İnfaz düzenlemesi TBMM Adalet Komisyonunda

AK Parti Grup Başkanvekili Özkan,"Milletimizin rehberliği nasıl yol göstermişse, milletimizin vicdanında karşılık bulmayacak ve büyük infial uyandıran suçların, ceza infaz sisteminin dışında bırakılmasına gayret ettik." dedi.

İnfaz düzenlemesi TBMM Adalet Komisyonunda

TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmeye başlanan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi üzerinde, teklif sahibi milletvekilleri söz aldı. 

AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan,  infaz yasası olarak bilinen çalışmanın, kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini, uzun bir çalışmanın ardından AK Parti ve MHP grupları olarak yasa teklifini hazırladıklarını anlattı. Özkan, teklifin hazırlanmasında emeği geçen MHP ve partisinin grup başkanvekilleri ile milletvekillerine teşekkür etti.

Yasa teklifi hazırlanırken TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin görüşlerinin de alındığını anımsatan Özkan, yapılan çalışmalarda milletin rehberliğinin ve yol göstericiliğinin kendilerine ilham ve ışık kaynağı olduğunu söyledi. Özkan, kanun teklifinin, milletin vicdanında karşılık bulduğunu kaydetti.

"Düzenleme bir af müessesi asla değildir. Düzenleme bir infaz düzenlemesidir." diyen Özkan, bugüne kadar var olan ceza miktarlarıyla ilgili değil, bundan sonra da işlenme olasılığı olan bütün eylemlerle ilgili kanun teklifinde düzenlemelerin yer aldığını ifade etti.

Teklifte, infaz müessesesinin kurumları arasında geçişleri sağlayacak oransal değişikliğin söz konusu olduğunu dile getiren Özkan, "Milletimizin rehberliği nasıl yol göstermişse, milletimizin vicdanında karşılık bulmayacak ve büyük infial uyandıran suçların, bu ceza infaz sisteminin dışında bırakılmasına gayret ettik. Bu bağlamda terörle mücadele kapsamında terör suçları, cinsel istismar suçları, uyuşturucu madde imal, ithal ve ticaretini yapan ve uyuşturucu madde bağımlılarını içerisine alan, aynı zamanda kasten insan öldürme suçunu da ayrı tutarak, kadına ve erkeğe karşı şiddeti de ortadan kaldıran ve onu da ayrı tutarak bir düzenleme yaptık." şeklinde konuştu.

Cahit Özkan, kanun teklifinin 70 maddeden oluştuğunu ve 11 ayrı kanunda değişiklik öngördüğünü sözlerine ekledi.

"Toplumsal hassasiyetler ile kırmızı çizgiler göz önüne alındı"

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, partisinin, 24 Eylül 2018'de TBMM Başkanlığına sunulan ve kamuoyunda şartlı ceza indirimi olarak bilinen kanun teklifinin bulunduğuna işaret etti. Bülbül, söz konusu teklifle, bir kısım suçların infaz sürelerinde 5 yıllık maktu bir indirimin öngörüldüğünü, bunun da bir af niteliğinde olmadığını vurguladı.

Başından beri, cezaevlerinde mevcut sıkıntıların ortadan kaldırılmasının sadece MHP'nin inisiyatif almasıyla mümkün olamayacağını söylediklerini anlatan Bülbül, şöyle devam etti:

"Bu konuda Meclis'te birinci parti durumunda bulunan ve Cumhur İttifakı'nı birlikte oluşturduğumuz AK Parti ile bir anlayış birliğinin ve uzlaşma ortamının temin edilmesi halinde bir yasal düzenlemenin hayat bulabileceğini, süreç içerisinde birçok defa dile getirdik. Nitekim kanun teklifini verdiğimiz günden itibaren AK Parti ile bu hususta birçok defa fikir alışverişinde bulunmuş, verimli görüşmeler yapılmıştır.

