Yenidoğan çetesi davasında sanıklar arasındaki özel ilişki duruşmada ifşa oldu
Yenidoğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada sanıkların dinlenilmesine devam ediliyor.
İstanbul'da çok sayıda bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması 3. gününde sürüyor.
Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda görüldü. Duruşmada, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık, 17 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Bugün görülen duruşmada savunmasını yapan sanıklardan biri, iddianamedeki Hasan Basri Gök'ün 'Öldür çocuğu' dediği hemşire Mehtap Sayar'dı. Akşam saatlerinde verilen aranın ardından savunmasını yapan Sayar ile Mahkeme Başkanı arasındaki diyaloglar şöyle oldu:
"FIRAT SARI HEMŞİRE DENİZ KORKMAZ'IN ŞİKAYETİ NEDENİYLE ARADI"
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı sana müsait yere geçmeni ve ilçe sağlığa şikayet yapıldığını söylemiş. Ne diyorsun?
Mehtap Sayar: Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayetini söylemişti. Dün öğrendiğime göre bu şikayet Hemşire Deniz Korkmaz'ın (erkek) şikayeti olabilir.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'yı nereden tanıyorsun?
Mehtap Sayar: 2018'de Fırat Sarı göreve başladı, ancak kendisine bağlı değildim.
"FIRAT SARI MOTİVASYON ÖDEMESİ YAPARDI"
Mahkeme Başkanı: Bu para transferleri nelerdir?
Mehtap Sayar: Fırat Sarı benden borç istedi. Başka hemşirelerden de istediğini duyduk. Tutuklanmadan 1 yıl öncesine kadar borcumu alamadım, parça parça gönderirdi.
Mahkeme Başkanı: Motivasyon ödemesi nedir?
Mehtap Sayar: 10 yıldır hemşireyim ancak maaşlar oldukça düşük. Fırat Bey, kıdemli hemşirelere düzenli olarak motivasyon ödemesi yapardı.
"KONUŞMAK İSTEMİYORUM"
Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar'a "Çocuğu öldür" diyaloğunu sordu:
"Mehtap, çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur" konuşmasını hatırlıyor musun?
Mehtap Sayar: Sıkıntılı bir konuda yazılmış bir konuşma. Bu konuyla ilgili takipsizlik kararı çıktı. Konu hakkında konuşmak istemiyorum. Medyada çok üzerime gelindi.
Mehtap Sayar ile Hasan Basri Gök arasında geçen konuşmada, bebek hastanın uygun olmayan şartlarda tedavi edildiği, görüşme içeriklerinde "Mehtap, çocuğu öldür, elli satürasyonlu çocuk mu olur" dediği, Sayar'ın ise "Yav öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani" şeklinde yanıt verdiği ortaya çıkmıştı.
"İSMİ KONMUŞ BİR İLİŞKİ DEĞİLDİ"
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile sevgili miydin?
Mehtap Sayar: 2019 başlarında aramızda bir flört olmuştu, ancak bu ilişki sonlandıktan sonra Fırat Bey'in şoförlüğünü yaptığı için iş durumunu etkilemedi. İş nedeniyle görüştük.
Mahkeme Başkanı: Ne kadar özel ilişkiniz oldu?
Mehtap Sayar: 2019-2020 arasında, ama ismi konmuş bir ilişki değildi.
Mahkeme Başkanı: Nasıl yani?
Mehtap Sayar: Başka bir şekilde görüşmek istiyordu, öyle anlayın.
Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar'a hesap hareketlerini sordu
Mehtap Sayar: Hesap hareketlerine bakıldığında, benden Hasan'a giden 7, Hasan'dan bana gelen 6 EFT var. Ben 20 bin TL gönderiyorum, o bana 5 bin TL gönderiyor. Eğer ilaç satışından gelirim olsaydı, karşı taraftan bana daha fazla para gelir diye düşünüyorum.
Mehtap Sayar: Hasan Basri Gök'ün sözü, Fırat Sarı'nın sözü gibiydi.
"NÖBET LİSTESİNDE ATT TEKNİKERLERİ DE VARDI"
Mahkeme Başkanı: Genel olarak suçlamaları kabul etmedin. Hasan Basri ile bir tapen var. "Her şey fazlasıyla uygunsuz" diyorsun. Nedir bu?
Mehtap Sayar: 25 Eylül'de gelen denetimle ilgili bir konuşmaydı. Yeni sorumlu olmuştum, Fırat Bey yurtdışındaydı. Bir anda denetim geldi. İlk sorumluluğumdu, paniklediğimi hatırlıyorum. Alan içerisindeki durumdan şikayetimi dile getirdim.
Mahkeme Başkanı: Nedir bunlar?
