Fatma Tunçer Öncü

Fatma Tunçer Öncü

COVID-19 ile ilgili merak edilenler

COVID-19 ile ilgili merak edilenler

Bildiğiniz gibi ülkemizi ve dünyayı saran koranavirüs salgını nedeniyle hepimiz diken üstündeyiz. Çünkü dünya bu virüsü yeni tanıyor ve her geçen gün yeni bilgiler ediniyoruz. Eski bilgiler de aynı hızla çöpe gidiyor. 

Yeni soruları ve virüsle ilgili en son bilgileri Sağlık-Der Konya Şubesi Başkan Yardımcısı Eczacı Adem Çakıcı’ya sordum. Günlük hayatımızı kolaylaştıracak pratik bilgilerle dolu cevaplar aldım. Hepinize sağlık diliyorum. İnanıyorum ki birlikte başaracağız.

Son günlerde hayatımıza giren bir terim virüs. Virüs nedir ve insanlık bu terimi ne zamandan beri tanıyor?

Virüsler aslında insanlık tarihinden bile eski varlıklar ama çok çok küçük bir yapıda olmaları sebebiyle bizim bunları öğrenmemiz yakın tarihtedir. İlk defa 1898 yılında Martinus Beijerinck tarafından Tütün mozaik hastalığına neden olan bu etkenin bakteri olmaması daha küçük bir yapı olduğunu düşünmesiyle insanlık tanıdı virüsleri.

 İnsanlık tarihinde virüs sebepli salgınlar mı daha fazla? Bakteri sebepli salgınlar mı? Hangisiyle mücadele daha kolay?
  
Tarihsel sürece baktığımızda bakteri kaynaklı pandemilerin (pandemi: toplumun genelini etkileyen bulaşıcı salgın hastalık) çok olduğunu görüyoruz. Bu virüs kavramının daha önceleri bilinmemesinden de olabilir. Bunlara örnek olarak 1347-1351 yılları arasında meydana gelen Büyük veba salgınını verebiliriz. Bu salgın tahmini 200 milyon kişinin ölümüne neden oldu. Bildiğimiz viral kökenli pandemi ise 1918-1920 yılları arasında bir tür grip virüsü olan H1N1 virüsünün alt türlerinden kaynaklı İspanyol Gribi salgınıdır. Bu salgında da yaklaşık 50 ila 100 milyon insanın öldüğü tahmin edilmektedir. Viral salgınlar yayılım eğilimi olduğunda biraz daha mücadelesi zor salgınlardır. Ama bu CoVID-19 da gerek bakanlığımızın gerekse yetkili hekimlerimizin tavsiyelerine uyarsak daha hızlı önlenebileceğini düşünüyorum.

Virüsün çeşitleri var mıdır? CoVID-19’un özellikleri nelerdir?

Koronavirüs ailesi 1960’lı yıllardan beri bilinen bir virüs çeşidi. Genelde bu yapı hayvanlarda hastalık yapma eğiliminde olmasına karşın insanlarda da hastalık yapan türleri vardı. Ama bunlar genellikle basit nezle benzeri tablo oluşturmaktaydılar. Bu virüs ailesinin alt türleri olmakla birlikte kabaca 7 türü insanlarda hastalık yapmaktadır. Bunlar arasında en bilinenleri yakın geçmişten bildiğimiz SARS (Şiddetli akut solunum yolu sendromu ), MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu ) ve en sonuncusu olan COVID-19 (yeni tip koronavirüs) dur. COVID-19'un en belirgin özellikleri kendini yaygından aza doğru sıralarsak ateş, yorgunluk, kuru öksürük, ishal, kusma, boğaz ağrısı, nefes darlığı ve solunum sıkıntısı ile kendini göstermesidir.    

Yıllardır duyduğumuz faydalı bakteri olarak adlandırılan bir grup var, peki faydalı virüs var mı?

Evet, doğru vücudumuzda özellikle bağırsak floramızda bulunan bize birçok fayda sağlayan bakteriler olduğu gibi faydalı virüsler de var. Bunlar arasında örnek olarak bakteriofajları verebiliriz. Fajlar (bakteriofajlar) bizim için zararlı olan bakterileri öldüren onlarla savaşan virüslerdir. Hatta normal mukus salgımızda bulunan fajların vücut floramızdan olduğu da düşünülmektedir.

Peki, yıllardır bilenen bu virüs bir anda nasıl dünyanın kâbusu oldu?

