FETÖ ile ilk irtibatını 'menfez paşası' sağlamış
Adana'da FETÖ'nün TSK içindeki mahrem yapılanmasına yönelik operasyon kapsamında hakkında dava açılan eski astsubay, örgütle ilk irtibatını FETÖ'cü eski astsubay Zekeriya Kuzu'nun sağladığını itiraf etti.
Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yapılanmasına yönelik "ankesör-sabit kontörlü" hatlara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan dava açılan tutuksuz sanık, eski astsubay örgütle ilk irtibatının "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski Başçavuş Zekeriya Kuzu tarafından sağlandığını anlattı.
ETÖ/PDY soruşturması kapsamında eski astsubay M.İ. hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamedeki ifadesinde itiraflarda bulunan M.İ, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirtti.
M.İ. ifadesinde, örgütle ilk irtibatını FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast timinde yer alan ve saklandıkları menfezde yakalanan "Çiğli üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski astsubay Zekeriya Kuzu'nun sağladığını itiraf etti.
Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığına 2011'de atandığını ve Muharebe Arama Kurtarma ekibinde görev yapan astsubay Zekeriya Kuzu ile beraber çalıştıklarını aktaran M.İ, "Örgütle irtibatım 2011 yılında İzmir ilinde Çiğli Hava Üssüne birlik uygulama eğitimi için gittiğim sırada 15 Temmuz darbe kalkışması nedeniyle tutuklanan Zekeriya Kuzu ile başladı. Kendisi o sıra üs astsubayı olarak görev yapıyordu. Zekeriya Kuzu mesai saatlerinde iş arkadaşlarımla bulunduğumuz esnada bizlere dini içerikli konuşmalar yapardı. Bu konuşmalardan diğer arkadaşlarım gibi etkilenirdim." ifadesini kullandı.
M.İ, daha sonra Zekeriya Kuzu'nun kendisini telefonla aramaya başladığını ve birkaç defa Bornova'ya yemeğe götürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Yemek esnasında kollektif şuur, birlik olmak, tek başına bir şey olmayacağı, birlik beraberlikten kuvvetin doğacağı, konuşmaları yapardı. Birlik olursak vatan, millet adına daha faydalı olabileceğimizden bahsederdi. Ben zaten muhafazakar bir karakterdeydim. Bu sohbetler benim gönlümü okşamaya başladı. Zekeriya Kuzu beni İzmir'in Gaziemir ilçesinde örgüt abisiyle tanıştırdı. Bu şahıs bana 'sohbetlerimize gel, bundan bir zarar görmezsin' dedi. Bu kişi iki saat kadar konuştuktan sonra beni Mehmet veya Mahmut isimli İzmir Gaziemir Şifa Hastanesinde memur olarak çalışan bir şahısla tanıştırdı. Bu şahısla iki haftada bir görüşmelere başladık. Bana örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarını okumam için veriyordu. Görüşmelerimizde benden himmet adı altında para talebi oldu. Himmet haricinde maaş aldığımız banka tarafından hesabımıza yatan promosyon parasını da istedi. Ben kendisine para vermedim. Bana her seferinde az da olsa ver diyordu. Ben vermediğim zaman 'abi maneviyatın azalır, sen vermeye çalış' diyordu."
Tayininin 2014'te Konya'ya çıktığını ve kendisini tekrar birisinin aradığını belirten M.İ, "Bu şahıs bana Konya'ya ne zaman geleceğimi sordu. Ben de 'kimsin' diye sormadım, beni arayanın FETÖ abisi olduğunu tahmin ettim. Beni otogarın karşısında bekleyeceğini söyledi. Konya'ya vardığımda bu şahıs aracının içerisinde bekliyordu. Kendisiyle tanıştıktan sonra bir hafta sonra görüşmek için sözleştik. Adının İsmail olduğunu söylemişti. Muhtemelen kod adıdır. Bu şahıs örgütün propagandasını yapardı." ifadesini kullandı.
M.İ. İsmail kod adlı şahsın kendisini "Mehmet" isimli başka bir örgüt abisiyle tanıştırdığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Bu şahıs psikolog olarak görev yapıyordu. Görüştüğümüz zamanlarda bana 'seni bir gruba sokacağım' diyordu. Konya'da Mehmet isimli örgüt abisinin evinde buluşuyorduk. Buluşmalarımızda, örgüt elebaşının kitaplarını okuma, vaazlarını izleme, sohbet etme faaliyetlerini yapıyorduk. Benden himmet ve maaş promosyon paralarını istiyordu. İki defa 50 veya 100 lira para verdim. Benden çok daha fazla para istiyordu. Ben 1,5 yıl kadar Mehmet isimli örgüt abisiyle görüştüm. Konya'da örgüt abileri tarafından bir ya da iki kez ankesörlü telefonlarla arandım. Bu görüşmeler sonrası beni 'Müşteba' isimli örgüt abisine devrettiler, Müşteba bana 'seni bir gruba dahil edeceğim' dedi. Ben de grupta kimler var dedim. 'Çok şaşıracağın kişiler var' dedi. Beni diğer görüştüğü asker kişilerle tanıştırma fırsatı olmadan darbe kalkışması gerçekleşti."
Örgütün gizli haberleşmede kullandığı ByLock ve diğer uygulamaları kullanmadığını öne süren M.İ, örgüt içerisinde bulunmaktan pişmanlık duyduğunu ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.