Konya Cuma namazı saat kaçta? 1 Aralık 2023 Cuma hutbesi

Konya Cuma namazı saati kaçta? 1 Aralık 2023 Cuma Hutbesi konusu belli oldu mu? Cuma namazı vakti ve Cuma Hutbesi konusu camilerde namaz için saf tutacak vatandaşlar tarafından aranıyor.

Konya Cuma namazı saat kaçta? 1 Aralık 2023 Cuma hutbesi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından il il namaz vakti yayımlanıyor. Mübarek Cuma günü, namaz için camilerde yerini alacak Müslümanlar, öncesinde illerin namaz saatini arıyor.

KONYA CUMA NAMAZI VAKTİ SAAT KAÇTA? 1 ARALIK 2023

Peki Konya’da Cuma namazı saat kaçta? Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan Konya Namaz Vakitleri listesine göre Konya’da 1 Aralık 2023 günü Cuma namazı saati 12:46

1 ARALIK 2023 CUMA HUTBESİ KONUSU

Konya Cuma namazı saati kaçta? 1 Aralık 2023 Cuma Hutbesi konusu belli oldu mu? Cuma namazı vakti ve Cuma Hutbesi konusu camilerde namaz için saf tutacak vatandaşlar tarafından aranıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 1 Aralık 2023 tarihli ve ” İnsan, Özü İtibariyle Değerlidir” konulu cuma hutbesi şöyle:

konya-cuma-namazi-saat-kacta-1-aralik-2023-cuma-hutbesi.jpg

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı sorumluluklarını en iyi yerine getireninizdir. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah sizin görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, kalplerinize ve davranışlarınıza bakar.”[2]

Aziz Müminler!

İnsan, yeryüzünün en değerli varlığıdır. Onun bu değeri, dış görünüşünde, malında, mülkünde, şan ve şöhretinde değildir. İnsanın, vahye muhatap olan bir aklı vardır. İyiyi kötüden, hakkı batıldan ayırabilen bir iradesi vardır. Sevgi, şefkat ve merhamet gibi güzel duygularla donatılması gereken bir kalbi vardır. İşte insan, aklını, iradesini ve kalbini, imanın, ibadetlerin ve ahlakın güzellikleriyle donatırsa değerine değer katar, kâmil bir insan olur.

Kıymetli Müslümanlar!

İnsanlık, saygınlığını ve gerçek değerini Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den öğrenmiştir. O, hiç kimseyi, dış görünüşüne, malına ve mülküne, makam ve mevkiine göre değerlendirmemiştir. İnsan olması hasebiyle herkese değer vermiş, sevgi, saygı, şefkat ve merhametle davranmıştır. Allah Resûlü (s.a.s) insanları engelli ya da engelsiz diye ayırmamıştır. Engelleri sebebiyle hiç kimseyi dışlamamıştır. Farklı engel gruplarında yer alan sahâbîlere yakın ilgi göstermiş, her daim destek olmuştur. Birikim ve yeteneklerine göre önemli görevler vermiş, onları topluma kazandırmaya çalışmıştır. Nitekim görme engelli Abdullah b. Ümmü Mektûm’u Medine’de kendi yerine vekil bırakmıştır. Ortopedik engelli genç sahâbî Muâz b. Cebel’i vali olarak tayin etmiştir.

Değerli Müminler!

Dinimize göre engellilik; görememek, konuşamamak, yürüyememek değildir. Asıl engellilik, hakkı duymamaktır. Hakikati görmemektir. Doğruyu söylememektir. Kişinin kalbini imandan, gönlünü İslam’dan, söz ve davranışlarını güzel ahlaktan mahrum bırakmasıdır. İmkânlarını Allah’ın rızası ve insanlığın faydası için kullanmamasıdır. Samimiyetini riyakârlığa feda etmesidir. Hâsılı asıl engellilik; insanın, kendi eliyle değerini yitirmesidir. Kur’an-ı Kerim, gerçek engellileri bizlere şöyle tanıtmaktadır:

لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَاۜ

“…Onların, kalpleri vardır ama hakkı anlamazlar; gözleri vardır ama gerçeği görmezler; kulakları vardır ama hakikati işitmezler…”[3]

Aziz Müslümanlar!

İnanç, azim ve gayret hiçbir engel tanımaz. Önemli olan birbirimize engel çıkarmamak, hayatı birbirimize zorlaştırmamaktır. Engelli kardeşlerimizin ve ailelerinin hayat mücadelesinde yanlarında olmaktır. Onları ziyaret ederek, hal ve hatırlarını sormak, dualarını almaktır. Kendilerine içten ve samimi davranmaktır. Onlara karşı komşuluk ve insani görevlerimizi yerine getirmektir. Çalışmalarını ve üretmelerini zorlaştıran bütün engelleri ortadan kaldırmaktır. Yollarımızı, sokaklarımızı, binalarımızı ve hayatın her alanını onların kullanabileceği şekilde planlamaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifini kendimize şiar edinmektir: يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın! Müjdeleyin, nefret ettirmeyin!”[4]

Kardeşlerim!

Hak ve hukuk tanımayan vicdan yoksunu siyonist zalimler; kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden Filistinli kardeşlerimize top yekûn bir soykırım gerçekleştirmektedir. Bu zulme engel olmak, din, dil ve ırk ayrımı olmaksızın bütün insanlığın ortak görevidir. Bugün bizler de Cuma namazının farzından hemen sonra dünyada zulüm altında inleyen bütün kardeşlerimiz için Yüce Rabbimize dua edeceğiz. Cenâb-ı Hak, dualarımızı kabul buyursun. Başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlumları zafere ulaştırsın.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır. İmam Ebû Yusuf'a ve İmam Muhammed'e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali'den rivayet edildiği nakledilmektedir.

Cuma namazı kılınırken ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır. İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır. Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur. Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.