35 dakika kalbi durdu, mucizeyle hayata döndü! Şimdi dimdik ayakta
İzmir’de kalp krizi geçiren ve 35 dakika boyunca kalbi duran 49 yaşındaki İlker Hamurişçi, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan soğutma tedavisiyle hayata geri döndü. Doktorlar, bu durumu büyük bir mucize olarak nitelendirdi.
Demirören Haber Ajansı’nda (DHA) yer alan haberdeki iddiaya göre; İzmir’in Torbalı ilçesinde yaşayan İlker Hamurişçi (49), 29 Ekim'de şiddetli göğüs ağrısıyla Torbalı Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne gitti. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Hamurişçi’ye 35 dakika kalp masajı uygulandı.
Ambulansla SBÜ İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen 49 yaşındaki adam, burada yapılan soğutma tedavisi ile vücut ısısı düşürülerek beyin hücreleri zarar görmeden hayata döndü.
“MUCİZE OLDU”
Kendisini çok iyi hissettiğini belirterek doktorlarına teşekkürler eden Hamurişçi, "Geçen 29 Ekim Çarşamba günü rahatsızlandım. Onun dışında hiçbir şey hatırlamıyorum. Kendime geldikten sonra telefonumu elime aldım. En son eşimle hafif bir tartışma yaşayıp, babamın evine gitmişim. Babama 'Sırtım ve omuzlarım ağrıyor' demişim ama hatırlamıyorum. Sonrasında kalp krizi geçirmişim. Bunları öğrenince şaşırdım. Hayatımda bu 4-5 günü yaşamamış gibiyim. Uzun süre kalp masajı yapılmış. Ambulanstaki doktordan tutun da buraya hastaneye gelene kadar kimse beni bırakmamış. Allah hepsinden razı olsun" dedi.
Hamurişçi'ye refakat eden teyzesi Serap İpek de, "Bu iki hafta içinde hem üzüntü hem sevinç yaşadık. Doktorlarımız İlker'i tekrar hayata döndürdü. Onu kaybetmekten korktuk. Bir mucize oldu, Rabb’im İlker'i bize geri verdi" ifadelerini kullandı.

“YAŞAMA ŞANSI ÇOK AZDI”
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Aykut Sarıtaş, "Tansiyonu çok düşüktü. Geldiğinde yaşama şansı çok azdı. Bu hastalar kardiyak acil olduğu gibi nörolojik acil vakası sayılabilir. Onları hayata döndürdükten sonra bitkisel hayatta kalmaması, beyin fonksiyonlarının iyi olması çok önemli. Soğutma tedavisi uyguladık. Çoğu yerde olmayan bu tedavi bizim hastanemizde mevcut. Beyin fonksiyonlarını takip ettik. Birkaç gün sonra hastamızı mekanik ventilatörden ayırdıktan sonra bilincini takip ettiğimizde bu durum bizi sevindirdi. Hastamızın yürüyerek taburcu olması bizlerle konuşabilmesi, bitkisel bir durumun olmaması büyük bir mucize. Multidisipliner bir yaklaşımla kardiyoloji doktorumuz, yoğun bakım ekibimiz birlikte bu başarıyı elde ettik" diye konuştu.

"BEYNİN OKSİJEN TÜKETİMİNİ AZALTIYORUZ"
Hastanın iç vücut ısısını 36 dereceye düşürdüklerini anlatan Prof. Dr. Sarıtaş, "Hastamıza 35 dakika kalp masajı yapılmış. Bu masaj sırasında hastamızın beyni oksijensiz kalabilirdi. Daha sonra kardiyak yetmezliği ve kan pompalaması az olduğu için beyne giden oksijen miktarı da az olabiliyor. Biz sıcaklığı biraz soğuttuğumuzda beynin oksijen tüketimini azaltıyoruz. Beyni korumayı hedefliyoruz. Bu şekilde hasarlar minimal düzeye iniyor. Bunu ilk başta yaptığınızda etkili sonuç alabiliyorsunuz. Ama biraz geciktiğinizde bu sonuç mümkün değil. Beynin etkilenmeyen alanlarını kurtardık. Soğutma tedavisi ile hastanın sıcaklığını normal sıcaklığından birkaç derece aşağıda tutuyoruz. Böylece beyin hücrelerinin yenilenmesine zaman kazandırıyoruz. 35 dakika gibi yüksek bir kalp masajı süresi var. Üç, dört dakikada beyne oksijen gitmezse beyin hücreleri ölebiliyor. Kalp masajını yapanların da başarısı var. İlginç şekilde aynı dönemde yoğun bakımda üç hasta denk geldi. Üçüne de aynı anda müdahale ettik ve üçü de mekanik ventilasyon ve oksijen desteğinde değil. Hepsi konuşur vaziyette" şeklinde konuştu.
Kaynak:DHA


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.