Her gün olduğu gibi, yine tuşlara sarılıyorum. Ama bu kez sadece haber yazmak için değil, aynı zamanda kendi mesleğimi kutlamak için. Çalışan Gazeteciler Günü, bizler için sadece bir gün değil, her gün yaşadığımız bir tutkuyu hatırlatan özel bir an.

Gazetecilik, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Gecenin bir yarısı gelen bir haberle yatağınızdan fırlamak, sokakların tozunu yutmak, bazen tehlikelerle burun buruna gelmek... Hepsi bu mesleğin ayrılmaz bir parçası. Ama tüm bunlara rağmen, doğruyu bulmanın, haberi ilk yayımlamanın verdiği heyecan paha biçilemez.

Toplumun aynası, halkın sesi olmak kolay değil. Her gün yeni bir sınavla karşı karşıyayız. Doğruyu yanlıştan ayırmak, tarafsız kalmak, etik değerlerden ödün vermemek... İşte bizim en büyük mücadelemiz bu.

Günümüzde dijitalleşmeyle birlikte medya dünyası hızla değişiyor. Sosyal medya, haber tüketim alışkanlıklarımızı kökten değiştirdi. Artık herkes birer haber kaynağı haline geldi. Bu durum, hem biz gazeteciler için yeni fırsatlar doğurdu hem de daha büyük bir sorumluluk yükledi.

Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon gibi kavramlar, günümüzde en büyük tehditlerden biri. Bizler, bu karmaşık ortamda doğru haberciliği esas alarak, toplumun doğru bilgilendirilmesi için çaba göstermeliyiz.

Bu vesileyle, tüm meslektaşlarımın Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum. Özellikle zor koşullarda çalışan, hayatını bu mesleğe adayan tüm gazetecilere saygı ve minnetlerimi sunuyorum.

Unutmayalım, gazetecilik sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Toplumun güvenini kazanmak, doğru haberciliği ilke edinmek ve gelecek nesillere daha aydınlık bir dünya bırakmak hepimizin görevi.

Bu kutsal görevi yerine getirirken, bazen yalnız hissetsek de, bilmeliyiz ki; bizler, toplumun sesiyiz.

Bu vesile ile; Biz genç gazetecilere sayfalarında yer veren Konya Yenigün Gazetesi yönetici ve çalışanlarının tamamına teşekkür ederim.