“Şiddetin küçüğü büyüğü olmaz. Böyle ortamlardan uzak durulmalı”

Son dönemdeki iki kadın cinayeti, toplumda büyük tepkiye yol açtı. Konya Farabi Hastanesi Psikoloğu Evrim Ünel, olayı psikolojik açıdan değerlendirdi ve yapılması gerekenleri anlattı.

“Şiddetin küçüğü büyüğü olmaz. Böyle ortamlardan uzak durulmalı”

Konya Farabi Hastanesi Psikoloğu Evrim Ünel, bir türlü önlenemeyen kadın cinayetlerinin, adli olay olmaktan çıkıp toplumsal bir olay haline geldiğini belirtti.

Konya’da ve Kırıkkale’de çocuklarının gözü önünde vahşice katledilen anneler haberinin herkesi derinden etkilediğini ifade eden Ünel, “Özellikle Kırıkkale’de meydana gelen Emine Bulut cinayetinde, saldırgan yanında taşıdığı bıçakla çocuğunun gözü önünde eşini önce bıçakladı ardından boğazını kesti. Kanlar içinde ölmek istemediğini söyleyen Emine Bulut ve “ne olur ölme anne” diye ağlayan çocuğu hepimizin vicdanını sızlattı. O çocuğun sadece annesi değil, dünü, bugünü ve yarını da öldü. Kendinizi çocuğunuzun gözünün önünde vahşice yaralanmış, ölmek üzere olduğunuz bir anda hayal edin. Bu hayal uzun sürmeyecektir. Çünkü düşüncesine bile dayanamayız.” dedi.  

Bu tarz cinayet vakalarına bakıldığında genellikle saldırganların haklılık ve onaylanma amaçlı bahanelerinin görüldüğünü kaydeden Ünel, şunları kaydetti:

“Yani eşi, kendinden boşandığı, aldattığı, çocuğunu göstermediği ve benzeri sebepler öne sürerek işledikleri cinayeti meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Ancak unutulmamalıdır ki ne aldatmanın, ne boşanmanın ne de başka bir olayın karşılığı asla ölüm olamaz ve olmamalıdır. Bu yüzden hafifletici herhangi bir bahane öne sürmek veya yaşanan cinayeti meşrulaştırmaya çalışmak yanlıştır. Bu olaylar ilk değil muhtemelen uzun bir dönem içinde son da olmayacak. Ancak yine de bireysel ve toplumsal anlamda önlem almakta fayda var.”

Psikolog Ünel yapılması gerekenleri şöyle açıkladı:

“Bir evlilikte kadın az veya çok şiddet görüyorsa o ortamdan kısa veya uzun vadede mutlaka ayrılmalıdır. Çünkü neredeyse tüm kadın cinayetlerinde şiddetin sözel olarak başladığı, sonrasında tartaklama ve tokat atma şeklinde devam ettiği ve kadın sesini çıkarmadığı, adli yollarla hakkını aramadığı, hiçbir şey olmamış gibi hayatına ve evliliğine kaldığı yerden devam ettiği için saldırganın her defasında şiddetin şeklini, yoğunluğunu arttırdığı görülüyor, sonunda öldürmeye kadar gidebiliyor. Bu yüzden şiddetin küçüğü büyüğü olmaz. Şiddetin olduğu bir ortamda her an her şey olabilir. Böyle ortamlardan uzak durun.”

Sosyal medyanın bu alandaki etkisine de dikkat çeken Psikolog Evrim Ünel, paylaşılan bir fotoğraf ya da videonun hızlı bir şekilde herkese ulaştığını, bunun travmanın boyutu daha da artırdığını kaydetti.

Boşanma aşamasında ve sonrasında kadının mutlaka desteklenmesi gerektiğine işaret eden Ünel, “Bu destek sadece güvenlik anlamında değil, iş kurma, yerleşme ve psikolojik destek anlamında da olmalıdır. Kimsenin kimseye şiddet uygulamaya hakkı yoktur. Bu yüzden tehdit, şiddet gibi olaylarda adli makamlar haberdar edilmeli ve dozunun artması beklenmeden gerekiyorsa evden uzaklaştırma talep edilmelidir. Evden uzaklaşma cezası varsa eğer saldırganın, ne olursa olsun bu yasağa mutlaka uyulmalıdır. Çünkü işlenen cinayetlerin birçoğunda saldırganın evden uzaklaştırma cezası olduğu, bir şekilde eşini ikna ederek eve girdiği ve cinayeti evde işlediği görülmektedir. Saldırgan ne şekilde gelirse gelsin uzaklaştırma cezası varsa mutlaka polise haber verilmelidir. Olay anını görsün veya görmesin, mağdur çocuklara mutlaka sosyal ve psikolojik destek sağlanmalıdır. Çocuk yetiştirirken özellikle de erkek çocuk yetiştirirken anne- babaların yaptığı bazı hatalar var. Bu hatalar çocuğun her istediğini bir şekilde yapmak, kuralları çiğnemesine izin vermek ve buna göz yummak, yaptığı hatalı davranışlardan sonra gülmek ve eğlenmek, her yerde her şeyi yapar benim oğlum şeklinde konuşmak, bir şeyleri kırmasına dökmesine izin vermek, benim oğlum erkek yapacak tabi şeklinde konuşmaktır. Bu hatalardan uzak durmak gerekiyor. Toplumsal olarak yaygın bir öfke kontrolü sorunumuz var. Bu konuda da gerekli adımlar atılmalı ve toplumsal bir sorun haline gelen öfke küçük yaşlardan itibaren verilecek eğitimlerle çözümlenmelidir. Çocuk yaşta evlilik yapanlar da risk grubundadır. Kadın ve erkeğin her ikisinin de belli bir olgunluğa eriştikten sonra evlilik yolunda adım atması sağlanmalıdır. İlköğretim sınıflarında başlamak üzere çocuklara cinsiyet eşitliği konusunda eğitimler verilmelidir.” dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.