Konya’nın hassas semazeni! Beğenmeyince terzi oldu

Konya’da Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu üyesi, 26 yıllık semazen Ömer Kılıç, giydiği tennurelerin uygun ortamlarda dikilmediğini fark edince Mevlevi geleneğine uygun üretim için terzilik yoluna girdi.

Kılıç, sema kıyafetlerinin manevi değerine dikkat çekerek semazenlerin giydiği her parçanın titizlikle hazırlanması gerektiğini söyledi.

“TERZİHANE, MEVLEVİLİĞİN İLK MUTFAĞIDIR”

Ömer Kılıç, tennure dikiminin sıradan bir kıyafet dikiminden çok daha hassas bir süreç olduğunu ifade etti.

Kılıç, “Mevlevi kıyafeti uygunsuz yerde dikilmez. Dikildiği yere ayakkabıyla girilmez. Çünkü terzihane bir mutfak; semazen meydanda her çarkta İsm-i Celal çeker. Meydanın, Allah zikrinin ilk mutfağı terzihanedir. Buna dikkat edilmesi gerektiğini düşünerek terzilik eğitimi aldım.” dedi.

Kılıç, aldığı eğitim sonrası İrfa Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi’nde kendi terzihanesini açarak kendisi ve diğer semazenler için tennure üretmeye başladı.

“KIYAFETLER YERE DEĞMEZ, ABDESTLE GİYİLİR”

Kılıç, semazenlerin kıyafetlerine gösterdiği özenin altını çizerek şöyle devam etti:

“Semazenler kıyafetlerini giymeden önce abdest alır. Tennure yere temas etmemelidir. Ben de üretim sürecinde aynı hassasiyeti gösteriyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde sema edenler var, talep ediyorlar. Aslına uygun şekilde büyük bir titizlikle hazırlayıp gönderiyorum.”

Ayrıca sema esnasında diğer semazenlerin kıyafetlerini de kontrol ettiğini belirten Kılıç, doğru açılmayan veya hatalı dikilmiş parçaları hemen tespit ettiğini söyledi.

“TENNURENİN HEDİYELİK EŞYA OLMASINA KARŞIYIZ”

Ömer Kılıç, tennurenin manevi anlam taşıyan bir kıyafet olduğunu ve hediyelik eşya olarak üretilmesinin doğru olmadığını belirtti.

26 yıllık semazen Ömer Kılıç, “Semazen olmadığı halde tennure isteyenler oluyor. Konya’da tennureyi hediyelik eşya olarak satanlar da var. Ancak ben yalnızca sema edenlere dikiyorum. Tennurenin amacı meydanda sema eden kişinin üzerinde olmaktır; bir süs eşyası değil.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.