OECD Türkiye'nin 2019 ve 2020 büyüme beklentisini yükseltti

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Türkiye ekonomisi için büyüme tahminini yükseltti.

OECD Türkiye'nin 2019 ve 2020 büyüme beklentisini yükseltti

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye ekonomisine ilişkin 2019 ve 2020 büyüme öngörülerini yukarı yönlü güncelledi.

OECD'nin "Kasım Ayı Geçici Dönem Ekonomik Görünüm Raporu" yayımlandı.

Raporda, küresel ekonomik görünümün kırılgan olduğu belirtilerek, konjonktürel krizin sağlamlaştığına dair işaretlerin arttığı bildirildi. Raporda, dünya ekonomisi için eylül ayında yayımlanan ara rapordaki yüzde 2,9'luk 2019 büyüme tahmini korunurken, yüzde 3'lük 2020 büyüme öngörüsü ise yüzde 2,9'a düşürüldü.

Raporda, Türkiye ekonomisinin 2019'da yüzde 0,3 büyüyeceği öngörüsüne yer verildi. Söz konusu oran, bir önceki raporda yüzde eksi 0,3 olarak tahmin edilmişti. 

Türkiye ekonomisinin 2020'de yüzde 1,6 büyüyeceğine yönelik tahmininin yüzde 3'e yükseltildiği raporda, Türkiye ekonomisindeki büyümenin 2021'de toparlanarak yüzde 3,2'e çıkacağı kaydedildi.

Raporda, Türk ekonomisinde büyümenin son aylarda toparlandığı, hükümetin sağladığı teşviklerin iç talebi tahmin edilenden daha fazla canlandırdığı, TL'deki değer kaybının da ihracatı desteklediği vurgulandı.

Küresel ekonomik görünüşün bastırılmış olmaya devam ettiği ve aşağı yönlü risklerin büyüyen politika belirsizliği ve zayıflayan iş iklimi ortasında artış gösterdiği kaydedilen raporda, belirsizliğin dünyadaki şirketler için ana endişe haline geldiği belirtildi. 

"En yavaş büyüme gerçekleşecek"

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), ekonomik görünümün kırılgan olduğunu ve konjonktürel krizin sağlamlaştığına dair işaretlerin arttığını belirterek küresel ekonominin finansal krizden bu yana en yavaş büyümeyi gerçekleştireceği öngörüsünde bulundu.

Türkiye ekonomisine ilişkin bu yıl ve gelecek yıla ilişkin öngörüsünü yukarı yönlü güncellendiği raporda, küresel ekonomik görünümün kırılgan olduğu belirtilerek, konjonktürel krizin sağlamlaştığına dair işaretlerin arttığı bildirildi.

Raporda, dünya ekonomisi için eylül ayında yayımlanan ara rapordaki yüzde 2,9'luk 2019 büyüme tahmini korunurken, yüzde 3'lük 2020 büyüme öngörüsü ise yüzde 2,9'a düşürüldü. 

Avro Bölgesi ve Çin’e yönelik bu yıla ilişkin tahminlerin yukarı yönlü revize edildiği raporda, ABD ekonomisi için bu yıl 0,1 puan düşüşle yüzde 2,3 ve gelecek yıl için de sabit tutarak yüzde 2 büyüme tahmininde bulunuldu.

Raporda, OECD, Avro Bölgesi büyüme tahminini 2019 için yüzde 1,1'den yüzde 1,2'ye, 2020 için yüzde 1’den yüzde 1,1’e çıkarırken, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin’in büyüme tahminini ise 2019 için yüzde 6,1'den yüzde 6,2'ye yukarı yönlü revize etti, 2020 için de yüzde 5,7'de sabit bıraktı.

OECD raporunda, Almanya'nın büyüme tahmininin 2019 için yüzde 0,5'ten yüzde 0,6'ya yükseltilirken, 2020 için yüzde 06’dan yüzde 0,4'e indirilmesi dikkati çekerken, Hindistan'ın büyüme tahmini 2019 için yüzde 5,9'dan yüzde 5,8’e, 2020 için de yüzde 6,3'ten yüzde 6,2’ye revize edildi.

Örgüt, Japonya'nın büyüme tahminini 2019 için yüzde 1 ve 2020 için yüzde 0,6'da sabit bıraktı.

OECD, G20’ye ilişkin büyüme tahminini de sabit bırakırken, bu yıl yüzde 3,1 gelecek yıl ise yüzde 3,2 büyüme öngördü.

Küresel ekonomik görünüşün bastırılmış olmaya devam ettiği ve aşağı yönlü risklerin büyüyen politika belirsizliği ve zayıflayan iş iklimi ortasında artış gösterdiği kaydedilen raporda, belirsizliğin dünyadaki şirketler için ana endişe haline geldiği belirtildi. 

OECD raporunda, küresel ekonominin 2008 finansal krizden bu yana en yavaş büyümeyi göstereceği vurgulanırken, hükümetlerin yatırımları canlandırmak için işleri merkez bankasına bırakmasının bunda payı olduğu kaydedildi. 

Raporda, hükümetlerin iklim değişikliği, çok taraflı sistemin çöküşü ve ekonomilerin dijitalleşmesi gibi küresel zorluklarla başa çıkmada sıkıntılar yaşadığına işaret edildi.

OECD Başekonomisti Laurence Boone, raporda, söz konusu küresel zorlukları geçici faktörler olarak görerek para veya maliye politikalarıyla çözülebileceğini düşünmenin hata olduğunu belirterek, “Sorunlar yapısal.” değerlendirmesinde bulundu. 

Zayıf ihracat talebi ve bozulmuş bilançoların ekonomik toparlanmaya baskı yapmaya devam edeceğine işaret edilen raporda, jeopolitik belirsizliklerden doğacak ilave risklerin, güveni aşındırıp oynaklığı artırabileceği uyarısı yapıldı.

Raporda, mali ve parasal politika alanlarındaki güvenilir politika iyileştirmelerinin de toparlanmayı hızlandırabileceğine vurgu yapıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.