Kabul edelim ki Devlet aklı tahayyüllerimizin üzerinde çalışır.

Devlet Başkanı, durup dururken sırf gündem değişsin diye konuşmaz. Gündemin tersinde bir konuşması varsa; arkasını, önünü, sağını, solunu, üstünü, altını hatta izdüşümünü iyi incelemek lazım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Ekim’de ne dedi?

Dikkat kesilmek lazım.

Öyle muhalefet diliyle çalakalem değerlendirmek, ya da paralı troller aracılığıyla yazıldığı gibi okumak hiç olmaz.

Devlet aklı farklı çalışır.

Öyle mücadele ettiği terörist örgütlerin siyasi temsilcilerine el uzattı diye hiç okunmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli görüşmüşse ve ardından “Gel denmişse” Özgür’ün, Özdağ’ın İp’iyle kuyuya inmeye kalkmayın.

TUSAŞ saldırısı 1 Ekim’den sonra başlayan yeni sürecin, MOSSAD, CIA NATO’nun Türkiye’de başlayan yeni süreci iyi okuduğunu gösteriyor.

Eylemi PKK yapmışsa, sol terör örgütleri yapmışsa bilin ki arkasında bu istihbaratlar ve bu ülkeler vardır. Nitekim ilk başsağlığı dileyen de onlar oldu. Yani “Katil cinayet mahalline en erken gelendir” sözünün ete kemiğe bürünmüş hali ortaya çıktı.

Yeni barış sürecini durdurmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Kimi ipini koparacak, kimi yeni siyasi oluşumlar yapacak, kimi PKK’ya devlet sözü verecek, kimi erken ve hemen seçim isteyecek, kimi devleti suçlayacak, kimi trollerin maaşını arttırarak yeni gündem peşinde koşacak, kimi belediye başkanı olduğunu unutup her şey çok güzel olacak sloganını yeniden ısıtacak, kimi de Yavaş Yavaş Cumhurbaşkanlığına kendini aday yapacak.

Olacak bunlar. Yarından itibaren değil bugünden başlayacak.

TUSAŞ’a saldırıda şehit varmış, gariban taksici kurban olmuş, gözü yaşlı anneler, eşler, çocuklar varmış umurlarında olmaz.

İngiliz oyunu yazar, bunlar oynar.

Dahası birlik beraberlik bunları bozar.