Konyaspor 102 yaşında
22 Haziran 1922’de Konya Erkek Lisesi beden eğitimi öğretmeni Süreyya Rıfat Ege’nin ektiği tohum asırlık çınar oldu. Konyaspor Kulübü bugün 102'nci yaşına adım attı.
Süper Lig’de mücadele eden ve Konya’nın en önemli markalarından biri olan Konyaspor Kulübü kuruluşunun 102. yıl dönümünü kutluyor.
Yeşil-beyazlı kulübün sosyal medya hesaplarından “Asırlık Çınar 102 Yaşında” notuyla video ve görseller paylaşıldı.
Asırlık Sevda Sürecek Sonsuza... #AsırlıkÇınar102Yaşında ???????? pic.twitter.com/LIHoSmY2HD
— TÜMOSAN Konyaspor (@konyaspor) June 22, 2024
1922’DEN BUGÜNE ANADOLU KARTALI
22 Haziran 1922’de Konya Erkek Lisesi beden eğitimi muallimi Süreyya Rıfat Ege’nin kurucu başkanlığında yepyeni bir takım kuruldu. Türkiye’de yeni bir takım haline gelen Anadolu futbol birliklerine, şehirlerin isimleriyle birlikte gençleri bir araya getiren takımlar anlamında Gençlerbirliği isimleri konuyordu.
Konyalı topçular Gençlerbirliği’nde buluştu. Babalık Gazetesi İdare Müdürü Halit Kurşun, Baş Mürettip Nazım Ermeral, PTT Memuru Münir Bey, Gazazade Kadir, Mürettip Hüseyin, Makinist Selim Gençlerbirliği’ne hayat veren isimlerdi.
Takımın renklerinin siyah-beyaz olmasına karar verildi. Kuruluşundan iki yıl sonra babası Konya’da askeri levazım albayı olan ve yıllarca İstanbul takımlarında futbol oynayan lise öğrencisi olan Şükrü Erkuş da katıldı.
Siyah-beyaz renkli bu takımın bir de simgesi olmalıydı. Konya Gençlerbirliği’nin amblemi hırçın bakışlı, kara bir kartal oluverdi. Şükrü Bey’in muallim mektebinde talebe olan kız kardeşi, simli, parlak iplerle, eline iğneyi alarak 12 tane kartal işledi.
Matbuat takımının tecrübeli denilebilecek futbolcularının giydiği formaların göğsüne bu kartal kondu. Konya Gençlerbirliği yaklaşık bir yıl, lise takımlarıyla maçlar yaparak futboldaki varlığını sürdürdü. Ancak 1923 yılının Temmuz ayında onlara çok ciddi bir rakip çıktı. Orduda görev yapan Rafet Çağlar, Milletvekili Saffet Gürol, Şevki Ergun, Celal Vaner, Nazım Buzcu, Seyfi Muşkara, Konya Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni olan Süreyya Ege ve Celal Ulusan bir araya gelerek Konya’nın idman yuvasını kurdular.
Konya’da Gençlerbirliği’nin yanında parlayan birtakım olduklarını göstermek için de amblem olarak büyük, beyaz bir yıldız resmettiler. Kartala karşı koyacak yıldızı, göğüslerinde taşıdılar. Genelde düz yeşil forma giydiler ve yıldızın yanında, Konya İdmanyurdu’nun kısaltması olan K, İ ve Y harflerini taşıdılar. Gayrı resmi olarak kurulan bu iki takım İdman Cemiyetleri İttifakı yani Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün kurulmasının ardından tescil edildi. Her şey bundan sonra başladı. Kısa sürede yeşil ve siyah sevenler bu takımların etrafında toplanmaya başladı. Konya’da futbol sevgisi artıyor taraftarlık bilinci de yavaş yavaş yerleşiyordu. 1929 yılına kadar Gençlerbirliği, İdmanyurdu ve lise takımları kendi aralarında maçlar yaptılar.
Bu arada şehirde, Selçukspor adında yıllarca adından söz ettirecek bir takım kuruldu. Musalla Mezarlığı yanındaki sahada önemli bir rekabet başladı. Selçukspor, 4 yıl içinde, takımını seçen Konyalı futbol tutkunlarından, pek fazla bir pay kapamadı ve Gençlerbirliği ve İdmanyurdu’nun daha çok oyuncu fabrikası olma görevini üstlendi. Bu arada İdmanyurdu’nun ilk başkanlığını Ziraat Bankası’nda memur olan Celal Bey, Gençlerbirliği’nin başkanlığını da PTT de muhasebecilik yapan Münir Bey yürütmekteydi. İlk yıllarda bu iki takım arasında hoş bir rekabet vardı. Kesinlikle yenmek için sahaya çıkılır, sonuna kadar mücadele edilir, sonuç ne olursa olsun tüm oyuncular maç sonu dostça aynı karede yer alırdı.
