Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Tunus'ta flaş mesajlar
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'ya asker gönderilmesiyle ilgili "Biz hiçbir yere bugüne kadar davetsiz misafir olmadık. Bir davet olursa tabii ki bunu değerlendiririz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısına katıldı.
Dost ve kardeş ülke Tunus'ta bulunmaktan, Cumhurbaşkanı Said'in göreve başlamasından bu yana Tunus'u ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Said'i bu göreve yüzde 70 gibi bir oy almak suretiyle seçilmesinden dolayı kutladı.
Türkiye ile Tunus arasındaki iş birliğinin her alanda, gerek siyasi gerek askeri, ekonomik, kültürel alanlarda, turizm alanında dayanışmanın güçlenerek devamından yana olduğunu yaptıkları görüşmede ifade ettiğini aktaran Erdoğan, Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Tunus'un yanında olmayı sürdüreceğini söyledi.
Bugün çok verimli görüşmeler yaptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kendisiyle ikili ilişkilerimizi ele alırken bölgesel anlamda da konuları etraflıca ele aldık. Fakat şu an itibarıyla malum 1 milyar 100 milyon dolar gibi bir ticaret hacminin yeterli olmadığını, bunu çok daha yukarılara taşımamızın gereği üzerinde özellikle duruyorum. Hele hele inşallah şöyle hükümetin de kısa zamanda kurulmasından sonra gerek en üst düzeyde cumhurbaşkanları olarak gerekse hükümetler olarak yapacağımız çalışmalarla bu süreci hızlandırmanın faydalı olacağına inanıyorum."
Libya'nın istikrarının başta Tunus gibi komşu ülkeler olmak üzere tüm bölge açısından taşıdığı önem üzerinde durduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Zira biz bu acıyı çok çektik. İşte Suriye'den şu anda bize yaklaşık 4 milyona yakın mülteci geldi. Bütün bu mültecilerin 8 yıldır her şeyiyle ilgileniyoruz. Aynı şekilde Libya'dan da malum Tunus'un güneyine doğru bu bölgede 500 bine yakın bir mültecinin olması tabi kime yüktür? O da Tunus'a ciddi bir yüktür. Bu yükün altından bir an önce kalkmak gerekiyor. Tabi bunlar daha sonra öyle bir hal alıyor ki, terörize bir durum ortaya çıkıyor ve bu terörize durum da oradaki halkları ciddi manada rahatsız ediyor. Bu bakımdan Libya'daki bu olumsuz gelişmeler sadece Libya'da kalmıyor, aynı zamanda komşu ülkeler ki başta Tunus buradan ciddi manada rahatsız oluyor. Bunları da değerlendirme fırsatımız oldu. Tabii bizim Libya'da bir an evvel ateşkesin sağlanarak siyasi sürece dönülebilmesi amacıyla atabileceğimiz adımlarla bu çerçevede yürütebileceğimiz iş birliği neler olabilir, bunların üzerinde durma fırsatımız oldu."
- Tunus bölgede istikrarın unsuru
Biz Tunus'u bu bölgede istikrarın bir unsuru olarak gördüklerini ve birlikte atılacak adımları konuştuklarını anlatan Erdoğan, "Libya'da istikrarın sağlanması yönündeki çabalara Tunus'un çok değerli ve yapıcı katkıları olacağı inancındayım ve bu düşüncelerle bugünkü istişareleri ele aldık ve bu değerlendirmeleri yaptık." ifadelerini kullandı.
