Nasrettin Hoca'nın maya çaldığı Akşehir Gölü çöle döndü
Nasrettin Hoca'nın maya çaldığı Akşehir Gölü, yağışların azlığı ve bilinçsiz sulama nedeniyle kurudu. Bir dönem 353 kilometrekare alanıyla Türkiye'nin 5'inci büyük gölü olan Akşehir Gölü'nün kuruması ile birlikte bölge halkı çareyi göç etmekte buluyor.
İklim değişikliği kaynaklı bölgedeki kuraklık, yanlış tarım ürünü seçimi nedeniyle yıllarca süren vahşi sulamayla birleşince, Nasrettin Hoca'nın maya çaldığı rivayet olunan Konya Akşehir Gölü, artık bodur ağaçlar ve yaban bitkilerinin yetiştiği bir çöle dönüştü. Eber Gölü'nde de benzer son yaşanırken, göle bağlı ekonominin çökmesiyle yerel halk göç etmek zorunda kaldı.
5 MİLYON YIL ÖNCE OLUŞMUŞ
Sultan Dağları ile Emir Dağı arasındaki çöküntüde 5 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen Akşehir Gölü, idari olarak Konya ve Afyonkarahisar gibi 2 ilin sınırında kalmasına rağmen göz göre göre kurutuldu. Son yıllarda etkisini şiddetle gösteren iklim değişikliği sonucu bölgeye düşen yağışın azalması ve tarımsal sulama amacıyla sularının hoyratça kullanılması Akşehir'i bodur ağaçlar ve yaban bitkilerinin yetiştiği bir çöle dönüştürdü. Akşehir ve Eber gölü çevresinde açılan çok sayıda kaçak kuyu göllerin kurutan son darbeyi olarak önümüzde duruyor.
KURUMASININ NEDENLERİ
Kapalı havza olduğu için doğal riskler taşıdığı bilinmesine rağmen kaybedilen Akşehir Gölü, insan eliyle yok edilen coğrafi şekillerimizin ilk sırasında yer alıyor. Buzulları eriterek tüm dünyayı tehdit eden iklim değişikliği kadar tarımsal sulama amacıyla açılan yeraltı kuyuları, gölü besleyen kaynakların önünün çeşitli amaçlarla kesilmesi ve yağış azlığı gölü çöle çeviren etkenlerin başında geliyor.
5. BÜYÜK GÖLÜMÜZDÜ
Milliyet'in haberine göre Orta Anadolu ikliminin tipik örneğinin yaşandığı Akşehir'de coğrafi işaret alan kiraz tarlalarını sulamak için açılan yeraltı kuyuları, gölün kılcal damarlarındaki can suyunu kendine çekiyor. İlkokuldan liseye kadar tüm coğrafya kitaplarında 353 kilometrekare alanıyla Türkiye'nin 5'inci büyük gölü olarak anlatılan Akşehir Gölü'nde suya erişmek mümkün değil. 1960'larda taşarak büyük bir sele neden olan 1970'lerde en yüksek su seviyesine ulaşan Akşehir Gölü'ndeki flora-fauna (hayvan ve bitki yaşamı) ilk kaybedilen güzellikler oldu.
YILDA 480 TON BALIK AVLANIYORDU
15-20 yıl önce 350 kilometrekare alana yayılan gölde 20 köy balıkçılık ve kerevit avıyla geçiniyordu. 650 teknenin ava çıktığı sularda yılda 480 ton balık avlanıyordu. Yılda 20 bin ton sazlar Çay ilçesindeki SEKA kağıt fabrikasına satılıyordu. Sayıları 40 bini bulan ak pelikan, akbalıkçıl ve gece balıkçılı gibi kuşların koloniler halinde konakladığı Akşehir Gölü kuraklığın etkisiyle terk edilen bir alan oldu. Akşehir Gölü'nde balıkçılık yaparak hayatını kazanırken şimdilerde bozkıra dönüşen arazide hayvanlarını otlattığını söyleyen Mehmet Doğan, 14 metre derinlikteki gölden geriye kalanın sarı toprak parçası olduğunu belirtti.
BÖLGE HALKI ÜZÜNTÜLÜ
Doğan, "Kerevit avcılığı yapardık ve gölden 30 aile geçimini sağlardı. Sazlıklardaki kamışları toplayıp SEKA kağıt fabrikasına verirdik. Bitkisinden hayvanına kadar bize fayda sağlardı Akşehir. Şimdilerde Sultan Dağları'nın zirvesinde karı daha az görür olduk, yağmur daha az yağıyor ama asıl etken insan. 1996'dan itibaren kuruma çok hızlandı ve kuru ayazdan başka bir mevsim göremiyoruz. En çok yağmura hasret kaldık. Eylül-Ekim'de yağmasını istediğimiz yağmur Ocak'ta çok az yağıyor. Göldeki balıklar ve kerevitler bitince aileler buraları terk etti. Sadece birkaç aile hayvancılık yaparak gölün çevresinde yaşıyoruz. Öyle büyük sazanlar tutardık ki paylaşma duygusunun mutluluğunu yaşadığımız göle baktıkça üzülüyorum" dedi.
"GÖLÜN BEREKETİ GİDİNCE İNSANLAR ŞEHRE GÖÇ ETTİ"
20 yıl önce balıkçılık yaptığı alanda şimdi keçi ve koyunlara çobanlık yaptığını söyleyen Erdoğan Yılmaz, yok oluş sürecini üzülerek anlattı. Yılmaz, "500 kayıkçının avlanmak için birbiriyle yarıştığı günlerden bugünlere gelmek insanı çok üzüyor. 2000 kişi hayatını kazanırdı balıkçılıktan. Kayıkla gezdiğimiz alanın üzerinde 5-6 km yürüyerek birkaç santim ot bulursak hayvanlarımız besleniyor. En önemlisi de köyler boşaldı kimse kalmadı çevremizde. Gölün bereketi bitince insanlar şehirlere göç etti. Şunu anladık ki Akşehir Gölü bölgenin yaşam kaynağıymış. Şimdi kaynak kurudu" ifadelerini kullandı.
"MAYA ARTIK YAPAY GÖLETE ÇALINIYOR"
3 kuşaktır göl çevresinde yaşayan bir aileden gelen iş insanı Şefik Özus, her yıl Temmuz ayında Akşehir Belediyesi'nin düzenlediği Nasrettin Hoca şenliklerine ev sahipliği yapıyor. Öyle ki Özus Ailesi'nin yapay sulama göleti olmasa şenliklerin yapılacağı bir sulak alan bulunmuyor. Temsili maya bırakma töreni için bile su bulunamamasının yanlış tarım politikalarından kaynaklandığını söyleyen Özus, vahşi sulama yapılan tarım faaliyetlerinin zararlarına değindi. Özus, "Bölgeye uygun olmayan şekerpancarı, mısır, yonca gibi suya çok ihtiyacı olan ürünler ekiliyor tarlalara. Bu tarlalar vahşi sulamayla bilinçsizce sulanıyor. Suyun sınırsız olduğunu unutuyoruz ve hiç bitmeyecek gibi kullanıyoruz. Bence olacağı budur. Susuz tarıma geçmezsek Anadolu kuruyacak" diye konuştu.
Haber Dairesi
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.