Konya'da görme engelli bakkal, teknoloji nedeniyle 'zorunlu' emekliye ayrıldı
Konya'nın Çumra ilçesinde yaşayan doğuştan görme engelli Lütfi Yanar, yazar kasa zorunluluğu ve pos cihazı kullanımının yaygınlaşması nedeniyle 21 yıl işlettiği 25 metrekarelik bakkal dükkanını kapatarak "zorunlu" emekli oldu.
Ailenin 10 çocuğundan biri olan Yanar, Küçükköy Mahallesi'nde tarım ve hayvancılığın yapıldığı yerde, 61 yıl önce karanlık dünyasına "Merhaba" dedi.
Doğuştan görme engellini, "Ailemde görme engelli yok, piyango bana vurdu" sözleriyle tiye alan Lütfi Yanar, çocukluğunu bakkal olan babasının yanında geçirdi.
Yanar, 10 yaşındayken engelinin katarakta bağlı olması ihtimali üzerine Ankara'da büyük umutlarla gözünden ameliyat edildi. Operasyona rağmen görme yetisini kazanamayan Yanar, hayatının geri kalanında karanlık dünyasında ayakları üstünde durmaya azmetti.
Daha sonraki yıllarda Ankara'da santral memurluğu sınavına giren ve başarılı olan Lütfi Yanar, dönemin imkansızlığı nedeniyle bir süre işsiz kaldıktan sonra memleketine döndü.
Yanar, küçük yaşlarda babasının yanında öğrendiği esnaflığı yapmak için doğup büyüdüğü mahallede 25 metrekarelik bir dükkan kiraladı.
Kendi ayakları üstünde duracağı ve geçimini sağlayacağı dükkanı açmanın heyecanını yaşayan Lütfi Yanar, raflarını elleriyle doldurduğu bakkalı 21 yıl işletti. Buradan kazandıklarıyla 4 çocuk okutup büyüten Yanar, güven esasına dayalı ticaretinde yazar kasa kullanımını zorunlu olmasıyla birlikte emekliye ayrılmak zorunda kaldı.
- "Pos cihazı ve yazar kasa sistemine alışamadım"
Lütfi Yanar, emeklilik günlerini geçirdiği mahallesinde, yaşadıklarını anlattı.
Esnaflığın zorluğuna karşın ayakta durmanın özel bir marifet gerektirdiğini ifade eden Yanar, şöyle konuştu:
"21 yıl boyunca esnaflık yaptım. Çalıştım, kimseye muhtaç olmadan evimi geçindirdim. Emekli de oldum. 4 çocuğumu da evlendirdim. İşler değişti. Pos cihazı ve yazar kasa sistemine alışamadım. İkisini de beceremedim. Bunlar çıkınca emekli olmaya karar verdim. Yazar kasa beni aşıyor. Gençlere devrettik artık. Parayı da elimle biliyordum. Güvene dayalı bir ticaretimiz oluyordu. İnsanların ne aldığını söylemesi yeterli oluyordu. Tanımayanlar ise malı tezgaha bırakır, ne olduğunu elimle anlar, ona göre satışı yapardım. Dükkana mal geldiğinde kardeşlerim ve çocuklarım yardımcı oluyordu. Böylelikle 21 yılı tamamladık. Evde televizyondan gündemi takip ediyorum, haberleri ve tartışma programlarını dinliyorum. Vakit istirahatle geçiyor. Veresiye de vardı. Bu da işlerimizi zorlaştırıyordu. 'Dükkanda veresiye yoktur' diye yazsak da kimse dikkate almıyordu. 'Hesaba yaz' diyorlardı. Esnaflığı şimdi gençler yapıyor. Arkadaşların yardıma ihtiyacı yok, hepsinin gözü görüyor."
Lütfi Yanar, zamanını evde geçirdiğini belirterek, şimdiki yaşantısından da mutlu olduğunu söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.