Mehtap Sayar: Hemşire çalışan listesini görmek istediler. Ama hastane yeterli personel akışı yapmadığı için nöbet listesinde ATT teknikerleri de vardı. Çalışmayan cihazlar da vardı. Hastane yönetiminin bu durumlardan haberi vardı, ancak düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle sorunlarla karşı karşıya kaldık.
Mahkeme Başkanı: Epikrizle ilgili değil miydi?
Mehtap Sayar: Hayır.
HAYATTA OLMAYAN BEBEKLERİ SAVUNAN AVUKAT OLMADI
Gazeteci Rojda Altıntaş, bugün görülen duruşmada, üç gündür devam eden duruşmada adı geçen ve artık hayatta olmayan Michelle Nwando Opara ile Mive Serdarova gibi bebeklerin savunmasını üstlenen bir avukat olmadığını aktardı.
"SERDAROV BEBEĞİN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN NE BİLİYORSUN?"
Akşam saatlerinde verilen aranın ardından savunma sırası Birinci Hastanesi müdürü olarak çalışan tutuklu sanık Emine Avcı'ya geldi. Mahkeme Başkanı, sanığa "Serdarov Bebeğin ölümüne ilişkin ne biliyorsun?" diye sordu. Sanık Avcı, 1,5-2 aylık sürede hastanede yattığını biliyorum. Türkmenistanlı bir hastaydı, eksini 1 ya da 2. gün teslim aldı" şeklinde yanıtladı. Duruşmada sanık ve mahkeme başkanı arasındaki diyalog şöyle devam etti:
Mahkeme Başkanı: Hasan Basri Gök ile bir tartışma yaşamışsınız. Hasan Basri, hastanede illegal olaylardan bahsediyor.
Emine Avcı: Orada beni tehdit etti çünkü mevcut durumu ortaya çıkardım. Hastane yönetimine ileteceğim için böyle davrandı. Hasan Basri Gök'ü tanımıyorum. Hakan Doğukan Taşçı benim numaramı kendisiyle paylaşmış.
Mahkeme Başkanı: Opara Bebek ile ilgili Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var.
Emine Avcı: Biz hastane yöneticileri olarak hasta kabullerini bilmezdik. Fırat Sarı tarafından hastaneye yerleştirilen bir kişi olan Hakan Doğukan Taşçı, bu süreçlerde görev alıyordu. Opara Bebeğin Birinci Hastanesi'ne getirilmesinden başhemşirenin haberi bile yoktu. Sorumlu doktor Şeyhmuz Çelik de hastanede değildi, annesi yoğun bakımdaydı.
Duruşma Savcısı: Hakan Doğukan ile "Ali Bey dedi ki teslim etme, yarına kadar zaman kalsın" diyorsun. Buradan anladığım kadarıyla bebeğin dosyasını teslim etmeyip zaman kazanmaya çalışıyorsun. Açıklar mısın?
Emine Avcı: Opara Bebek ile ilgili denetimdeki bir konuşma. Dosya fiziken o gün denetime gelen kişiler tarafından alındı.
Savcı: Ali Bey dedi ki zaman kazansın" demişsin. Bu Ali Aksu değil mi?
(Ali Aksu, Birinci Hastanesi'nde mesul müdürü)
Emine Avcı: Evet ama konuşmadık.
Savcı: İddianamede, Opara Bebeğin ölümünden sonra dosyalarda epikrizleri uydurmak için sabahlara kadar hastanede çalışıp Ali Aksu ile birlikte düzenleme yaptığınız yazıyor.
Emine Avcı: Bunlar arşive kaldırılmış dosyalar. Faturalandırılma işlemi bittiyse zaten söz konusu değil.
Savcı: Beni anlamadınız. Benim anladığım, yazılan bu usulsüzlükler dosyada yok. Değişiklik yazılarak SGK'dan para alınmış. Sen sabahlara kadar bu nedenle çalıştın mı?
Emine Avcı: 1 gün fotokopi için çalıştık.
"YOĞUN BAKIM İÇERİSİNDE BABAANNEDEN ALINAN PARA"
Mahkeme Başkanı, Emine Avcı'ya Hakan Doğukan Taşçı ile olan tapesini sordu.
Emine Avcı: Eks olan bir bebeğin babaannesinin yaptığı ödemenin faturasını istemesiyle başladı süreç. Babaanneye bu parayı nerede verdiğini sordum. Yenidoğan yoğun bakım içerisinde ödediğini söyledi. Miktar 38 bin lira kadar. Hakan Doğukan Taşçı'nın hasta üzerinden usulsüz bir şekilde gelir elde ettiğini tespit ettim. Mevcut durumu babaanneye tutanak tutturdum. Hasan Basri'nin beni araması var, Hakan numaramı vermiş. Böyle bir durum legal değildi. Bu olaydan şikayetçi olacağımı söyledim ve durumu hastane müdürüyle de paylaştım. Bebek, hastaneye Yeni Hayat Tıp Merkezi'nden gelmiş.
Kaynak:Haberler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.