1940’lı yıllara gelindiğinde Konya’da fanatizm rüzgarları hissedilmeye başladı. Gençlerbirliği’ni tutan kardeş ile İdmanyurdu’na gönül veren ağabeyin arası açılmaya başladı. Maçlarda galibiyetler ya da yenilgiler çok daha heyecanla yaşanıyor, üzüntüler kızgınlığa dönüşüyordu. Bu arada Konya Gençlerbirliği taraftar kitlesi giderek çoğalıyordu. Özellikle alt tabaka siyah beyazlı takıma büyük bir sempati duyuyor ve maçlara daha büyük ilgi gösteriyordu. İki takım arasındaki rekabeti, taraftarların eşit dağılmaması iyiden iyiye tetikledi. Taraftarı az olan İdmanyurdu’nun yönetim ve genel kurul üyelerinin şehrin önde gelen iş adamlarından seçilmesi, yıllar geçtikçe yeşil beyazlı takıma “halktan kopuk bir zengin takımı” yakıştırmasının yapılmasına neden olacaktı.
İki kulüp arasındaki rekabet yıllarca sürdü ve 1981 yılında birleşme kararı alındı. Türkiye liglerinde Konya’yı temsil edecek bu güçlü kulübe Konya’nın tek takımı olduğu için Konyaspor ismi verildi. Bozkırın ortasındaki büyük ovada yeşil beyaz renkli bayraklar dalgalanmaya başladı. Anadolu Selçuklu Devleti’nin simgesi çift başlı kartal futbolun da hakimi olmak için yeşil beyazlı renklerin üzerinde amblem olarak belirlendi.
1984 yılından itibaren Mustafa Bülbül ve Süleyman Çınar başkanlığında birinci lige yükselebilmek adına güçlü kadrolar oluşturuldu. 1986 yılında Konyaspor sezonun son maçına kadar iddiasını sürdürdü. Şampiyonun belli olacağı son hafta Mersin deplasmanına giden yeşil beyazlı takım rakibini 2-1 yendi ancak Kayserispor’un Adanaspor’la berabere kalması gerekiyordu. Şaibeli bir maçın ardından Adanaspor yenildi ve Kayserispor o yıl 1.lige çıktı.
Birleşmenin üzerinden 5 yıl geçmiş ve son maçlarda kaçan şampiyonluklar taraftarları üzmeye başlamıştı. 1987 yılında Süleyman Çınar başkan oldu. Yine güçlü bir takım kuruldu. Tribünler her maçta tıklım tıklım doluyor ve son maça kadar takımdan destek esirgenmiyordu. Yine düğüm son hafta çözülecekti. Konyaspor evinde oynanacak maçta rakibi Tarsus İdmanyurdu idi. Şampiyonluğun diğer adayı Sakaryaspor ise Çanakkale ile oynayacaktı. Taraftarlar bu kez işi şansa yani topun yuvarlak olmasına bırakmak istemedi. İki maçta aynı saatte başlayacaktı. Rakip takımın maçından bilgi almak için bazı önlemler alındı. Bunlardan biride sahaya tavuk bırakmak maçın geç başlamasını sağlamaktı. Herşey planlandığı gibi gidiyordu, ancak sahada ki futbolcuların Tarsus’u tam 6 farkla yenmesi gerekiyordu. Birde gol yediler ve rakam 7’ye yükseldi. Bu arada, önce başlayan maçtan, Sakaryaspor’un galip durumda olduğu haberi geldi. Tribünler çılgına dönmüştü. Konyaspor 3-1, 4-1 derken skoru 5-1 e getirdi. Ama olmadı mı olmuyordu ve gerekli fark yakalanamıyordu. O maçtan sonra bir daha görev verilmeyen 1.lig hakemi, Aykan Köseoğlu’nun bitiş düdüğünü çalmasıyla tribünler çılgına döndü. Duydukları üzüntü büyük bir öfkeye dönüşmüştü. Sezon boyunca verdikleri desteğin karşılığını alamayınca önce futbolculara daha sonra da cadde ve sokaklarda gördükleri her şeye saldırmaya başladılar, şampiyonluk sadece 2 gol yüzünden kaçmıştı.