Bunun yanında TİKA'nın Tunus'ta inşa edeceği hastane konusunda bir mutabakat sağlandığını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah en kısa zamanda bunun protokolünü de imzalamak suretiyle adımlarını atacağız. Bunun yanında bir diğer konu da yine değerli kardeşimle görüştüğümüz o da tabii şu anda ihracına yönelik adımlar atılabilecek, biz de çünkü zeytinde önemli bir ülkeyiz. Fakat tabii Tunus'un da ihraç ürünlerinin başında şu anda hasadın bol olması sebebiyle zeytin var. Bu konuyu da gerek Ticaret Bakanlığımız, gerek Tarım ve Orman Bakanlığımız onlarla ele almak suretiyle bizim için gerekli olanı, biz de ihraca yönelik üçüncü ülkelere ne gibi adımlar atabiliriz bunları değerlendirip inşallah bunun adımını da tabii atmanın faydalı olacağına özellikle inanıyorum. Bu çalışmaları yapacağız. Tabii bir de malum hurma konumuz var. Daha önce biz Tunus'tan bayağı hurma aldık. Şimdi ramazan geliyor artık, yılı deviriyoruz, bundan sonra tabii ramazanda özellikle hurma tüketimi bizde iyidir."
- "Cezayir, Tunus, Katar'ın olmayışı eksiklik"
Bir soru üzerine Erdoğan, her şeyden önce Libya gibi halkının neredeyse tamamına yakınının Müslüman olduğu bir ülkenin sorunlarını, sıkıntılarını kendi içinde siyasi bir yöntemle çözmesinin en isabetli yol olduğunu düşündüğüne işaret etti.
Bu konuda öyle veya böyle bir Berlin süreci başlatıldığını anımsatan ve bu süreçte Cezayir, Tunus ve Katar'ın olmayışını eksiklik olarak gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu eksikliği Sayın (Angela) Merkel'e ifade ettim, giderilmesinin doğru olacağını söyledim. Kendileri de bu konuda 'bir değerlendirme yapmamda fayda var' dediler. Sayın (Vladimir) Putin ile de görüştüm. bu düşünceme aynen kendisinin de katıldığını söyledi. Dün Boris Johnson ile de görüştüm, ona da yine bu ülkelerin sosyopolitik olarak bu bölgenin yani Libya'nın yapısını en iyi bunların bildiğini söyledim, dolayısıyla onların böyle bir sürecin içinde olmasının çok çok faydalı olacağını ifade edince Johnson, 'aynen bu düşünceyi benimsiyorum, Merkel ile de paylaşacağım' dedi. Kanaatimiz bu."
Bir başka soru üzerine Erdoğan, "Bu ara bildiğiniz gibi Türkiye'nin veya Türkiye'ye karşı yaptırım heveslilerinin sayısı artmaya başladı. Tabii Yunanistan'ın Libya'yla ne alakası var onu anlamakta ben zorlanıyorum." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir defa şu anda Yunanistan'ın ne kıta sahanlığıyla bu işin alakası var ne de aramızdaki özellikle Libya ve Türkiye arasındaki şu anda mevcut bantla bunun bir alakası var. Kıta sahanlığıyla alakası yok, münhasır ekonomik bölgeyle ilgi ve alakası yok. Münhasır ekonomik bölgede malum sadece Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs'ın orada belli lotları var. Bunun dışındaki diğer alanda ise bizim Libya ile Türkiye arasındaki bağlantı bellidir ve bu konuda da yetki sahibi olan iki ülke vardır o da Libya'dır, Türkiye'dir. Libya’nın şu anda biliyorsunuz resmi olarak bir Başbakanı (Fayiz es-Serrac) var.
O da Sayın Serrac'dır. Ve bizler de Sayın Serrac'la bu görüşmeyi heyetiyle beraber İstanbul'da kendilerini ağırladık, kendileriyle beraber yetkili arkadaşlarımızla oturduk, müzakeresini, değerlendirmelerini yaparak imzalar atıldı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden de biz bu mutabakat metnini de anlaşmayı da geçirmiş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreci de bu istikamette devam ettireceğiz. Yunanistan’ın burada herhangi bir söz sahibi olması diye bir şey söz konusu değildir. Tabii şunu da bunların bilmesi lazım artık devir o geçmiş devir değildir. Geçmişte bir çok anlaşmaları bunlar farklı şekilde yapmış olabilirler ama şu anda böyle bir Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de yoktur, bunu da bilmeleri lazım."
