Hat sanatıyla geçen yarım asır
Dünyanın dört bir yanında eserleri bulunan hat ustası Hüseyin Öksüz, yarım asırdır sanatını icra etmeyi sürdürüyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezinin (IRCICA) düzenlediği Uluslararası Hat Yarışması'nda birincilik ödülü kazanan Öksüz, TBMM Başkanlığı Üstün Hizmet Ödülü ile Kültür ve Turizm Bakanlığının Kültür Sanat Büyük Ödülü'ne de layık görüldü.
Yurt içi ve yurt dışında birçok büyük caminin hatlarını yazan ve eserleri çeşitli müzelerde sergilenen Öksüz, Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde bu sanata gönül veren öğrencileri yetiştirmeye devam ediyor.
Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Öksüz yaptığı açıklamada, bu sanatla üniversite yıllarında tanıştığını söyledi.
Hatla uğraşmanın kaderinde olduğuna inandığını ve önüne çıkan fırsatları da iyi değerlendirdiğini dile getiren Öksüz, şöyle konuştu:
"İlkokulu bitirdikten sonra hafızlığa başladım. 3 yıl hafızlık yaptım. Derslerime çalışırken bazı ayetleri kağıda yazmaya çalışırdım. Onları kufi yazı gibi köşeli yazmışım. Yazma merakı oradan başlamış demek ki. Sonra üniversiteyi kazanıp İstanbul'a yerleşince bir arkadaşın evine gittim. Baktım elinde kamış kalemler var, yazı yazıyor. 'Ne yapıyorsun' dedim. 'Hat çalışıyorum.' dedi. 'O nedir?' diye sorduğumda anlattı ve Hamid Aytaç hocadan bahsetti. Öncesinde adını hiç duymamıştım. Daha sonra birlikte dersine gittik ve 50 küsur sene önce bu sanata böylece başlamış oldum. O gün bugündür kalem elimde. 10 yıl eczacılık da yaptım ama kalemi hiç elimden bırakmadım."
- "Soba isinden mürekkep yaptım"
Öksüz, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde öğrenciyken başladığı sanat eğitimi sırasında, eczacılık derslerinin, malzeme hazırlamada çok yardımının dokunduğunu ifade etti.
Hat eğitimi almaya başladığı yıllarda hazır malzemenin çok yaygın olmadığını belirten Öksüz, "Soba isinden mürekkep yaptım. Eczacılıkta aldığım kimya bilgimi mürekkep yapmada, kağıtları aharlamada kullandım. İmkanlar, hattatlar çoğaldıkça zaman içerisinde gelişti. Şimdi kalem, kalemtıraş ve kağıt imal eden var, hepsini hazır buluyoruz. Sanata başladığım yıllarda bunların hiçbiri yoktu, hepsini kendim yapardım." dedi.
- "Bir kağıdın terbiye edilmesi bazen bir yılı bulurdu"
Hat sanatında yazının yanı sıra malzemenin hazırlanmasının uzun zaman aldığını ve sabır gerektirdiğini anlatan Öksüz, şunları kaydetti:
"Uygun kağıt üretimi olmadığı için hattı yazacağımız kağıdı terbiye ederdik. Olabilecek kağıtlar alınır, yumurta akı ve şapla karıştırılarak vernik benzeri bir mahlut elde edilir, kağıda sürülür, daha sonra da parlak camlarla ve taşlarla parlatılırdı. Sonrasında üzerine sabun sürülür ve o sabun başka kağıda sürülerek kağıt temizlenirdi. Yani çok uzun muamelelerden geçer ve bir kağıdın terbiye edilmesi bazen bir yılı bulurdu."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.