Dere yataklarında altın avı! Aylık kazançları dudak uçuklattı
Altın avcıları, kuraklık nedeniyle geçen yılı kazançsız kapatmıştı. Bu yıl etkili olan yağışlar, dere yataklarını suyla doldurdu, altın avcıları da mesaiye başladı. Madenciler, haftada 7-8 gram civarında altın buluyor, aylık 30 bin lira kazanıyor.
Geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklık nedeniyle göl, baraj ve derede su miktarlarında azalma yaşanmıştı. Bu yıl etkili olan yağmur ve kar yağışı sonrasında su seviyeleri de yükseldi.
Dere yatakları sel sularıyla birlikte doldu, altın avcıları da mesaiye başladı. Soğuk havaya rağmen suya girip savaklarla selin getirdiği çamuru eleyen kırıntı madenciler, haftada 7-8 gram altın buluyor.
Eritilen altınlar, ayar işleminden sonra hurda altın olarak atölyelere satılıyor. Madencilerin aylık kazançları ise 30 bin lirayı buluyor.
Sel sularının çamur taşıdığı derelerde soğuk havaya rağmen altın arayan İbrahim Irgatçı, “Yaklaşık 3 yıldır bu işi yapıyorum. Bu bizim için bir tutku haline geldi. Geçen yıl çok büyük kuraklık oldu. O yüzden bu işe ara vermek zorunda kaldık. Yağmurun ardından derelere su gelmesiyle beraber, altın madeninin hareketliliği başladı. Biz hobimize geri döndük ve bugün birkaç parça altın yakalamayı başardık. Haftalık yaklaşık 7- 8 gram altına bulabiliyoruz. Emeğimiz boşa çıkmıyor ve bizim bu işi yapmamız için çok iyi bir neden oluşturuyor. Topladığımız altınları ay sonu İzmir Sarraflar Çarşısı’ndaki ayar evlerinde eritmesini sağladıktan sonra ayarını belirleyip hurda fiyatından satıyoruz. Çalıştığımız bölgeye göre bazen 22, bazen de 21 ayar denk geliyor. Diğer malzemelerde karışırsa ayarı düşüyor veya saflık derecesi artıp 23 ayara kadar çıkabiliyor. Bugüne kadar en yüksek 23 ayardan altın sattık, 24’ü daha hiç görmedik. Ayar değeri üzerinden emeğimizin karşılığını alıyoruz” dedi.
“ALTIN ARAMAK İÇİN YATIRIM GEREKMİYOR”
Hobi amaçlı dere yataklarında altın aramak için çok büyük ve pahalı malzemelere ihtiyaç olmadığını belirten Irgatçı, savağı kendilerinin yaptığını, kürek, çapa, elek, çizme, pan gibi maliyeti çok az olan aletlerin kullanıldığını söyledi. Irgatçı, “Yağmurun ardından oluşan alüvyona kapılan maden, kıvrımlara kadar gelip birikiyor. Birikmiş olan altını bir bulup değerlendiriyoruz. Yaptığımız işin adına da ‘kırıntı madencilik’ deniliyor. Eleyip sınıflandırdığımız kumu, savak dediğimiz metal düzeneğin yardımıyla suyun ayrıştırma gücünü de kullanarak daha konsantre hale getiriyoruz. Örneğin 50 kilogram kumu, 2 kiloya kadar düşürerek fanın içinde sağım yapıp altını ayrıştırabiliyoruz. Su altının dışındaki hafif malzemeyi alıp götürerek işimizi kolaylaştırıyor. Bulduğumuz altınları cam bir saklama kabında muhafaza ediyoruz. En son yapılan bir ayrıştırma işleminin ardından bulduğumuz altınlar satışa hazır hale geliyor” diye konuştu.
“HOBİ AMAÇLI YAPIYORUZ, EK GELİRDE OLUYOR”
Hobi amaçlı yaptıkları kırıntı madencilikten parada kazandıklarını belirten Şenol Akkuş ise, “Benim aslında taş parçalarından tablo yapmak. Aynı zamanda bu kırıntı madenciliği de hobi olarak sürdürüyorum. Derelerde su bitince uzun süre bu işi yapamadık. Dereler suyla dolunca inip şöyle bir bakıp yoklayalım dedik. Haftada 5-6 gram, 10 gram ne çıkarca alıp götürüp, ayarına baktırdıktan sonra kuyumculara satıyoruz. Bu sayede 3 - 4 kuruş yolumuzu da buluyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.