İnsaflı olmamız gerekiyor.
İnsaflı olduğumuz kadar da gerçekçi, objektif ve hakkaniyetli…
Ama tüm bunlara ne vaktimiz var ne de sabrımız.
Bir bir eriyoruz.
Bir bir bitiyoruz.
Bir bir batıyoruz.
Bir bir geriliyoruz diyeceğim ama maalesef geride basamak kalmadı. En son sırada İstanbulspor var.
Onlar zaten haftalar öncesinden havlu atmışlardı. Direnen takımlar arasında son sıradayız. Buna direnmek derseniz tabi…
İyi transferler yapmak için artık ne vakit var, ne para…
Neden hep gecikiyoruz anlamıyorum.
Hocayı değişmede geciktik, transferde geciktik. Vallahi ne diyeyim bu ligde gecikme affedilmiyor. Tıp fakültesinden teşkilatlı heyet raporu dahi alsan gecikmeye mazeret babında… işe yaramıyor.
Haftalar geçiyor, hoca değiştiriyoruz, yeni oyuncular alıyoruz ancak hiç bir şey değişmiyor.
Altımızda yer alan Pendik coşuyor, Samsun hareketleniyor, Hatay şeytanın bacağını kırıyor ve hatta İstanbul bile deviniyor, bizde tık yok.
Olmaz, olmaz. Böyle yürümez.
Bir yerde hata yapıyoruz. Nerede hata yaptığımızı bildiğimiz halde hataları düzeltmiyoruz. İnadına aynı hatalarda ısrar ediyoruz.
İnanın teşhisler doğru.
Yönetici teşhisi doğru, medya teşhisi doğru, taraftar teşhisi doğru. Buna rağmen tedaviye sıra geldiğinde yine bildiğimizi okuyoruz.
Dedik ki;
Madde 1- İyi-tecrübeli bir hoca lazım…
Madde 2- Ligi bilen tecrübeli kaliteli en az 4 transfer yapmamız gerekiyor,
Madde 3- Tüm bunları bir an önce yapmamız şart.
Bir düşünün; teklif yapıldığı halde neden Aykut gelmedi, neden Sergen gelmedi, neden diğer tecrübeli hocalardan biri gelmedi?
Çünkü kaliteli oyuncu istediler, biz ‘alamayız’ dedik. Ondan gelmediler. Bütçemize baktılar ‘cep delik, cepken delik’ gelmediler.
Gittik, hiç birinci hoca olmamış birini getirdik. Başarılı olursa destan yazarız, olmazsa ‘zaten takım geldiğimizde kötüydü, enkaz devraldık” der kendimizi sıyırırız’ diye düşündük.
İyi de eski yönetimin içinde çıktı yeni yönetim. Hiç bahaneleri yok.
Sen 2-0 öne geçtiğin maçı kaybedeceksin. İkinci yarıda 3 gol yiyeceksin. Allah aşkına buna ne denir?
Ne dendiğini bilen bilir.
Buradan bir kez daha tüm ilgililere ve yetkililere seslenmek istiyorum. Tüm Kent sorumlularına…
Vekillere, başkanlara, yöneticilere, odalara, STK’lara…. Bir haftanız var iyi transferler için…
Artık elinizi taşın altına koyun. Bu şehrin takımı bağıra bağıra ‘düşüyorummmm!’ diyor. Taraftar ağlıyor.
Bir ucundan tutun artık. Tutunsun lige bu takım. Sönmesin hayalleri kentin. Bir daha çıkması imkan dahilinde olmayan o kuyuya düşmesin Konyaspor…
Ömer başkan ve ekibi iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama dışarıdan destek olmazsa, olmaz.
Düşeriz.
Bir daha Süperlig’i rüyamızda bile göremeyiz.
O 42 bin kişilik stadyum bile çürür.
Taraftar kahrolur.
Unutmayın.
Konyaspor düşerse, Konya düşer.