında görev yapıyorlar. Gece-gündüz demeden hastaların yardımına koşan çift, koronavirüs salgını nedeniyle 10 yaşındaki kızları Ahsen’den de uzakta yaşıyor. Halkın sağlığı için fedakarlıkta bulunan ve işlerini severek yapan Erşahin çiftinin tek şikayeti, vatandaşların koronavirüsü yeterince ciddiye almıyor olması. Zeynep Erşahin, "Biz koronavirüslü hastaların yaşadıklarını gördükçe
Konya’da 112 Acil Sağlık Hizmetleri'nin farklı istasyonlarında görev yapan Zeynep Erşahin (34) ve Fatih Erşahin (35) çifti, hastaların yardımına koşuyor. Koronavirüs nedeniyle de kızları Ahsen’den (10) uzak kalan çift, sık sık görüntülü görüşme yaparak hasret gideriyor. Vatandaşların koronavirüsü ciddiye alması gerektiğini söyleyen Zeynep Erşahin, "Biz koronavirüslü hastaların yaşadıklarını gördükçe durumun ciddiyetini vatandaşlara anlatıyoruz. Ancak hala vakalara gittiğimizde evin içerisinde 10 kişiyle karşılaşıyoruz'' dedi.
KIZLARI AHSEN’E HASRETLER
112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonlarında görev yapan Zeynep ve Fatih Erşahin çifti, hastaların yardımına koşuyor. Koronavirüs salgını nedeniyle kızları Ahsen’i (10) de ailelerinin yanına bırakan çift, kızlarıyla görüntülü görüşme yaparak hasret gideriyor. Koronavirüslü hastaların, hastanelere taşınmasını da sağlayan çiftten Zeynep Erşahin, "Eşimle birbirimizi görmediğimiz zamanlar oluyor. Eve geldiğimizde ikimiz de birbirimize 'bana yaklaşma' diyoruz. Odamızı ayırdığımız, ayrı ayrı odalarda yemek yediğimiz anlar oluyor. Çok zor günlerden geçiyoruz. 10 yaşında bir kızımız var. Eskiden eve gittiğimizde bize hemen sarılırdı. Bir süre kızımıza uzak durmasını söyledik. Kendisi de bu duruma alıştı artık uzak duruyor bizden. Şimdi de ailemizin yanına bıraktık bizden ayrı kaldı. Geçenlerde arkadaşlarıyla bahçede oynamak istemiş. Bana 'İkiniz de sağlık çalışanısınız ya acaba beni kabul ederler mi? 'dedi, çok tedirgin olmuş. Ben de aşağı inip oynamasını, oynamazlarsa da haklı olabileceklerini, eve geri dönmesini söyledim.” dedi.
'AMBULANSTA NEFES ALIRKEN SANKİ TÜM VİRÜSÜ İÇİME ÇEKİYORUM'
Vatandaşların hastalığı ciddiye almadığını düşündüğünü söyleyen Zeynep Erşahin, şunları söyledi:
"Aile olarak uzun süre evden de çıkmadık. Hep kendimizi virüs taşıyıcısı gibi hissediyorduk. Apartmana girerken, dokunduğumuz yerleri sürekli spreyle siliyoruz. İnsanların bu hastalığı ciddiye almadığını düşünüyorum. Kendi ya da bir yakınlarının başına gelmediği için çoğu kişi bunu ciddiye almıyor, farkında değil ve aynı şekilde hayatına devam ediyor. Biz gittiğimiz vakalarda gördüklerimizden sonra hastalardaki belirtilere şahit olduktan sonra daha çok uyarıyoruz insanları. Biz bu hastalığı yaşayan insanları gördükçe çok ciddiye alıyoruz. Hala vakalara gittiğimizde evin içerisinde 10 kişiyle karşılaşıyoruz. Hem kendilerini hem bizi riske atıyorlar. Risk altında olduğumuzun farkındayız ama bunu belli etmemeye de çalışıyoruz. Ambulansın arkasında koronavirüs hastasıyla beraber aynı nefesi alırken sanki bütün virüsü içime çekiyormuşum gibi hissediyorum. Nefes almasam mı acaba diyorum ama mecburen alıyorum. Biz bunu vakalarda sürekli hissediyoruz. Eve gittiğimizde de ateşimiz mi çıktı, karnımız mı ağrıyor, halsizliğimizin sebebi yorgunluk mu, virüsten kaynaklı mı diye her nöbet dönüşü bunları yaşıyoruz."
'İŞİMİZİ SEVEREK YAPIYORUZ'
Eşi Zeynep ile 14 yıldır sağlık memuru olan Fatih Erşahin ise "Eşimle birlikte 112'de çalışıyoruz, nöbetlerimiz bu süreçte daha zorlu geçiyor. Nöbetlerimizde birçok pozitif vakayla temas ediyoruz. Bazen nöbetten çıktığımda eve gitmek istemediğim de oluyor. 10 yaşında bir kızımız var. O da siz hasta olursanız ben ne yaparım diyor. Psikolojik olarak tabi ki zorlanıyoruz, biz de herkes gibi insanız korktuğumuz oluyor. Ama biz bu mesleği severek yapıyoruz. Severek yaptığımız için de her şartta çalışmak zorundayız'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.