Konya İl Emniyet Müdürü Maksut Yüksek, bugün şehirde görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Müdür yardımcıları, birim amirleri, merkez ilçe emniyet müdürleri… Tam kadro salondaydılar. Açıklamaların odağında ise trafik vardı.

Bir cümle özellikle dikkat çekiciydi:

“Polis kimseye arabasının renginden dolayı ya da sürücüsü gözlük taktı diye ceza yazmaz.”

Aslında bu sözler, Konya sokaklarında sıkça duyduğumuz “Bana niye ceza yazıldı?” serzenişlerine bir cevaptı.

Yüksek’in anlattıklarına göre; her gün 120 bin araç şehre giriş çıkış yapıyor. Yılın ilk yarısında ise 29 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetti.

Trafik cezaları tartışılırken Emniyet’in yaklaşımı net: Kurallara uymayan sürücüler cezadan kaçamayacak. Ancak temel amaç ceza kesmek değil, bir can daha yitmesin diye önlem almak.

Peki, gerçekten “hoşgörü” ile Konya’nın trafik sorunu çözülür mü?

Yüksek, “Yol kullanıcılarının tamamı kurallara uyup hoşgörülü davranırsa kazaların da önüne geçmiş oluruz” diyor. Bu ifade, her gün yollarda korna sesleriyle yarışan öfkeye tam bir tezat. Kırmızı ışıkta geçmeyi marifet sayan, yayalara yol vermeyen, sol şeridi işgal eden, hatalı sollamayı hak gören bir sürücü profiliyle ne kadar yol alabiliriz?

Asıl mesele belki de cezaların değil, bilincin hakim olması. Çünkü trafik bir kültür meselesi. Hoşgörü, yola çıkmadan önce aynaya baktığımızda başlıyor.

Belki de bu yazıyı okuyan herkes, bugün direksiyon başına geçtiğinde bir kez daha düşünsün…

Kurallara uyarak sadece cezalardan değil, muhtemel bir kazadan da kurtulabiliriz. Çünkü bir yaşam, hiçbir yolculuktan daha hızlı ve daha değerli değildir.