Reis ne yapsın!

Öncelikle bu bilgiyi her türlü makamla paylaşmaya hazırız.

Gelelim hikayeye…

Reis benim ülkemin çarkları durmasın diye pandemi sürecinden beri çırpınıyor. Hatta sıkça yıl içinde sanayiciye can suyu olsun fabrikaların dumanı tütsün diye KGF kredisiyle destek veriyor. Her ile her ilin farklı şubelerindeki bankalara limitli para tanımlanıyor. Bizim işgüzar banka müdürü(leri) napıyor? Bana KGF kredisi ilaç gibi gelecek. Çok değil birkaç milyon₺ ile fabrikam 7/24 çalışacak hatta artı istihdam yapacağım diye hayal kuran sanayici işadamı bankaya aracısız müracaat ediyor. Banka bilanço esaslı sanayiciye KGF kredisi tanımlıyor. İnsafına kalmış.

3 milyon isteyene al sana 250 bin diyecek kadar pintileşiyor. 250’nin hiç kimseye faydası yok. Cansuyu olacak olan KGF can sıkıcı hal alıyor. Araya hatırlı kişiler giriyor. Müdür efendi şeyine bile takmıyor. Ve KGF kredisine başvuru yapmayan, kredi ne bilmeyen zengin işadamının telefonu çalıyor. Hem de acı acı. İşadamı telefonu açıyor ve alo diyor. Sayın filan beyefendi diye başlıyor konuşma. Ve müdür efendi ağzındaki baklayı çıkarıyor. KGF kredisi almak istiyor musunuz diye soruyor.

El cevap hayır müdür ihtiyacımız yok diyor. Ama müdür kararlı. KGF müracaatı olmayan işadamının telefonu yeniden çalıyor. Müdür ısrar ediyor. Abi sana 27 milyon ₺ KGF tanımladım diyor. İşadamı şaşkın ihtiyacım yok çok teşekkür ederim diyor. Müdürün bonkörlüğü üzerinde. Olmaz abi alacaksın diye ısrar ediyor. İşadamı oğlunu çağırıyor. Oğlum banka müdürü KGF vereceğim diye ısrar ediyor. Ben ihtiyaç yok teşekkür ederim dedikçe alacaksın diye ısrar ediyor.

Başka sanayicinin işini görsün diyerek müdürün yüzüne abdestsiz bir tavırla telefonu kapattım diyor. Oğlan kendi gelen zemzemdir anlayışıyla teklifi kabul etmesini söylüyor. İşadamı oğlum ihtiyacımız yok diyor. Evlat alalım dövize yatıralım diyor. Ve bir dakika sonra para hesaba tanımlanıyor. Ve abimiz oğlundan aldığı destekle gidiyor döviz bozduruyor.

KGF işadamına Cansu’yu olacak iken bir kişiye peşkeş çekiliyor. Hangi banka mı?

Hangi müdür mü? Hangi işadamı mı? sorarlarsa anlatırız.

Ha bu arada hani İbrahim Karagül yazmış ya! Getirin altına gözü kapalı imza atayım…