Avrupa'nın en büyük hastanesinde koronavirüs mesaisi
Avrupa'nın en büyük, dünyanın tüm birimleri tek seferde yapılan 3. büyük hastanesi Ankara Şehir Hastanesinin sağlık çalışanları, yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadeleyi büyük fedakarlıklar içerisinde yürütüyor.
Avrupa'nın en büyük, dünyanın tüm birimleri tek seferde yapılan 3'üncü büyük hastanesi Ankara Şehir Hastanesinde, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede görev alan sağlık çalışanları, büyük fedakarlık içerisinde çalışırken hiçbir zorluk karşısında pes etmiyor.
Kovid-19 ile mücadelede, Ankara Şehir Hastanesinde yoğun mesai yapan sağlık çalışanları, uzun saatler koruyucu tulum, çizme, maske ve koruyucu gözlük takarak büyük bir fedakarlık gösteriyor. Sağlık çalışanları, pandemi sürecinde vatandaşlara evde kalmaları çağrısında bulunuyor.
Salgının başladığı günden itibaren ailelerinden, çocuklarından ve tüm sevdiklerinden uzak kalan sağlık çalışanları zorlu mesaileri hakkında Anadolu Ajansı (AA) muhabirine açıklamalarda bulundu.
"Tulum terletti, maske yaraladı ama işimizden alıkoymadı"
Vatandaşlara evde kalmaları ve zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamaları çağrısında bulunan Acil Tıp Uzmanı Dr. Gültekin Kadı, şöyle konuştu:
"Koruyucu tulumlar ve çizmeler terletti, maskeler burnumuzu ve kulaklarımızı yaraladı ama bunların hiçbiri bizi yaptığımız işten alıkoyamadı. Çünkü hastalarımız yani sevdikleriniz, şüphesiz bizim de sevdiklerimiz, annemiz, babamız, kardeşimiz. Doktorların, hemşirelerin ve tüm sağlık personelinin sizden beklentisi, bizlere güvenilmesi ve işimizi yaparken saygı gösterilmesidir."
Acil Tıp Kliniği'nde görev yapan Dr. Çağdaş Yıldırım, pandemi sürecinin tüm sağlık çalışanlarını birbirine kenetlediğini belirterek "Hemşire, güvenlik görevlisi, laboratuvar personeli, hasta refakat personeli, temizlik personeli bütün çalışanlarımızla bir bütün olarak çalışıyoruz. Sistemin bozulmaması için geriye tek bir faktör kalıyor, halkımızın evde kalması." dedi.
"Evde kalın ki bayramımız buruk geçmesin"
Bir sağlık çalışanı olarak yaptığı işten gurur duyduğunu dile getiren laborant Hanife Hallı ise "Aynı evin içinde hasret kaldığım aileme sarılmak ve kıymetini bilmediğimiz özgürlüğümüze dönebilmek istiyorum. Bizler, sizin için dışarıdayız ve görevimizin başındayız. Sizler evde kalın, bizlere yeter." diye konuştu.
Laborant Pervin Yıldız da 4 yaşındaki kızı ve oğluna sarılacağı günleri özlemle beklediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bakanlığımızca yürütülen koronavirüs çalışmalarında bulunmaktan hem gururluyum hem de bir insan olarak, evlat olarak ve de en önemlisi anne olarak endişeliyim. 4 yaşındaki kızımın kokusunu içime çekmek, oğluma ise doya doya sarılacağım günlerin bir an önce gelmesi için 7 gün 24 saat çalışırken siz lütfen evde kalın, evde kalın ki yaklaşan bayramımız buruk geçmesin, ellerini öpmeye gideceğimiz büyüklerimizi evde bulalım."
Laborant Enes Keskin de ailesinin başka bir şehirde yaşadığını aktararak "Kovid-19 laboratuvarında 7 gün 24 saat şeklinde hizmet vermekteyim ve bu laboratuvarda çalıştığımı, aileme endişelenmesinler diye söylemedim. Ben ve ekip arkadaşlarım, sizler için buradayken, sizler de bizler için evde kalın." çağrısında bulundu.
"112'yi doğru bilgilendirmek bir can kurtarmamızı sağlar"
Ankara Şehir Hastanesinde Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri Salih Özen, vaka sayılarında yoğunluk yaşanabildiğini anlatarak vatandaşların 112'yi arayarak gereksiz yere meşgul etmemesi gerektiğini söyledi.
Koruyucu ekipman sıkıntısı yaşamadıklarına işaret eden Özen, "Ankara 112 olarak yoğun bir şekilde görev yapmaktayız, bu yoğunluğumuz ve koronavirüs pandemisi hiçbir zaman motivasyonumuzu olumsuz etkilemiyor. Aksine daha da dinç, enerjik ve motive bir şekilde değerli halkımıza sağlık hizmetini en iyi şekilde sunma gayretindeyiz." dedi.
Acil yardım talebinde bulunanların hasta ile ilgili bilgileri tam olarak iletmesi gerektiğine dikkati çeken Özen, "112'yi doğru bilgilendirmeniz, bir canı daha kurtarmamızı sağlar. Hastanın genel şikayetlerinin yanında varsa ateşinin, öksürüğünün, nefes darlığının, boğaz ağrısının olup olmadığını da mutlaka söylesinler ki biz kendimizi koruyup daha çok vatandaşımızın hayatını kurtarabilelim." diye konuştu.
"Hastamın kızı ve eşi hastanede çalışıyormuş"
Tüm sağlık çalışanlarının dayanışma içerisinde olduğunu vurgulayan Özen, sağlık hizmetini en hızlı şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını söyledi. Özen, görevi sırasında yaşadığı bir olayı şöyle anlattı:
"Ankara Bilkent Şehir Hastanesine bir vaka naklettim. Hastamın kızı ve eşi hastanede çalışıyormuş. Koronavirüs belirtileri olunca ister istemez üzüldüklerini öğrendim. Biz ekip olarak hastamı güçlü kılmak için motive ettik, yakınlarını ise hastane çalışanları güçlü kılmak için motive ettiler. Ankara 112 olarak koruyucu ekipman sıkıntısı yaşamıyoruz. Yöneticilerimiz bu konuda ellerinden geleni yapmaya gayret ediyorlar."
"82 milyon güçlü bir aileyiz"
Biyomühendis Tuğçe Koçer, pandemi süresince evine gidemediğini ve ailesini göremediğini ifade ederek "Biz 82 milyon nüfuslu güçlü bir aileyiz, hep beraber omuz omuza başaracağımıza canı gönülden inanıyorum. Biz sizleri korumaktan ve iyileştirmekten gurur ve onur duyuyoruz." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.