1987-1988 sezonunda Süleyman Çınar ve arkadaşlarının istifasıyla Anadolu Kartalı bir anda sahipsiz kaldı. Maddi sorunlar aşılamıyordu, şampiyonluk için para gerekiyordu. Şans o günlerde belki de ilk defa Konyaspor için bu kadar cömert davranıyordu. Şehirde öyle bir vali vardı ki; hem görev yaptığı şehrin hem de futbolun aşığıydı. İmparator lakabıyla tanınan Vali Kemal Katıtaş ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Öksüz, daha önce fikir desteği verdikleri Konyaspor’a bu kez her şeylerini vermeye hazırdılar ve taşın altına ellerini sokmaya razı oldular. Bir sezon önce Tarsus İdmanyurdu maçında çıkan olaylar pahalıya patlamıştı. Verilen cezalar nedeniyle evinde oynaması gereken 5 maçı deplasmanda oynayacak olan Konyaspor’un Ahmet Öksüz başkanlığında ki yeni yönetimi ne yapacağını bilemez durumdaydı. Ama Şefik Tarhan, Ali Ataman ve Şemsettin Beştav gibi futbolu iyi bilen yöneticiler hemen kolları sıvayıp transfere başladılar. Belediyenin tam desteğiyle maddi sorunlar çözülmüştü. Bir çoğu 1.ligde top koşturan 7 oyuncu kiralandı. Bunların arasında Galatasaraylı Büyük Metin ve yine sarı kırmızılı takımın daha sonra efsane futbolcularından olan Suat Kaya da vardı. Konyalı olan sadece Celalettin ve Salih vardı. Ortaya tecrübeli ve çok koşan bir takım çıkmıştı. Son olarak onları şampiyonluğa inandırmak kaldı.
Taraftarların 1.ligi ne kadar çok istediğini bilen futbolcularda, sert bir Karadenizli olan Özkan Sümer’in motivasyon yöntemleri, gerekli inancın oluşmasını sağladı. Sezon başladı, ilk maçlarını cezası nedeniyle deplasmanda oynayan Konyaspor, karşısına çıkanı yeniyor, artık 1.ligin perdesi aralanıyordu. Son haftalara doğru heyecan giderek arttı. Bakırköyspor şampiyonluğun yakasını bırakmıyordu. Karşıyaka ve Bakırköyspor ile oynanan maçlar hiçbir zaman unutulmadı. Rahat maçlar oynayan Anadolu Kartalları, Konya’da oynadığı Muğlaspor maçını Konyaspor’da yetişmiş olan Salih’in attığı golle 1-0 kazandı. Şampiyonluk için kenetlenen taraftarlar; Atatürk Stadyumu’nun çimlerinde çözüldü. Konyaspor profesyonel mücadelesinin 22.yılında büyüklerin yanında, yani 1.ligdeydi. Bu heyecanlı maçları hiç kaçırmayan, Konyaspor’un şampiyonluğu için şehri seferber eden İmparator Vali Kemal Katıtaş, takımın 1.lig yolunda ipi göğüslediğini göremedi. Katıtaş, makamında çalışırken kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Ahmet Öksüz görevi bıraktı ve yeni yönetim 1.ligde çalıştırması için takımı Erol Togay’a emanet etti. İlk maçında sahasında Sarıyer’e 3-0 yenilen ancak ligdeki ilk yılında 43 gol atan yeşil beyazlılar, sezonu 46 puanla 8.sırada tamamladı. Bu sırada Togay’ın yerine Şener Dal, onun yerine de sezon sonunda Arif Çetinkaya teknik direktör oldu.
1989-1990 sezonunda yine 46 puan toplayan Konyaspor, bu kez sıralamada 7. idi. Sonra ki iki sezon takım düşüşe geçti ve 12.sıranın üstüne çıkamadı. 1989-1990 yılında tek antrenör görev yaptı. Yugoslav Zoran Çolakoviç. 1990-1991 sezonunda Çolakoviç ile başlayan, Konyaspor, peşinden takımı Tezcan Uzcan’a teslim ederken kısa süre sonra da Polanyalı Franz Smuda ile anlaştı.
