Konyalı semazen keçelere böyle hayat veriyor
Konya’da 6 yaşında tanıştığı semayı hayatının merkezine koyan Celalettin Berberoğlu (56), çocuk yaşta başladığı keçe sanatını devam ettiriyor. “Keçe emek isteyen zevkli bir iş” diyen Berberoğlu, hayat hikayesini anlattı.
Konya’da yaşayan 56 yaşında Celalettin Berberoğlu, 6 yaşında tanıştığı semayı hayatının merkezine koydu. Mevlevilikten damıttıklarını hayatının bir parçası haline getiren Berberoğlu, çocuk yaşta başladığı keçe sanatını devam ettiriyor.
“TATİL BİLMEM SÜREKLİ ÇALIŞIRIM”
Celalettin Berberoğlu “Ben 1967 Konya doğumluyum. Uzun yıllardır bu mesleği yapıyorum. Bundan önce babam hallaçlık mesleğini yapıyordu. Babam ile beraber uzun dönem o mesleği yaptık ancak bizim dükkanımız keçeciler içindeydi. Bizim müşterilerimiz keçeciler olduğu için giderdik onlarla beraber nakış döşerdik ve desenleme yapardık. Babamın hallaçlıktan önceki mesleği keçecilikti. Severek başladım, uzu süredir yapmaya devam ediyorum. 25 senedir cumartesi, pazar tatil bilmem, sürekli çalışırım. Sevdiğim işi yaptığım için çalışyormuş gibi olmuyorum” dedi.

“KEÇE EMEK İSTEYEN ZEVKLİ BİR İŞ”
“Keçe emek isteyen zevkli bir iş” diyen Berberoğlu, “Hem zihin olarak düşüyorsunuz hem de fiziksel güce ihtiyacı var. Sabah erkenden dükkana gelirim. Eğer sipariş yok ise eksikleri belirler onlara göre üretim yaparım. Günün bir bölümünde ise boyahanem var oraya gider yün boyarım. En çok keyif aldığım yer orası. Çünkü beni dinlendiren terapi gibi olan yer. Atölyemde 50’ye yakın ürün üretiyorum. Kumaştan ne yapılıyor ise keçeden de onu yapmak mümkün. Abajur, perde, şal, şapka, çanta, tarikat taşları, mevlevi sikkeleri gibi birçok ürünleri üretip satışa sunuyoruz” diye konuştu.

Yurt dışında keçe sergileri yaptığını belirten Berberoğlu şunları söyledi:
“Oralardan ortaklık teklifi geldi ancak kabul etmedim. Çünkü keçe benim için bir yaşam biçimi. Neşemi bozacak, pişman edecek hiçbir işin içerisine girmem.
Babam yerde küçük bir yün parçası görürdü ‘Onu yerden al, ekonomik olarak hiçbir değeri yok ama ekmek kırıntısı’ derdi. İnsan rızık aldığı mesleğe saygı duymalı. Mesleğim farklı ama semazenlikte yaptım. 6 yaşında sema ile tanıştım. 9 yaşında ilk sema gösterisine çıkardım. Manevi dünya ile ilgili çok merakım vardı. Yurt dışı açılımlarım oldu. Farklı inançsal gruplarla yaşadım yurt dışında. Sufi okullarında çok şey öğrendim. Hayatımda biriktirdiğim şeyleri de onlara aktarma imkanı buldum. Bu sayede dünyanın her tarafında dostlar edindim. Bu farklılıklar hayatıma muazzam bir deneyim kattı”

“TÜKLER GÖÇER TOPLUM OLDUĞU İÇİN KEÇEYİ DAHA YOĞUN KULLANMIŞLAR”
Berberoğlu, “Dostlarımın tavsiyesiyle hayattan birikimlerimi bir kitap haline getirdim. Kitabın ismini ‘mistik yalancı’ koyduk. 2 yıl oldu çıkalı, Bulgarca ve İtalyanca dillerine çevrildi. Şu anda da İngilizcesi çevriliyor. Keçe aslında ikiye ayrılıyor. Biz duramadık üçe ayırdık. Klasik keçe ve modern keçe. Klasik keçe bir zorunluluk aslında. Keçe insanlığın bulduğu ilk tekstil ürünlerinden biri. Orta Asya, Kuzey Afrika ve Kuzey Avrupa’da çok yoğun kullanılmış. Fakat Tükler göçer toplum olduğu için keçeyi daha yoğun kullanmışlar. Dünya’ya biz tanıtmışız gibi bir intiba var” dedi.

“TAM YOK OLDU DERKEN KEÇE KÜLLERİNDEN ADETA YENİDEN DOĞDU”
Celalettin Berberoğlu, “Modern keçe 30 yıl öncesine kadar Konya’da 40 veya 50’ye yakın keçe atölyesi vardı. Sanayileşme ve hızlı yaşam biçimi ile birlikte sentetik eşyalar keçe sanatını öldürdü. Atölyeler birer birer kapanmaya başladı. Tam yok oldu derken keçe küllerinden adeta yeniden doğdu ama sanat dalı olarak doğdu. Biz tartışıyoruz. Keçe ‘sanat mı? zanaat mı?’ diye. Keçenni modern boyutu Avrupa ve Amerika’da üniversitelerde okutulan bir bölüm haline geldi. Bu da keçenin modern boyutu. Fakat keçenin bide mistik boyutu var. Önceden Mevlevi dergahında edebiyat, musiki, güzel sanatlar, farklı diller ve dini ilimler öğretiliyordu. Bu külliyatın içerisinde ayıca dervişlere keçeden sikke yapmayı öğretiyorlardı. Yünün keçe ve sikke olana kadar geçirdiği aşamayla insanın insanı kamil olana kadar aşamalar arasında muazzam benzerlik var. Mevleviler bunu keşfetmişler. Yün kirlenir arınması gerekiyor, insanda kirleniyor onunda arınması gerekiyor. Mevlevihanelerde keçe yapımı yapılırken yol öğretiliyor. Keçenin mistik boyutu, klasik ve modern boyutundan çok farklı. Hayat verilmiş, gündelik hayata dönüşmüş ve obje olmaktan çıkartılmış ayrıca değer verilmiş. Keçe güzel bir ruh haliyle yapılması gereken bir meslek. Çünkü ruh haliniz yaptığınız işe mutlaka yansır. İş disiplini gereken bir meslek. Konya, Selçuklu’nun başkenti olmasından dolayı çok farklı fikri akımlara ev sahipliği yapmış. 3 milyon kişi Hazreti Mevlana’yı ziyaret ediyor. 50 veya 100 bin kişi gerçekten Mevlana’ya arayıp gelen kişiler. Bunlar kendi kültürlerini getiriyorlar buruya ve kültür alışverişi gerçekleşiyor” diye konuştu.

Gençlere tavsiyede bulunan Berberoğlu, şunları dile getirdi:
“Gençlere şu söylüyorum. Herkes bir rızık peşinde koşuyor. Gençlerin bir çoğu sevdikleri işleri yapmıyor. Yapmadıkları için de hayatın içinde eziliyor. Benim onlara tavsiyem. Bir işte çalışın ancak günde bir saat bir hobiniz, sizi yaparken dinlendiren, zevk alabildiğiniz, saatin ve zamanın durduğu bir işle meşgul olun. 10 yıl sonra zevk için yaptığınız işten para kazanacaksınız”

Kaynak:Haber Merkezi



Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.