COVID-19 yıllardır var olan bir virüs ailesinden (Coronaviridae) evet ama bu ailede olan virüsler ciddi klinik tabloya genelde neden olmuyordu nezle benzeri vakalardı. Bunun istisnası SARS ve MERS olabilir onlar çok ciddi tablolar oluşturmuşlardır ama CoVID-19 kadar yayılımcı bir yapıda değillerdi daha doğrusu yayılma eğilimi geçirilen bir mutasyon sayesinde azalmıştır.

Böyle yayılma gösteren bir virüs için ülkemizde alınan önlemler yeterli mi?

Ülkemiz görece hastalık ile sonradan tanışan ülkelerden oldu. Özellikle İran, İtalya gibi ülkelere virüs önceden görülünce bakanlığımız önlemlerini almaya başladı pandemi riskine karşı. Şu anda sağlık çalışanları bütün gücü ile virüsle mücadele ediyorlar ama bilgilendirme ve uyarılara dikkat edilmesi hususunda biraz da halkımıza görev düşüyor.

Bu virüsten korunmak için evlerinde kalanların uygulayabileceği en önemli tedbir nedir?

En önemli tedbirimiz hijyen. Kişisel hijyenimiz ve yaşadığımız çevrenin temizliği önemli noktalar. Bir diğer husus ise sosyal tecrit yani yakınlarımız ve diğer insanlar ile temasımızı en az seviyeye indirgememiz bizler için en iyi tedbirler olacaktır. 

Sigara içenlerin risk grubunda olduğu doğru mu? Her yaş grubu için geçerli mi?

Bu virüsün ilk hedef aldığı organımız akciğerlerimiz. Buna bağlı olarak ne kadar sağlıklı ciğerlerimiz olursa hastalıkla mücadele o kadar kolay olacaktır. Sigara bağışıklık sistemimizi de zayıflattığı için mevcut salgın ve diğer zararlılara karşı da savunmasız hale gelmemiz olasıdır. O yüzden hem sigara kullanan kişiler hem de etrafında bulunan tüm yaş grubu insanlar daha fazla risk altında. En kısa sürede sigarayı bırakmalarını tavsiye ederim.

Çoğumuz evdeyiz fakat zorunlu durumlarda dışarı çıktığımızda ne yapmalıyız? 

Zorunlu halde dışarı çıktığımızda maske kullanmalıyız, sosyal mesafe dediğimiz 1-2 m sınırını diğer insanlar ile korumalıyız. Mümkün olduğunca kalabalık alanlardan uzak durmalıyız, en kısa sürede işimizi bitirip evimize dönmeliyiz. Çok temas edilen yüzeylere (kapı kolları, asansör tuşları, tutamaçlar vs.) dokunmamalıyız veya temas sonrası dezenfektan veya eldiven kullanmalıyız. Bunlar bizler için hastalık riskini en aza indirecek önlemler olacaktır.

Örneğin market alışverişi yaptığımızda virüs kapmış biri bizim aldığımız ürüne dokunmuşsa virüs bize bulaşır mı?

Burada önemli olan nokta virüslü-enfekte kişilerin herhangi bir eşya ile temas süresi ve temas şekli. Hasta kişi bir şeye ne kadar uzun süre temas içinde olursa bulaş riski artacaktır. Yine hasta insan bir ortamda ne kadar uzun süre kalırsa orada havada virüs yoğunluğu o kadar artıracaktır. Kısa süreli temaslar risk bakımından daha düşük diyebiliriz ama hiçbir zaman ‘0’ değildir, satıcı ve marketlerin bu konuda önlem almaları da kesinlikle gerekiyor. Müşterilerinin ürünler ile temasını toplum sağlığı için en az seviyeye getirmeleri şu durum için elzemdir.

Virüs herhangi bir eşyaya bulaştığında ne kadar kalabiliyor?

Şu güne kadar yapılan yayınlardan anladığımız kadarıyla enfekte eşyanın cinsi, ortam nemi, mevcut sıcaklık virüsün orada kalma süresini etkilemektedir. Yani sıcaklık düşüklüğü, nem yüksekliği bu süreyi uzatmaktadır. Plastik (6-8 saat) ve paslanmaz çelikte (5-6 saat) daha uzun süre kalabiliyor. COVID-19 bakır ve karton üzerinde (1-4 saat) ise daha kısa süre kalıyor. Genel olarak bahsedersek bu süre 2 ila 8 saat arasında değişmektedir. Burada ortam şartları belirleyici faktördür.

