Kar gibi rengi ile Konya’dan dünyaya uzanan lezzet!
Kar gibi rengi ve eşsiz tadıyla Konya’nın geleneksel lezzetlerinden biri olan Mevlana Şekeri, kentin en önemli sembolleri arasında. Şeker pancarından üretilen katkısız ve doğal lezzet, Konya’dan dünyaya uzanıyor. İşte Mevlana Şekeri’nin üretim hikayesi.

Mevlana Şekeri; Ağızda eriyen, lezzetiyle ve kar gibi rengiyle ön plana çıkan eşsiz tat. Şehrin sembolleri arasında yer alan Mevlana Şekeri, Konya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor. Hediyelik olarak da satın alınan Mevlana Şekeri, Konya’dan dünyaya uzanıyor.
Pancar şekerinden katkısız olarak üretilen Mevlana Şekeri, ağızda dağılması ve görüntüsünün peynire benzemesi nedeniyle halk arasında “peynir şekeri” olarak da biliniyor.
Konya’da babasından öğrendiği mesleği sürdüren Adnan Ertavukçu, mesleğin inceliklerini anlattı.
Ertavukçu, “Şekercilik hikayesi baba mesleği. Dedem daha önceleri hem çiftçilik yapar hem de kış günleri evde şekercilik yapardı. Mesleğimizin kökeni dededen geliyor. 1975 yılında babam mesleğe başladı. 1975’den 1993 yılına kadar çeşitli markalar altında üretim yapıldı. 1993’den itibaren kendi markamız ile faaliyet göstermeye başladık. Marka olmak adına en iyisini yapmak için mücadele ettik. Ürünlerimizi herkese nasıl ulaştırabiliriz bunun derdinde olduk. Türkiye’nin her yerine ürünlerimizi gönderiyoruz” dedi.
Ertavukçu, Mevlana Şekeri’nin üretim aşamasını şöyle anlattı:
“Mevlana Şekeri, pancar şekerinden yapılır. Yüzde 100 doğal. İçerisinde hiçbir katkı maddesi bulunmaz. Bakır kazanlarda belirli bir kıvama getiriyoruz. 100 derecede kaynatıyoruz ve mayalama aşamasına bırakıyoruz. Limon tuzu yani mayalama işlemini yaptıktan sonra 145 dereceye kadar pişiriyoruz. Daha sonra soğuma işlemine geçiliyor. Bu aşamada hem aramasını hem de renklileri yapılacaksa renklerini veriyoruz. En sonunda ise şekillendirme, soğuma ve dinlenme aşaması yapılıyor. Mevlana Şekeri bu işlemlerden sonra nemlendiriliyor ve yumuşak hale geliyor. Mevlana Şekeri’nin 30’a yakın çeşidi bulunuyor. Meyvelilerini de üretmeye başladık.”
“KENDİ İŞ YERİMİZDE ÇIRAKLIKLA BAŞLADIK”
Babasının yanında çırak olarak başladığı meslekte ustalığa erişen Ertavukçu, “Sabah iş yerine gelince günün planlaması yapılıyor. Sabah işçilerimizden önce dükkanı açıyoruz. Lise yıllarını bitirdikten sonra okumamaya karar verdik. Babam da elimizden tuttu ‘Maden okumayacaksınız gelin bu işi yapın’ dedi. Biz de kendimizi geliştirmeye gayret ettik. Ustamız babamızdır. İlk kazanlara bakmaya başladım. Derecelerini öğrenmeye başladım. Mevlana Şekeri Konya’ya has bir lezzet oldu. Daha öncelerden peynir şekeri de deniliyordu. Mevlana Hazretleri’nin türbesi olduğu için böyle bir isimlendirme oldu. Konya’dan gidenler de hediyelik olarak bu şekerleri tercih ediyorlar.
Konyalılar, doğal, katkısız ve bu yöreye özgü olması nedeniyle tercih ediliyor. Kış gününde bulgurların yanında tüketiliyor, misafirlere ikram ediliyor ve hediye olarak götürülüyor.” dedi.
“BU İŞİN BAŞARI ÖYKÜSÜ SEVEREK YAPIYORUZ”
Başarı öyküsünü anlatan Ertavukçu, “Mevlana Şekeri’nin yanında akide şekeri üretimi de yapıyoruz. Akide şekerinde 70’e yakın ürün yelpazemiz var. Bu işin başarı öyküsü severek yapıyoruz. Abim ile birlikte çalışıyoruz. Aramızda bir yaş var. İkimiz hem arkadaş, hem kalfa hem de usta olduk. Kendi iş yerimizde çıraklıkla başladık. Abimle tatlı bir yarış içerisindeydik. Kim daha güzel yapacak diye. Meslekte 20. yılımız halen tatlı rekabetimiz sürüyor. Markamızı en güzel şekilde temsil etmek istiyoruz. Eskiden elde üretim yapılıyordu ancak şimdi her şey makineleşti. Akide şekerleri tamamen el işçiliği. El ile kesiliyor. Hedeflerimiz yurt dışına açılmak. Mevlana Şekeri’ni yöresellikten çıkartıp bir dünya markası haline getirmek istiyoruz. Maalesef şu anda çırak yetiştiremiyoruz. Yeni nesil masa başı iş istiyor. Bu yüzden elimizdekileri korumak istiyoruz” diye konuştu.
Kaynak:

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.