Bugün kuraklıkla boğuşan Konya’nın derin tarihi! Altında deniz vardı

Konya Ovası’nın altında bir zamanlar dev bir tatlı su denizinin bulunduğu, jeolojik verilerle bir kez daha doğrulandı. Pleistosen döneminde oluştuğu belirlenen Eski Konya Gölü, bugünkü Konya, Çumra, Karaman ve Ereğli’yi içine alan geniş bir alanı tamamen kaplıyordu.

BİR ZAMANLAR KONYA'NIN DENİZİ VARDI

Jeomorfoloji Derneği’nin ortaya koyduğu bilgilere göre Konya Kapalı Havzası’nın çukur yapısı ve Buzul Çağı’nın yağışlı iklimi, İç Anadolu’nun ortasında dev bir tatlı su denizi oluşturmuştu.

Bu büyük gölün izleri yalnızca bilimsel raporlarda değil; bölgede bulunan tatlı su midyesi fosilleri, kil birikimleri ve tortul tabakalarda da açıkça görülebiliyor. Bu bulgular, binlerce yıl önce Konya’da canlı bir su ekosistemi bulunduğunu kanıtlıyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ

Holosen çağının başlamasıyla iklim giderek ısındı, yağış miktarı düştü ve dev göl yavaş yavaş küçülmeye başladı. Zamanla tamamen kuruyan Eski Konya Gölü’nden geriye, bugün Hotamış Sazlığı gibi sınırlı sulak alanlar kaldı. Ancak kuruyan gölün izleri, Konya Ovası’nın dokusunda hala yaşamaya devam ediyor.

KONYA OVASI’NA BEREKET GETİREN BÜYÜK MİRAS

Kuruyan gölün en değerli mirası, geride bıraktığı son derece verimli alüvyal topraklar oldu. Göl tabanındaki birikimler sayesinde Konya Ovası bugün “Türkiye’nin Buğday Ambarı” olarak anılan yüksek tarımsal üretim gücüne kavuştu. Uydu görüntülerinde dahi eski gölün sınırları belirgin bir şekilde görülebiliyor ve bu alanların büyük kısmının yoğun tarım arazisi olarak kullanıldığı dikkat çekiyor.

Ayrıca, dünya tarihinin en önemli Neolitik yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük’ün tam da bu göl çevresinde kurulmuş olması, su kaynaklarının insanlık gelişimindeki kritik rolünü gözler önüne seriyor.

Eski Konya Gölü, Konya’nın coğrafyasını, kültürünü, tarihini ve tarım ekonomisini şekillendiren güçlü bir doğal miras olarak kabul edilmeye devam ediyor.