Selçuklu yapılarındaki parmak izleri Konya’ya kadar izleniyor
Sivas’ta restorasyonu devam eden Divriği Ulu Cami’nin kubbesindeki Mimar Sinan’ın parmak izi konusu sosyal medyada günden olmuştu. Konuyla ilgili konuşan Doç. Dr. Uğur Tuztaşı, Konya’da da bulunan Selçuklu yapılarında benzer şekillerin olduğunu belirtti.
Sivas Haber: Divriği ilçesinde Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde 1229 yılında Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah ile onun eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılan, mimarisiyle ilgi çeken ve restorasyonu devam eden UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda, 1940 yılında yapılan onarım çalışmalarında cami kubbesindeki sıvanın kaldırılmasıyla tuğlalarla örülü desen ortaya çıktı.
Kubbe örtüsünün Osmanlı döneminde eseri restore ettirdiği bilinen Mimar Sinan'ın parmak izini yansıttığı iddia edildi. Ortaya çıkan görüntü sosyal medyada paylaşıldı.
SCÜ Mimarlık, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Bina Bilgisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Tuztaşı bu iddianın tamamen asılsız olduğunu belirterek, "Mimar Sinan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda restorasyon aşamasında elimizdeki verilere göre bir hizmette bulunmuştur.
Özellikle Kanuni Sultan Süleyman'ın İran Seferi sırasında Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda özellikle minare güçlendirmesinde önemli katkılar sağladığını biliyoruz.
Aynı şekilde iç kısımlarında da kendisi ya da çıraklarının restorasyonda katkısı olduğuna dair kayıtlar var. Ancak Mimar Sinan'ın eserlerinde parmak izi kullandığına dair bir belge yoktur. Ayrıca bu bir bilimsel tabana dayanmamaktadır.
Böyle önemli mimarların yaptığı bir esere Mimar Sinan'ın bu şekilde dahil olduğunu düşünmüyorum.
Bunun dışında da hiçbir eserinde parmak izi kullandığını görmüyoruz. O dönemde tuğlaların kubbelerde kullanıldığını biliyoruz. Bu eğik, yatay, dikey, sırlı, ya da sırsız olarak öne çıkıyor. Ortaya çıkan kubbeyi değerlendirdiğimizde parmak izine benzetebiliriz ama Malatya Ulu Cami ve Konya İnce Minareli Medrese ve Karatay Medresesi gibi Selçuklu eserlerinde de benzer kubbe örgülerini görüyoruz.
Kısacası Mimar Sinan'ın parmak izi ile ilgili bir mühür bırakılıp bırakılmadığı bilimsel bir tabana dayanmamaktadır. Mimar Sinan'ın yaptığı eserlerde de buna benzer bir uygulamasını görmemekteyiz.
Aynı zamanda Mimar Sinan kendi eserlerinde tasarımlara önem veriyor, ancak kendisinden önce yapılan eserin onarımlarında nezaketli olduğunu düşünüyorum" dedi.
“BİLİMSEL BİR KARŞILIĞI YOKTUR”
Anadolu Selçuklu Devleti döneminde de tuğlanın bu tip yapıların kubbelerinde kullanıldığını söyleyen Doç. Dr. Tuztaşı, "Mimar Sinan'ın böylesine değerli bir esere gizli de olsa böyle bir müdahale de gönderme yaptığının bilimsel bir karşılığı yoktur.
Bu teknik merkeze doğru bir hat sunduğu için doğrudan parmak izi formuna benzeyebilir. Bunda sakınca yok. Ancak ne Mimar Sinan'ın ne de çıraklarının böyle bir sistemi kendi insan doğasındaki bir şeyle ilişkilendirerek kullandığını düşünmüyorum.
Doğrudan orada kullanılan tekniğin göstergesidir. Mimar Sinan'ın onların kitabesine doğrudan müdahil olduğunu gösteren bir belge yok. Böyle bir söylentiye rağmen, kesinlikle o kubbe formundaki kullanılan desenin parmak izi ile ya da mühürsel olarak bir işaretle ilişkili olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.
Doç. Dr. Uğur Tuztaşı
Kaynak:DHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.