'Düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in 'Biz savaşı öldüğümüz gün değil, düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz' sözü duruşumuzun en yalın ifadesidir." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütleri arkalarındaki devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa milletimizin işte bu dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir." dedi.
Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi bünyesindeki Sergi Salonu'nda düzenlenen Cumhuriyet Bayramı Kabul Töreni'nde katılımcılara hitap etti.
Konuşmasına, "Barış Pınarı Harekatı'nın cereyan ettiği böyle bir dönemde sizleri Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96'ncı yıl dönümünde en kalbi duygularla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz." ifadeleriyle başlayan Erdoğan, törene teşrifleri için katılımcılara teşekkür etti, yurt içi ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşların bayramını kutladı.
İllerde ve yurt dışı temsilciliklerde yapılan Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Türkiye'nin sevincine ortak olan herkese şükranlarını sunan Erdoğan, "Cumhuriyet'imizin ilanının 96'ncı yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Harbi'mizin zafere ulaşmasında ve yeni devletimizin kuruluşunda vazife üstlenen kahramanlarımızı saygıyla yad ediyorum. Milletimizin bin yıldır dünyanın üzerinde en çok mücadele yürütülen coğrafyasında yaşıyor olmasının bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı.
"Bayrak şairi" Arif Nihat Asya'nın "Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgar bekliyor, destanı öksüz, sükutu derin meçhul askerin, türbesi yakışmış bu kutlu tepeye, yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli, kim demiş meçhul asker diye" dizelerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hamdolsun bugün de ülkesinin ve milletinin geleceği, ezanı, bayrağı, kutsalları söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan şehadete yürümeye hazır 82 milyon vatandaşımız var. Milletimiz bu konudaki kararlılığını 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere istiklaline ve istikbaline el uzatılan her durumda göstermiştir. Terör örgütleri arkalarındaki devasa desteğe rağmen ülkemizde başarılı olamıyorsa milletimizin işte bu dirayetli ve kararlı duruşu sayesindedir. Son yıllarda Suriye'de yürüttüğümüz Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve son olarak Barış Pınarı Harekatları da bu mücadelenin birer parçasıdır. Türkiye, kendi milli güvenliği ve tarihi sorumlulukları söz konusu olduğunda hiç kimseye bakmadan, hiç kimseden icazet almadan sadece kendi kararı ve imkanlarıyla istediğini yapabileceğini göstermiştir. Rabb'ime, şahsıma böyle bir milletin evladı olma şerefini bahşettiği için ne kadar hamdetsem azdır.
Türkiye'nin terörle mücadele sürecinin bir başka önemli sonucu da Batı başta olmak üzere tüm dünyada terör örgütleri karşısında sergilenen ikircikli, hatta iki yüzlü tavrı da tüm açıklığıyla ifşa etmiş olmasıdır. Barış Pınarı Harekatı için bizi arayan Batılı liderlerden neredeyse hiçbiri terör örgütü tarafından alçakça şehit edilen çoğu çocuk, kadın 20 insanımız ve yaralanan 184 kardeşimizle ilgili üzüntü beyanında bulunmamıştır. Yurt dışındaki temsilciliklerimize yapılan ve önemli bir kısmı da şiddet içeren 700'e yakın saldırının önlenmesi konusunda hiçbir gayret sarf etmediler. Tam tersine teröristler bu ülkelerin emniyet güçlerinin koruması altında eylemlerini gerçekleştirdi."
- "Suriye'ye baktığında sadece kardeş gören tek ülke Türkiye'dir"
"Bizi arayanlar ise sadece teröristleri kurtarmak, korumak, savunmak için nefes tükettiler." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'den başka her kim Suriye meselesinde derdinin insan hakları, masumların canı, Suriye halkının geleceği olduğunu iddia ediyorsa, açık konuşuyorum yalan söylüyor. Bizden başka Suriye ile ilgilenen herkesin öncelikli amacının petrol kaynaklarını kontrol etmek olduğu, şu son iki haftalık süreçte bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli gören ilkel anlayış tüm çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır. Özellikle Suriye, bölgeyle ilgili hesabı olan güçlerin mücadele alanı ve pazarlık malzemesi haline dönüşmüştür. Suriye'ye baktığında petrol veya güç temerküzü fırsatı değil de sadece insan gören, sadece can gören, sadece kardeş gören tek ülke Türkiye'dir. Biz insan olmanın, Müslüman olmanın, Türk olmanın gereği olarak bu onurlu duruşumuzu sürdüreceğiz.
Gerekirse bedel ödeyeceğiz ama asla çocuklarımızı mahcup edecek, onların yüzlerini kızartacak, ecdatlarından utanmalarına yol açacak bir yanlışa düşmeyeceğiz. Çünkü ecdadımız bize bırakınız hakim rengini, kıyısında, köşesinde dahi soykırım, sömürü, zulüm olmayan, adaleti devlet ve toplum hayatının merkezine yerleştiren tertemiz bir miras bırakmıştır. Tam tersine dünyada Avrupa'dan Kafkasya'ya kadar bizim milletimiz kadar büyük soykırıma uğramış, zulme maruz kalmış, adaletsizlik yaşamış bir başka millet yoktur. Buna rağmen biz medeniyetimizin ve tarihimizin emrettiği sınırların dışına hiçbir zaman çıkmadık, çıkmıyoruz."
- "Düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz"
"Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'in 'Biz savaşı öldüğümüz gün değil, düşmanlarımıza benzediğimiz gün kaybederiz' sözü duruşumuzun en yalın ifadesidir." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz asla onlar gibi olmayacağız, kendimiz gibi davranmaya devam edeceğiz çünkü biz bu sayede 2 bin 200 yıllık kesintisiz bir devlet geleneğine sahip olmayı başardık. Bu sayede bin 400 yıldır insanlığı aydınlatan İslam medeniyetinin en güçlü temsilcisi olarak kalmayı başardık. Bu sayede bin yıldır yaşadığımız coğrafyamızda sürekli daha derine inen kökler salmayı başardık, bu sayede petrolümüz, doğal gazımız, kayda değer başka doğal kaynağımız, sömürgemiz, yakın tarihine kadar yeterli altyapımız olmadığı halde başımız dik yaşamayı başardık bu topraklarda. Çünkü biz rol yapmıyoruz, PR yapmıyoruz, illüzyon yapmıyoruz, bizim felsefemizin özünde 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı vardır. Biz bugüne kadar hep 'önce insan' dedik, öyle demeye de devam edeceğiz, çünkü biz buyuz. Rabb'im bizi bu hak, adalet, vicdan ahlak yolundan ayırmasın diyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.