Ukrayna'dan gelen Türk: Sığınakta bir film setinde gibiydik
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sırasında başkent Kiev'de sığınakta yaşam mücadelesi veren Bayram Erli, Dışişleri Bakanlığının tahliye operasyonuyla iki buçuk gün süren yolculuğun ardından ailesiyle Türkiye'ye dönmeyi başardı.
Rus ordusunun Kiev'i kuşatmasının ardından can güvenlikleri için 6 gün sığınakta yaşam mücadelesi veren Bayram Erli, eski eşi Ukraynalı Anna Abdurhakmanova, kızı Melissa Erli, üvey çocukları 22 yaşındaki Evelina Yavkina, eşinin 4 yaşındaki oğlu Marat Abdurakhmanov ve yanlarından ayırmadıkları kedileriyle Türkiye'ye geldi.
Pendik Kurtköy'de yaşamına devam eden Erli, bir yanda Türkiye'de olmanın sevincini yaşarken diğer taraftan Ukrayna'da kalan yakınları için gözyaşı döküyor.
Hikayesini anlatan Bayram Erli, 8 ay önce iş kurmak için Ukrayna'ya gittiğini söyledi. Erli, kızı ve eski eşinin Ukrayna'da yaşaması nedeniyle bu ülkede ticaret yapmak istediğini belirtti.
Rus ordusu Kiev'e girdiğinde orada olduğunu anlatan Erli, "Rusya'nın ülkeye girdiğini söylediler. Kiev'de dışarı çıktığımda herkesin sokakta olduğunu gördüm. Herkes çantasını, valizini bir şekilde almış, yollara dökülmüştü." dedi.
Savaştan kaçan insanları görünce kendisinin de ailesini alıp Batı yakasında bulunan müstakil evlerindeki sığınağa geçtiklerini ifade eden Erli, 24 Şubat'ta başlayan savaşın ardından 6 gün sığınakta kaldıklarını aktardı.
"Çocukları sakinleştirmeye çalışıyordum"
Bomba sesleri ve siren seslerinin özellikle çocukların psikolojisini etkilediğini ifade eden Erli, şunları kaydetti:
"Sığınakta kendimizi sanki bir film setinde gibi hissettik. Çünkü bombardıman seslerini duyuyorduk. Ukrayna karşılık veriyordu ve çok büyük patlamalar oluyordu. Sirenler çalıyordu. Çocukların psikolojisi tabii ki bundan etkilendi. Onları sakinleştirmeye çalışıyordum. Siren çaldığı zaman ben dışarı çıkıp, sokakta nöbet tutuyordum çünkü sığınak her ne kadar güvenli diye tanımlasak da yani bombardımana dayanabilecek bir şey yoktu. 'En azından birimiz dışarıda olalım. Gerekirse müdahale edebilelim' diye düşündük. Sığınakta doğru düzgün uyuyamıyorduk."
Eşinin çocuğu Marat'ın sığınakta merdivenden düşüp başından yaralandığını, onu o telaş içerisinde hastaneye götürdüklerini aktaran Erli, "Savaşın fiziki şiddet dışında bütün psikolojik travmalarını yaşadık. Tamamen çocukları düşündüğümüz için o korkuyu aştık. Çünkü onlara moral vermek zorundaydık." diye konuştu.
İki seferde de trene binemedi
Bayram Erli, ailesinin güvenliği için Türk Büyükelçiliğine başvurduğunu, iki kere trene binmek için harekete geçtiklerini ancak ilkinde treni kaçırdıklarını anlattı. İkinci seferde ise izdiham nedeniyle tahliyeye katılamadıklarını belirten Erli, stresli bir şekilde sokağa çıkma yasağı ve bomba sesleri altında eve döndüklerini anlattı.
"Bu yolculukta sanki savaş filminin stüdyosundaymış gibi hissettim. Küçüklüğümdeki fobim Rus bombalarıydı ve 40 sene sonra ben bununla yüzleştim" diyen Erli, sosyal medya üzerinden tekrar iletişime geçtikleri gün Türk Büyükelçiliğinden saat 19.00'da bir trenin daha olacağını öğrendiklerini belirtti.
Trenle Kiev garından 16-17 saat süren bir yolculuk yaptıklarını ve ilk kez 6 gün sonra trende rahat uyuyabildiğini söyleyen Erli, Türk yetkililerin kendilerini Romanya sınırına getirdiklerini, daha sonra gümrük kapısını yürüyerek geçtiklerini anlattı.
"Vatan kelimesi içi boş bir şey değil"
Erli, devlet yetkililerin tahliye sürecinde kendileriyle ilgilendiğini, Bükreş'te de büyük bir fuar alanı tutulduğunu ve kendilerine yemek ikramı yapıldığını söyledi.
Buradan THY uçağıyla 3 Mart'ta İstanbul Havalimanına indiklerini belirten Erli, Kiev'den Türkiye'ye yolculuklarının toplamda iki buçuk gün sürdüğünü kaydetti.
"Vatan" kelimesinin içi boş kelime olmadığına dikkati çeken Erli, şöyle konuştu:
"İnsan bir sıkıntıdan sonra kendi vatanına indiği zaman o duyguyu tanımlanması zor. Ülkeme döndüğümde sokakta yürürken herhangi bir bombardımana ve saldırıya uğramama hissini ve o güveni yaşadım. Savaş olmadığı müddetçe her memleket her vatandaş için güzeldir. Savaş olduğu zaman her yer cehenneme dönüyor. Ukrayna'daki savaşa tanıklık ettim. Tek dileğimiz hiçbir ülkede savaş olmamasıdır."
Can dostunu da yanında getirdi
13 yaşındaki Melissa Erli ise Ukrayna'daki savaştan babası sayesinde kaçmayı başardıklarını fakat orada hala anneannesi ve babaannesi olduğu için üzgün olduğunu dile getirdi.
Sürekli siren sesi duyduğunu ve çok korktuğunu anlatan Melissa Erli, Ukrayna'da savaş istemediğini vurguladı.
Melissa Erli, kedisini de savaştan kurtararak getirdiğini, şimdi can dostunun yanında kendisine mutluluk verdiğini ifade etti.
Ukrayna'da modellik yapan 22 yaşındaki Evelina Yavkina da ülkesinde kalan akrabalarını çok özlediğini belirtti.
Rusların Ukrayna topraklarına girmesi ve ülkelerini işgal etmesiyle hayatlarının değiştiğinden bahseden Yavkina, savaşın durması ve barışın gelmesini istediğini dile getirdi.
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.