- Libya'ya asker gönderilmesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Libya'ya asker gönderebileceği konusundaki açıklamaların hatırlatılması üzerine "Biz hiçbir yere bir defa bugüne kadar davetsiz misafir olmadık. Herhangi bir davet olursa tabi ki bunu değerlendiririz, adımlarımızı da buna göre atarız." değerlendirmesini yaptı.
"Aslında şu andaki münhasır ekonomik bölgeyle ilgili atılan adım, bunun yanında özellikle de mutabakat metninin içinde yer alan maddelerin hepsi aslında bir adımın ön sesleridir ve bu konuyla ilgili olarak da bazı görüşmeleri yapmış bulunuyoruz." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Fakat sormak lazım, acaba şu anda Libya'da bulunan ve bunun 5 bini Sudan'dan, 2 bini Rusya'dan Wagner diye gelenler oraya hangi sıfatla geldiler, orada ne işleri var, hangi bağlantıları var? Bunları medya olarak sizin sormanız lazım. Türkiye ise böyle bir daveti aldığı zaman davete icabet de eder. Niye? Aramızda en azından bir mutabakat metni var, bir münhasır ekonomik bölgeyle ilgili anlaşmamız var, yani birbirimizle böyle bir bağımız var ama bunların hiçbir bağı yok. Hiçbir bağı olmadığı halde bunların orada ne işi var? Bunları sormak lazım.
Bir diğer olay, (Halife) Hafter meşru değildir, gayrimeşrudur. Gayrimeşru olarak Hafter durumdan vazife çıkarıyor. Serrac orada biliyorsunuz bir Mutabakat Hükümetinin Başbakanıdır, böyle bir durumu var ve uluslararası alanda karşılığı olan odur ama diğerinin böyle bir karşılığı da yoktur. Dolayısıyla, biz uluslararası karşılığı olan bir Serrac'ın attığı adımlarla biz de beraber adım atıyoruz, ama Hafter'in böyle bir vasfı, böyle bir sıfatı yok. Onlar durumdan vazife çıkararak yine bazı ülkelerle parası bol olan, silahları, imkanları bol olan ülkelerle bu tür adımları atıyorlar. Lütfen bunları da görelim ve ona göre Libya'daki kardeşlerimizi bunlara ezdirmeyelim, yedirtmeyelim."
- TİKA'nın Tunus'taki faaliyetleri
Bir başka soru üzerine Erdoğan, TİKA'nın Tunus'ta inşa edeceği hastane konusunda bir mutabakatın sağlandığını söylediğini ve en kısa zamanda da bir protokolün imzalanacağını ifade ettiğini anımsattı.
Tunus için en önemli ihraç ürünü olan hurma konusunda yaklaşan ramazan öncesi tüccarlar, ithalat-ihracat, bu işlerle uğraşanların bu konuya eğileceğine inandığına değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir diğeri de tabii zeytin noktasında Tunus'ta bu yıl bolluk var, hasat bol, tabii bizde de bolluk var. Fakat biz buna rağmen Ticaret Bakanlığımızla bu konuyu ele alarak Tunus'tan zeytin ithali söz konusu olabilir mi veya üçüncü ülkelere zeytin ihracında Tunus'la bir dayanışma içinde olabilir miyiz, bunların bir değerlendirmesini yapacağız. Tabii bunun dışında birçok konular var, özellikle fosforik asit konusunda bazı adımlar atmamız, bunun yanında yine kimyasal gübre konusunda bazı adımlar atabiliriz, dökme demir konusu, hurda konusu, bunların ithaliyle ilgili de biz çalışmalarımızı yapacağız, bunlarla ilgili olan sanayicilerimizi de uyaracağız."
Bu arada Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan onuruna yemek verildi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki yemek basına kapalı gerçekleşti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.