1991-1992 de Ömer Zengin, Ömer Duran, Franz Smuda ve Arif Çetinkaya, 1992-1993 sezonunda Arif Çetinkaya, Murat Özgen, Yugoslav Hüsnü Majuni, Ömer Zengin ve Naci Renklibay teknik direktör olarak görev yaptılar.
Sık sık hoca değiştirilmesi kötü gidişe dur diyemedi ve kapkara geçen 1993 yılında Anadolu’nun çift başlı kartalı, 23 yıl kaldığı 2.lige yeniden dönmek zorunda kaldı.
Nihayet yine bir sahipsizlik, ama sonrasında gelen kenetlenme yılının ardından 2002-2003 futbol sezonunda kartal gerçek yuvasına geri döndü. 2008-2009 sezonu sonunda gol averajıyla 1.Lig’e düşen Konyaspor, büyük bir mücadelenin ardından yükselme grubu maçlarını 7 puanla lider tamamladı ve 1 yıl aradan sonra yeniden Süper Lig’e dönüş yaptı. Konyaspor 3 Ekim 2016 tarihinde gerçekleştirdiği genel kurulda sunulan belgeler ışığında tartışmalara son verdi ve Kuruluş tarihini 22 Haziran 1922 olarak tescilledi.
TÜRKİYE KUPASI VE SÜPER KUPA KAZANILDI
Konyaspor, 2016 -2017 sezonunda Aykut Kocaman’la Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Aykut hocanın Fenerbahçe’ye gitmesinin ardından takımın başına Mustafa Reşit Akçay getirildi.
Süper Lig şampiyonu Beşiktaş ile Türkiye Kupası şampiyonu Konyaspor, 7 Ağustos 2017’de Süper Kupa maçında karşı karşıya geldi ve kupanın sahibi rakibini 2-1 yenen Konyaspor oldu. Yeşil-beyazlılar tarihinde ilk kez bu iki kupayı müzesine götürdü.
Üç kez Avrupa kupalarında mücadele eden yeşil-beyazlılar 2021-2022 sezonunda 38 maçta Süper Lig tarihindeki en fazla puanı (68) toplayarak ligi 3. sırada bitirdi.
Yeşil-beyazlılar, 2015-2016 sezonunda Aykut Kocaman yönetiminde 34 maçta 66 puan toplama başarısı göstermişti.
KONYALI ÜNLÜ FUTBOLCULAR
Konyalı birçok futbolcu 3 büyük takımın gözdesi oldu. Mehmet Ortaer ve Şükrü Sümer gibi isimler Beşiktaş’tan transfer teklifi aldı. Ama ailelerinden izin alamadıkları için İstanbul’a gidemediler. Orhan ise terzilik yaptığı için Fenerbahçe fırsatını kaçırdı. Gençlerbirliği’nden Şevket Yorulmaz ise bu döngüyü bozdu ve Beşiktaş’a transfer olarak Süleyman Seba ile birlikte uzun yıllar top koşturdu. Oynadığı 15 milli maçta, 13 gol atarak Konya ve Türk futbol tarihine geçmeyi başardı. “Yanda” isminde Macar bir futbolcuya benzediği için “Yanda Arif” olarak bilinen Arif Sevinç, Galatasaray’da oynadı.
Şehrin yetiştirdiği en ünlü futbolcularından biride Sarı Mehmet lakabıyla tanınan Mehmet Aktan’dı. Mehmet, önce Ankaragücü’ne gitti. Milli takım teknik direktörü Gündüz Kılıç da onu İtalya maçında ilk on birde sahaya çıkardı. Ünlü sol açık Rossi’ye adım attırmayan Sarı Mehmet bir anda tüm Türkiye’nin kalbinde taht kurdu. Galatasaray’da da oynayan Mehmet’in futbol yaşamı sakatlıklar yüzünden uzun sürmedi.
KONYA’YA GELEN İLK YABANCI TAKIM
1950’li yıllarda Konya’ya gelerek özel maç yapan ilk yabancı takım Pakistan milli takımı oldu. Konyaspor’un profesyonel lige girmesinden sonra İstanbul’dan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş özel maç yapmak için Konya’ya geldi. Avusturya’nın ünlü Sturm Graz takımıyla da Konya İdmanyurdu karşılaştı. Yeşil beyazlı takım maçı 3-0 kaybetti. Belçika’nın Charleroi ve İsveç’in Juriasenne takımları da Konya’ya gelen diğer yabancı takımlardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.