Şu anda bazı ilaçların korona virüsüne karşı koruyucu olduğu ifade ediliyor. Doğruluk derecesi nedir?

Şimdiye kadar yapılan bilimsel çalışmalarda umut veren ilaçlar olmuştur fakat bunların bilinçsiz ve doktor kontrolü olmadan kullanımı fayda yerine zarar vermektedir. O yüzden bilinçsiz ve yanlış ilaç kullanımından kaçınmalıyız eczacı ve hekime danışmadan ilaç kullanımına başlamamalıyız.

Aşı çalışmaları başladığı söyleniyor?  Bir aşının piyasaya sürülmesi ne kadar sürer? Ayrıca mutasyon geçirdiği söylenen bir virüs için bulunacak olan aşı bir yıldan fazla kullanılabilir mi?

Aşı çalışmaları halen sürüyor ama yeni bir ilaç geliştirmek özellikle aşı geliştirmek uzun ve zahmetli bir süreç. Burada bir de mutasyon faktörü varsa bu süre daha uzuyor. Şimdilik net bir süre veremesek de diğer ülkelerden gelen bilgiler doğrultusunda Faz-2 yani az sayıdaki hasta insanda testlerine nisan ayı gibi başlanacağını okuyoruz. Ülkemizde de aşı çalışmalarına hız verildiğini bakanımız açıkladı. Bunlar bizler için umut vadeden gelişmeler. Mutasyon geçirmesi konusunda da eğer ki virüs yapısı değişiyor ise aşılar da belirli periyotlarla ona göre güncellenmelidir mevcut grip aşılarında olduğu gibi.

Havalar ısınınca virüsün yayılmasıyla ilgili farklı bir durum gelişecek mi?

Hava sıcaklıklarının artması hastalığın yayılım hızını azaltacaktır diye düşünüyorum. Mevcut bilgiler ışığında sıcaklık yükselmesi virüsün stabilitesini bozmaktadır. Bu doğrultuda umarız ki yeni vaka yüzdeleri azalacaktır.

Virüsü kapan herkes hastanede tedavi olmak zorunda mı?

COVID-19 enfekte herkes hastanede yatmak zorunda değil hatta bağışıklık sistemi güçlü kişiler ve  gençler hastalığı fark etmeden de geçirmiş olabilirler. Bazı kişilerde basit grip belirtileri ile kendini gösterebilir. Ama asıl önemli olan nokta ise kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, organ nakli olanlar, bebekler, kanser hastaları açısından riskler çok artmaktadır. Onlarda solunum yetmezliğine kadar ilerlemektedir klinik durum.

Enfekte olan ve iyileşen hastaların antikorlarıyla serum üretileceği söyleniyor bu ne kadar gerçekçi? Ya da mümkün mü?

Burada antikor ve antijen kavramlarını açıklamak gerek. Organizmaya girdiğinde,  kendisine karşı bir bağışık yanıt oluşmasına yol açan ve bu cevap sonucunda oluşan ürün ile özgül olarak birleşebilen maddelere ‘antijen’ denir. Antikorlar,  vücuda giren yabancı hücreler için üretilen glikoprotein yapısında moleküllerdir.  Bu  moleküller,  savunma  sisteminin  askerlerinden  biri  olan  B  hücreleri tarafından üretilirler. Antikorlar istilacıları etkisiz hale getirirler. Başlıca iki görevleri vardır:

Birincisi, vücuda giren düşman hücreye (antijene) bağlanmak. İkincisi bağlanma gerçekleştikten sonra antijenin biyolojik yapısını bozmak ve antijeni yok etmek. Antikor serumları tedavide uzun zamandır kullanılan bir yöntem. 1960’lı yıllarda ilk defa antikorların yapısı aydınlatılmıştır. Evet, bu mümkün bir tedavi şekli ama burada önemli olan büyük ölçekte üretimin nasıl yapılacağı, gerekli teknolojik alt yapı, uygun donör ve sayısı bunlar belirleyici faktörler. Bu konuda çalışmaların olması sevindirici ve umut vadeden şeylerdir.

Çocuklarda öldürücü olmamasının en önemli sebebi nedir?
 
