Dün akşamki Antalyaspor maçının ilk yarısını heyecanla izledik!
Üretkenlik var, mücadele var, istek var… Ama bitiricilik yok.
Sahadaki oyun temposu, özellikle ilk yarıda Konyaspor’un ne kadar doğru işler yapmaya çalıştığını gösterdi. Çağdaş Atan’ın takımı, oyunu rakip yarı sahaya yıktı, baskı kurdu, şut denedi, pozisyon aradı. Jin Ho’nun bitmek bilmeyen çabası, orta sahanın dinamizmi ve takımın genel iştahı alkışı hak etti.
Ama futbolda “yaklaştım” puan yazmıyor. Konyaspor, ceza sahasına giriyor ama doğru vuruşu bir türlü yapamıyor.
Bu, artık tesadüf ya da formsuzluk değil; tamamen çalışılması gereken bir başlık. Bitiricilik, oyuncunun özgüveniyle, doğru teknikle ve tekrarlarla gelişir. Dün akşam sahada eksik olan şey de tam olarak buydu. Maçın ardından oyunculara izin verilmemesi de teknik ekibin bu sorunu ne kadar ciddiye aldığını ortaya koyuyor.
Atan’ın maç sonu sözleri, sahada gördüğümüzle birebir örtüşüyor:
“İlk yarıdan memnunum ama ikinci yarıda cesaretimiz azaldı.”
Gerçekten de Konyaspor ilk 45 dakikada oyunu yöneten, rakibe nefes aldırmayan bir takımdı.
Peki ya ikinci yarı…
İçeride üst üste kaybedilen maçların getirdiği psikoloji, oyuncuların sorumluluk almaktan çekinmesine neden oldu.
Atan’ın kanat konusunda yaptığı tespit de çok kritik:
“Sol kanatta net bir oyuncu yok, sağda ters ayaklı kanat eksik, rotasyon zayıf…”
Şimdi gözler Trabzonspor maçına çevrilmiş durumda.
Üretken oyun Trabzon’da yeterli olur mu?
Olabilir. Ama bitiricilik olmadan olmaz.
Dünkü enerji, tempo ve istek Trabzon’da da sahada olursa, Konyaspor evine puan ya da puanlarla dönebilir. Ama bunun için ceza sahası çevresindeki karar anlarının daha doğru yönetilmesi şart.
Bu takım mücadeleyi bırakmıyor.
Bu takım üretmeye çalışıyor.
Artık son vuruşu da yapalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.