Konya'da bir girişimcilik hikayesi! Kermesle başladı, kendi işinin patronu oldu
Konya'da, ev hanımıyken, oğlunun okul kermesine gönderdiği içli köftelerin beğenilmesinin ardından girişimcilik hikayesi başlayan Habibe Gülcan Demir, açtığı ev yemekleri lokantasıyla işinin patronu oldu.
Evinde ürettiği içli köfteleri çevresine satarak çalışmaya başlayan 2 çocuk annesi 45 yaşındaki Demir, 9 yıl sonra istihdam sağlama hayaliyle iş yerini açtı.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme Başkanlığından (KOSGEB) aldığı 50 bin liralık hibe ve 70 bin liralık faizsiz kredi desteğiyle işini kuran Demir, sosyal medyanın da gücünü kullanarak zamanla büyüttüğü iş yerinde 6 kişiye istihdam sağladı.
Demir, çalışkanlığı ve azmiyle de çevresine örnek oluyor.
Ev yemekleriyle müşterilerinin damak zevkine hitap eden Demir, karşılaştığı olumsuzluklara rağmen pes etmeden çalışarak hayallerine ulaştığını söyledi.
Eşinin görevi nedeniyle Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulundukları yıllarda çok beğenilen içli köftesiyle kısa zamanda iş yeri açma seviyesine geldiğini belirten Demir, eşinin Konya'ya tayin olmasının ardından her şeye sıfırdan başladığını anlattı.
Yemeklere daha çok zaman ayırabilmek için ev temizliğine çağırdığı yardımcısının "Senden kazandığım paralarla ilk defa çocuklarımın elinden tutup bayramlık almaya gittim." sözünden etkilendiğini belirten Demir, bu sayede iş yeri açıp istihdam sağlamaya karar verdiğini ifade etti.
- "Evinize gidin, kocanızın parasını yiyin diyenler oldu"
Konya’da çevresi olmadığı için öncelikle işletmelerin kapısını çaldığını dile getiren Demir, "Yemek işletmelerine, 'İçli köfte alır mısınız?' diye numune götürdüğümde, bana, 'Hiç buralarda uğraşmayın. Evinize gidin, kocanızın parasını yiyin.' diyenler oldu. Ama ben pes etmedim." dedi.
Demir, hiçbir zaman yılmadan, usanmadan çalıştığını kaydederek, "İlk başlarda çevreniz bile motivasyonunuzu kırabiliyor. 'İnsanlar kalite aramıyor. Paraya, fiyata bakıyor.' diyenler oldu. 'Çok büyük işletmeler var, sen kimsin ki, nasıl yapacaksın ki, burada hiç çevren yok.' diyenler de oldu. Birçok kez motivasyonum kırılsa da pes etmeyip iyi çalışınca başarılı oldum. Girişimcilik hikayeleri, başarı hikayeleri okuyup örnek aldım." diye konuştu.
Talasemi (Akdeniz anemisi) hastası olduğu için sağlıklı beslenmenin önemini çok iyi bildiğine değinen Demir, "Yemediğim bir şeyi müşterilerime satmıyorum. Ne yiyorsam, onu sunuyorum. Az ve taze sunuyorum. Kaliteli ürün çıkarıyorum. Sırat köprüsünün üzerinde beni bekleyenler olmasını istemiyorum. Hakkını vererek iş yapmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
Hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını dile getiren Demir, "Yeni hedefim, ev usulü ürünleri, sanayileştirmeden yemek fabrikası kurmak. Bunun yavaş yavaş olacağını da biliyorum. Kimse bir anda büyüyemez. Adım adım hedefime doğru gitmek istiyorum." dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.