Beyşehir Gölünde alarm! Derinlik 26 metreden 6 metreye düştü
Konya’nın Beyşehir İlçesi Belediye Başkanı Adil Bayındır, daha önce 26 metreye kadar derinliği bulunan Beyşehir Gölü'nün derinliğinin şu an 6 metre civarında olduğunu söyledi. Bunun yanlış balık üretimi politikasından kaynaklandığını ifade eden Bayındır, ''Yanlış balık politikası gölü etkiledi. Et yiyen balık türü çoğaltıldı ve onlar ot yiyen balıkları yedi. Böylelikle gölün dibinde otlar oluştu. Dağlardan inen malzemeler, alüvyonlar gölün dibinde dolgu yarattı. Yıllar önce 26 metre kadar derinliği bulunan
Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nde su seviyesi azalıyor. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, göldeki suyun azalmasının nedeninin, yanlış balık politikası, gölü besleyen sulardan göletler yapılması ve gölün tarımsal sulamada kullanılması olduğunu belirtti.
Yanlış balık üretimi politikasının gölün tabanında otlanmaya ve derinliğinin azalmasına neden olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Bayındır, şunları söyledi:
''Yanlış balık politikası gölü etkiledi. Et yiyen balık türü çoğaltıldı ve onlar ot yiyen balıkları yedi. Böylelikle gölün dibinde otlar oluştu. Örneğin, gölde 5 metre derinlik varsa, 3 metre boyunda bir otlanma oldu. Dağlardan inen malzemeler, alüvyonlar, gölün dibindeki otlar nedeniyle dolgu yarattı. Alüvyon dolgular oluştu. Daha önce 26 metre derinliği olan Beyşehir Gölü'nün derin kenarı Toros’un dibi, şimdi gidip baktığınız zaman yaklaşık 5-6 metrelere düştü. Bir çay bardağı düşünün; yarısına kadar çay, üstü boş. Bardağın içine şeker attığınızda tam dolu bir bardak haline gelir. Hadise bu, yapılan budur."
- 'PET ŞİŞE SUYLA AYAKLARIMIZI YIKIYORUZ'
Gölün tarımsal sulamada da kullanıldığını hatırlatan Bayındır, ''Beyşehir Gölü, elbette ülke ekonomisine katkı yapan tarım sulaması için kullanılsın; ama benim hep söylediğim bir şey var. Biz pet şişe suyla ayaklarımızı yıkıyoruz. Bu suyu yazık etmememiz lazım. İçilebilir niteliği ve özelliği olan dünyada 10 gölden biridir. Burası kaynak suyudur, yeraltı düdenleriyle beslenir. Dağlardan gelen kar erimesiyle oluşan derelerle beslenir. Beyşehir Gölü, kendi içinde devreden bir göldür'' diye konuştu.
- 'GÖLÜ YAŞATALIM'
Bayındır, gölün yaşatılması için önlem alınması gerektiğini ve bunun sadece belediye imkanlarıyla olmayacağını belirtti. Devlet, üniversite ve belediye işbirliği içinde çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Bayındır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beyşehir Gölü, bir Aral Gölü olmasın. Gölün tabanının 26 metre olduğunu gören bir kişiyim; ama şu an bu derinliğin 20 metresi otlar nedeniyle alüvyonlarla dolmuş. Gölün tabanı için alt incelemelerin yapılması, tabanına dalınarak tespitlerin yapılması açısından devletten bu gölün tepeden tırnağa incelenmesini arzu ediyoruz. Bunlar yapılmadı mı? Yapılmıyor mu ? Elbette yapılıyor, ama bütün kurum ve kuruluşlarımızın ortak alacağı bir karar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın, bütün kurum ve üniversitelerin katılımıyla gölün master planının bir an evvel adının konmasını istiyoruz.''
Bayındır, geçmiş yıllarda gölü beslemek için farklı noktalardan derivasyonlar yaptıklarını, şimdi ise tam tersi gölü besleyen kaynaklarla küçük küçük göletler oluşturup, gölün su kaynaklarının tüketildiğini söyledi. Bayırdır, ''Beyşehir Gölü, bir Aral Gölü, Akşehir ve Eber Gölü olmasın. Bu göller yok olmasın. Dedelerimiz bize bu güzelliği bıraktı, biz de torunlarımıza bırakalım'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.