Bu konuda en belirgin görüş Anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2)  enzimi reseptörünün yaş ilerledikçe azalması gösterilebilir. Ama bu çocukları tamamen korunaklı hale getirmez sadece ileri yaşlarda hastalık seyrini kötüleştirir. Diyebiliriz ki çocuklarda da hastalık yapabilir COVID-19.

Antiviral olarak bilinen evimizde ulaşabileceğimiz neler var?

Dezenfekatan olarak düşündüğümüzde evimizde kişisel olarak biyosidal ürünler (dezenfektanlar),80 derece kolonyalar,anti viral etkili temizleme sıvıları sayılabilir. Bunun haricinde her evde bulunan çamaşır suyu (sodyumhipoklorid) en güçlü dezenfektan maddelerdendir. Örneğin yüzey temizliği ve dezenfeksiyonu için temizleme sıvısına ‘5 litre suya yarım çay bardağı çamaşır suyu (50 ml)’ karıştırarak etkili bir antiviral-antibakteriyel etki sağlanabilir. Burada el göz ve yüz ile temas etmemeli ve solunmamalıdır mevcut temizlik maddesi ona dikkat etmeliyiz.

Çocuklarımızı virüsten korumak için nasıl önlemler almalıyız?

Onları kalabalık ve toplum ile temastan uzak tutmak en önemlisi. Beslenmelerine dikkat etmek, kişisel hijyen eğitimi bunlardan bazıları. İmkan ölçüsünde kekik, ekinezya, ıhlamur, adaçayı gibi bitkisel çayları içirmek de hem bağışıklık sistemini güçlendirir hem de anti viral etki sağlar.

Vitamin ya da besin takviyeleri bizi koronodan korur mu?

Kesin olarak korur diyemeyiz ama bizi daha güçlü hale getirir doğru kullanıldığında. Dolaylı olarak mevcut durumda bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve daha kolay geçirmemize veya hasta olmamamıza fayda sağlayabilir.

Evimizdeki hangi yiyecek ve içecekler koruyucu özelliktedir?
   
Evimizde antiviral etkiye sahip kullanabileceğimiz ilaç dışı ürünler şunlardır.(ilaç kategorisindekiler yalnızca sağlık profesyonelleri-doktorlar kontrolünde kullanılmalıdır, aksi halde fayda yerine zarar verir.) Ekinezya, kekik, ıhlamur, adaçayı çayları, Beta-glukan içeren takviye edici gıdalar, kara mürver (sambucus nigra) içeren besin takviyeleri, afrika sardunyası (Pelargonium Sidoides ) içeren besin takviyeleri sayılabilir. Ama en önemlisi dengeli ve düzenli beslenme, sigara alkol den uzak durma, temiz hava, yeterli sıvı tüketimi sayılabilir.

Sıcak banyo önerileri ne kadar doğrudur?

Sıcak suyla banyo yapmak sizi COVID-19 enfeksiyonundan korumaz. Aslına bakılırsa, aşırı sıcak suyla banyo yapmak sizi yakabileceği için zararlı da olabilir.

Hastane ve eczanelere eskisinden daha az kişi mi geliyor?

Evet, mevcut salgın ve bakanlığımız tarafından alınan tedbirler tüm sosyal hayatta bir durgunluk oluşturmuştur. Aslına bakarsak halkımız mecbur kalmadıkça hastane ve eczanelere gitmesi son derece riskli ve yanlıştır. Buralarda ne kadar az vakit geçirirsek bizler için daha iyi olacaktır çünkü en riskli alanlar şu an için hastane ve eczanelerdir.

Sizce milletimiz yeterince önlem alıyor mu?

Şahsi görüşüm alınan önlemler var fakat yetersiz uyarıları daha dikkate almalıyız ve uygulamalıyız, hala sokaklar keyfi seyahat eden insanlar ile dolu olduğunu görüyoruz. Hepimiz daha duyarlı olursak bu salgın ile baş etmemiz daha kolay olacaktır.

Dernek olarak bu salgınla ilgili ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?

Süreçte COVID-19 kadar COVID-19 ilgili doğru bilgiye de ihtiyaç vardır, halkı paniğe sevk etmeden doğru bilgilendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Sürecin çok yoğun atmosferinde olan sağlık personeli üyelerimizin moral motivasyon desteği sağlamaktayız. Sosyal medya ve basın yayından halkımızın doğru bilgilendirilmesini sağlamaktayız.

İlginize teşekkürler. İyi çalışmalar.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tunçer Öncü Arşivi