2026 asgari ücrette rakam beklentisi Konya’dan yükseldi

Yeni asgari ücret rakamı, tüm Türkiye’nin merak konusu. Herkes Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan çıkacak rakamı beklerken, HAK-İŞ Konya İl Başkanı Hüseyin Keçeci, konuya ilişkin olarak Haber Dairesi muhabirine konuştu.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan yapısal olarak beklentilerinin olmadığını belirten Hüseyin Keçeci, “Her yıl oynanan tiyatro sanki yine oynanacak gibi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı zaten hatalı, sıkıntılı. Yani buradan makul bir asgari ücretin tespit edileceğini maalesef öngöremiyoruz” dedi.

HAK-İŞ olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonuna itirazda bulunan Keçeci, “Orada çoğulcu bir yapı yok. Yani komisyonun yapısı değişmezse buradan verimli bir asgari ücret tespitinin çıkacağına inanmıyoruz. İşverenlerle hükümetin belirlediği asgari ücret sağlıklı olmaz. Yani bir an evvel bir düzenleme yapılması gerekiyor. HAK-İŞ Konfederasyonumuz, bugüne kadar yapılmayan düzenlemelerle ilgili gerekli olan yasal adımları her ortamda, her platformda dile getiriyor. Ancak herhangi bir adım atılmış durumda değil” ifadelerini kullandı.

“TÜRK-İŞ TOPLANTIYA KATILMAYACAK”

HAK-İŞ Konfederasyonun yapısı itibariyle istese de Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılamayacağını söyleyen Başkan Keçeci, “Şimdi TÜRK-İŞ Konfederasyonu da toplantıya katılmayacak. O zaman sadece işverenlerle bir asgari ücretin belirlenmesi de adaletsiz ve haksız olacak. Bu haliyle Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan sağlıklı bir asgari ücret çıkarılamaz. İşçi tarafından 5 üye, işveren tarafından 5 üye, hükümet tarafından da 5 üye çağırılıyor. Ancak o beş işçinin oyu sayılmıyor. Bakanlığın tek oyu var, işverenin tek oyu var, işçilerin de tek oyu var. İşveren bakanlıktan bir kişiyle anlaşırsa asgari ücret belirleniyor. Dolayısıyla bakanın, hükümet temsilcisinin tek kişiye indirilmesi uygun da olmuyor. Burada Türkiye'nin sadece bir minimum ücretini belirlemiyoruz. Türkiye'nin ortalama ücreti belirleniyor maalesef. Aslında böyle olmaması lazım. Sosyal tarafların katılımının çoğulcu olması lazım” şeklinde konuştu.

“ENFLASYON ÇALIŞAN KESİMİN BELİNİ BÜKÜYOR”

Enflasyonun çalışan kesimin belini büktüğünü vurgulayan Keçeci, “Bunun üzerine bir de vergi ile alakalı sıkıntılarımız var. Vergi adaletsizliği var. Her ikisi birleşince çalışanın taşıyamayacağı bir yük ortaya çıkmış oluyor. TÜİK geçtiğimiz günlerde kasım ayı verisini açıkladı. Komik bir rakam, komik bir enflasyon verisi ortaya çıktı. TÜİK'in sepetiyle, enflasyonu belirlediği sepetiyle bizim çalışanın evindeki sepet aynı sepet değil gibi duruyor. Maalesef günümüzün şartlarına göre bir enflasyon verisi ortaya koyulmuyor. Bunun telafi edilmesini bekliyoruz. Çalışanın en büyük giderleri kira, ulaşım, gıda bu kalemlerin TÜİK'in sepetinde ağırlıklı olarak yer almadığını görüyoruz. Ama çalışanın üzerindeki en büyük baskı kalemlerini de bunlar oluşturuyor. TÜİK açık ve şeffaf bir şekilde sepetteki kalemleri açıklaması lazım veya asıl giderleri bu kaleme dahil etmesi lazım ki düzgün bir enflasyon tespiti ortaya çıkabilsin. Maalesef çalışanlar olarak bu konuda da yaralıyız” dedi.

“YÜZDE 50 ZAM BİLE KURTARMIYOR”

Asgari ücretin belirlenmesinde açlık sınırı ve yoksulluk sırının konuşulması gerektiğini belirten Keçeci, “Yani bugün açlık yoksulluk sınırının 70 – 80 bin liralara dayandığı, açlık sınırının ise 40 – 45 bin liralara dayandığı bir ortamda bizim işte ‘22 bin liraya ne kadar zam olsun? 10 mu koyalım? 20 mi koyalım?’dan ziyade bu verileri esas almamız lazım. Yani şu an mevcut elde alınan 22 bin liraya yüzde 50 zam yapsa, üzerine 11 bin daha koysa, 33 bin gibi bir rakam oluyor. Yüzde 50 zam yapılmış görünüyor ama çalışan işçi bu 33 bin lirayla geçimini sağlayabilecek mi? Pazarda bu hafta aldığımızı gelecek hafta aynı fiyatı alamıyoruz. Markete gittiğimizde bu hafta aldığımızı gelecek hafta alamıyoruz. Yani bir rakamdan telaffuz etmekten ziyade açlık sınırı ve yoksulluk sınırının göz önüne alınmasını umut ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“ARA ZAM YOK”

Asgari ücrette bu yıl da ara zam yapılmayacağını dile getiren Keçeci, “Bundan böyle iki zam tekrar öngörülmüyor. Yani yıllık olarak tespit edileceği yönünde, tek sefere mahsus bir asgari ücret açıklanacak gibi duruyor” diyerek, asgari ücret beklentilerini şu cümlelerle özetledi:

“Açlık ve yoksulluk kriterleri göz önüne alındığında, en az 35- 40 bin TL bandında bir asgari ücretin ortaya konulması gerektiğini düşünüyoruz.”