Yargı Stratejisi Vizyon Belgesi ortaya çıktıktan sonra yargıda reform niteliğini taşıyacak çalışmaların başlaması ve yargı paketlerinin Meclis'e gelmesiyle birlikte Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Genel Başkanımız arasında oluşan fikir birliği çerçevesinde iki parti grubunun temsilcileri bir araya geldi. Toplumsal hassasiyetler ile milli manada müşterek kırmızı çizgiler göz önüne alınarak bir uzlaşma ortaya çıktı, Cumhur İttifakı olarak iki partinin de imzasıyla görüştüğümüz kanun teklifi Meclisimize sunuldu. Kalıcı ve geçici birtakım düzenlemeler getiren bu kanun teklifi, hiçbir şekilde bir af yasa teklifi değildir. Bu kanun teklifiyle infaz kanununda, infaz süreleri kalıcı olarak yeniden düzenlenmekte. Bu oranlar istisnaları da sayılmak suretiyle genel manada 1/2'ye çekilmektedir. İnfaz kanunumuzda, son derece olumlu gördüğümüz, cezaevi koşullarını iyileştirecek, cezaların infazını ve bu noktadaki adalet kaygılarını ortadan kaldıracak önemli düzenlemlerin olduğunu tespit ettik. Bu noktada ceza kanununun kalıcı düzenlemeleri, Türkiye'de ileriye dönük olarak uygulanacak, infaz sistemimize katkıda sağlayacak düzenlemelerdir."

Bülbül, toplumsal hassasiyetler göz önünde bulundurularak hazırlanan ve koronavirüsle mücadele için gerekli tedbirleri de içeren kanun teklifinin ülke ve millete hayırlı olmasını diledi. 

"Şimdiye kadar en zorlandığımız kanun teklif diyebilirim"

Teklifte imzası bulunan Özkaya, TBMM Anayasa Komisyonunda görev yaptığını ve kanun hazırlama süreçlerinde bulunduğunu ifade ederek, "Gerçekten şimdiye kadar en zorlandığımız kanun teklif diyebilirim. Çok zor, ayrıntılı, birbiriyle taban tabana zıt kamusal menfaatler, toplumsal çekişmelerin olduğu bir alanda bir kanun düzenlemesi yapıyoruz." diye konuştu.

Her kanunun bir amacı bulunduğunu belirten Özkaya, 2005'te yürürlüğe giren kanunlarla çeşitli suçlardan cezaevinde bulunanların infaz sürelerinde artış olduğunu söyledi. Özkaya, 2016'da istinaf mahkemelerinin de yürürlüğe girmesi, hükümlerin hızla kesinleşmesi ve kesinleşen hükümlerin infazıyla cezaevlerinde ciddi bir doluluk, kapasite artışı meydana geldiğini kaydetti.

Bugün itibarıyla cezaevlerinde 300 bin civarında tutuklu ve hükümlü bulunduğunu, bunların yüzde 18'inin tutuklu, kalanının hükümlü olduğunu ifade eden Özkaya, "Biz bu kanunla mevcut sistemde temel bir değişikliğe gitmeyi arz ettik." dedi.

İdare ve gözlem kurulları oluşturulacak

Özkaya, idare ve gözlem kurulları oluşturarak, hükümlünün her 6 ayda bir bu kurullara rapor vermesini, raporun da bir karne gibi değerlendirilerek, ne kadar iyiyse haklardan istifadesinin de o kadar kolay olmasına yönelik bir düzenleme yaptıklarını söyledi. Özkaya, bu sürecin tamamının da infaz hakimlerinin denetiminde olacağını bildirdi.

