M. Doğukan Akbıyık

M. Doğukan Akbıyık

Bir gol hakemden, bir gol bizden=0-2

Bir gol hakemden, bir gol bizden=0-2

Maçı tek cümlede yorumlamam istenseydi başlıktaki gibi yorumlardım. Gördüm ki takımımız İstanbul’a puan hedefi ile gelmemiş. Şehri gezip eğlendiler mi, bilmiyorum. Oynanan oyun İstanbul’a turistik bir gezi için geldiler izlenimi veriyor. Evet hakem maçı katletti ama bizimkiler de ‘yazık oldu’ dedirtecek bir futbol oynamadılar.

Gelelim maçın psikolojisine…
Futbolda “büyük takım” algısı, sadece sahada oynanan oyunla değil, aynı zamanda sahadaki psikolojik savaşla da ilgilidir. Özellikle Anadolu takımları, dört büyüklerle karşılaştığında farklı bir ruh haliyle sahaya çıkarlar. İşte bu hafta Konyaspor’un Beşiktaş ile İstanbul’da oynadığı maçta bu psikolojik savaşın bir örneğini daha gördük. Gerçi savaş demek de yanlış olur. Kabullenilmiş çaresizlik diyelim.

Beşiktaş karşısında alınan 2-0’lık mağlubiyet belki kağıt üzerinde sürpriz değildi, ancak Konyaspor’un sahada sergilediği isteksiz ve dağınık oyun, yenilgiden çok daha fazlasını düşündürüyor. Evet, bir deplasman maçında büyük bir takıma karşı galibiyet ya da beraberlik her zaman beklenen bir sonuç olmayabilir, fakat sahadaki duruş her şeyden önemlidir. Konyaspor’un bu maçtaki duruşuna ben kafadan kırmızı kart çıkarırım.

Maçın başında verilen tartışmalı penaltı kararı, Konyaspor’un hakemler yönündeki mevcut şartlı psikolojisinin üzerine tuz biber ekti. Bu kararla hakem, takdir haklarının tamamını Beşiktaş lehine kullanmakla kalmadı daha ötesine geçti. Oyuncular, belki de bu kararlara tepki vermek yerine daha kontrollü kalmaya çalıştı, ancak bu kontrol oyundan düşmeleriyle sonuçlandı. Özellikle ilk yarıda, Konyaspor’un sahada varlık gösteremediğini söylemek çok da abartılı olmaz. Neredeyse tamamen Beşiktaş’ın baskısı altında geçen bir yarı ve son dakikalarda bireysel bir hatadan yenilen ikinci gol…

İkinci yarıya baktığımızda ise sahada başka bir psikolojik savaş vardı. Beşiktaş’ın 2-0 öne geçtikten sonra tempoyu düşürmesi ve maçı rölantiye alması, Konyaspor için belki de bir fırsat olabilirdi. Fakat burada da dikkat çeken bir nokta var: Anadolu takımları, büyük takımlara karşı geriye düştüklerinde, genellikle fark yememek için oyunu kabul etme eğilimindedirler. Konyaspor da maalesef bu psikolojiye kapıldı. Ancak muhtemeldir ki haftaya Galatasaray ile oynayacağını düşünen Beşiktaş’ın bilinçli bir şekilde oyunu rolantiye aldığını bizimkiler geç anladılar. Anladıktan sonra yüklendiler ama sonuç elde edemediler. Zaten bu gevşek orta saha oyuncularıyla da biraz zor…

Bu noktada teknik heyetin maça bakışı da önem kazanıyor. Teknik direktör Ali Çamdalı’nın sakatlığı nedeniyle sahada olamaması ve Serkan Albayrak’ın maç sonrası açıklamaları, bu psikolojik çöküşün nedenlerini anlamamız açısından ilginçti. Albayrak’ın yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada neredeyse gülerek oyundan memnun olduklarını ifade etmesi bana çok garip geldi. Beşiktaş’ın hocası bu kadar keyifle yorumlamadı maçı. Garip çok garip. Gariplik sadece gülmesi değil aynı zamanda ‘iyi oynadık’ demesi… Eğer bu maça “iyi oynadık” deniyorsa, bu sezonun geri kalanı için ciddi endişeler taşımak gerek.

Maçın genel değerlendirmesinden öte, bu oyunun Konyaspor üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiye odaklanmak gerekiyor. İlk yarıda kaybedilen moral, ikinci yarıda toparlanma çabasına rağmen yeterince güçlü bir oyun ortaya koyulamaması, takımın hem sahada hem de zihinlerde hazır olmadığını gösteriyor. Evet, belki Beşiktaş deplasmanında puan beklenmiyordu, ancak bu tür maçlarda takımın sahada gösterdiği mücadele, sezonun kalanında nasıl bir duruş sergileneceğini gösterir.

Sonuç olarak, bu maç Konyaspor için ders niteliğinde olmalı. Büyük takımlara karşı oynanan maçların sadece saha içinde değil, saha dışında da kazanıldığı bir gerçek. Sahadaki mücadeleyi bırakmadan, oyunu kabullenmeden oynamak, her şeyden önce takımın psikolojik direncini gösterir. Önümüzdeki haftalarda zorlu bir fikstür var ve Konyaspor’un bu mental kırılmayı aşması gerekiyor. Aksi takdirde, bu sezon zor geçer.

Unutulmamalıdır ki, zor maçlar ve psikolojik savaşlar sadece skor tabelasında değil, zihinlerde de kazanılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Doğukan Akbıyık Arşivi