Kişinin bütün süreçlerde iyi halli olması durumunda genel olarak üçte iki olan koşullu salıverme oranını, bir bölü ikiye indirdiklerini belirten Özkaya, şöyle konuştu:

"Bundan da dört bölü beşini eğer koşullu içeride geçirmişse, bir bölü beş oranındakini de denetimli serbestlik için dışarı, cezaevinden çıkarıyoruz. Bir kişinin denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için açık cezaevinde olması lazım. Hem koşullu salıvermeden açığa hem de açıktan denetimli serbestliğe çıkma yeni dönemde infaz hakimlerinin görevindedir. İnfaz hakimlerinin de yetki ve görev alanlarını genişletiyoruz. Yeni dönemde her ilde o ilin coğrafi sınırlarına göre bir infaz hakimliği kurulacak, gerekiyorsa büyük ilçelerin coğrafi sınırlarına göre infaz hakimliği kurulacak. İnfaz hakimlerine başka bir görev verilmeyecek."

Terör suçlarının infazında değişiklik yok

Özkaya, terör suçlarının önemli olduğunu dile getirerek, cezanın, müeyyidenin gücü ve etkisinin, içinden geçilen süreç, yaşanılan yakın tehlikelerle doğru orantılı olarak düzenleneceğini bildirdi. "Avrupa'daki terörle mücadeledeki düzenlemeyle Türkiye'dekini bire bir görmek, aynı olmasını beklemek doğru olmaz." diyen Özkaya, Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda bir düzenleme yapılmadığını kaydetti.

Cinsel suçlarda değişiklik yapılmadığını, uyuşturucu imalat ve ticareti suçlarının da aynı oranda kaldığını anlatan Özkaya, suç işlemek için örgüt kurma cezasının şu anda 2 yıldan 6 yıla kadar olduğunu bildirdi.

Özkaya, kamuoyunda "mafya" olarak bilinen bu suçluların, tefecilik suçunu da işlediğini, bu suçla beraber toplumu da rahatsız ettiğini dikkate alarak ceza oranının az olduğunu düşündüklerini belirterek, ceza oranını 4 yıldan 6 yıla, 1 yıldan 3 yıla kadar olan örgüt üyeliği cezasını da 2 yıldan 4 yıla çıkardıklarını söyledi.

Düzenlemede, çocuklar açısından da önemli değişiklikler getirileceğini aktaran Özkaya, 12 ile 15 yaş arasındaki çocuğun cezasındaki 1 günün 3, 15-18 arasındakilerin cezasındaki 1 günün 2 gün sayılacağını kaydetti.

Özkaya, çocukların anne, baba ve kardeşleriyle 2 ayda bir olan yüz yüze görüşmesini, ayda bir olarak 3 saatten 24 saate kadar olarak düzenlediklerini bildirdi.

Denetimli serbestlikte bulunan hükümlü bir kamu kuruluşunda çalıştırılacaksa o kamu kuruluşunun barınmayı sağlaması durumunda, hükümlünün orada kalıp infazının bu şeklide gerçekleşmesini arzu ettiklerini vurgulayan Özkaya, şunları kaydetti:

"Zor ama önemli bir düzenleme yaptık. Cezaevindeki sayıyı dikkate alarak, Kovid-19'u dikkate alarak Adalet Bakanlığı'mızın ciddi bir önerisiyle izin müessesini, kanuni bir izinle 31 Mayıs'a kadar, yaklaşık 2 ay izin veriyoruz. Ondan sonra da 2 ay daha pandemi devam ederse uzatılmasına izin veriyoruz. Bu kişiler kuralları ihlal ederse haklarında yakalama kararı çıkartılarak cezaevine dönüşleri sağlanacaktır.

İnfaz hukukunun amacı hükümlüyü topluma yeniden kazandırmak, ıslah etmek, aile ile ilişkilerini güçlendirmek ve suçtan arındırıp saygın bir insan olarak topluma kavuşmasını temin etmektir. Bu kanunun amacı da bunu gerçekleştirmek gayretidir. İnşallah buna muvaffak oluruz. Toplumumuzun her kesimini ilgilendiriyor. Hiç kimse bu kanundan muaf değil. Herkesin başına gelebilir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.