CHP’yi anlamaya çalışmak…
Şu CHP ilginç bir parti. Her dönem kendilerini konuşturacak bir şey buluyorlar. Bir ülkede her daim gündemde kalmak zor iş. CHP bu zoru başarıyor. Tebrik etmek gerekiyor.
Bu ülkede yaşayanların dörtte biri CHP’ye oy veriyor. Yani kemikleşmiş bir oy potansiyelleri var. Oylarını yüzde 25’te tutabilmeleri büyük başarı. Ancak yüzde 25 çekirdek oya sahip bir partinin ana muhalefette olduğu halde bunun üzerine yüzde 1 dahi koyamaması ilginç bir durum. Siyaset bilimcilerin bu konuyu akademik olarak incelemesi gerekiyor. Bir parti bu kadar yüksek bir potansiyele sahip olduğu halde neden kendisini geliştiremiyor?
CHP yanına aldığı 6 parti ile 2023’te şeytanın bacağını kırmaya niyetli. Niyetli olmaya niyetli ama niyetin ötesine geçmeleri gerekiyor. Peki, nasıl geçecekler? Bunun için ne yapıyorlar?
Daha şimdiden bilinen 3 adayları var. İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu. Biri genel başkan, diğerleri Türkiye’nin en büyük iki ilin belediye başkanları.
CHP’nin ilginçliğini buradan irdelemeye başlayalım.
Bir parti Cumhurbaşkanı adayı çıkaracaksa ilk akla gelen aday kim olmalı? Şüphesiz genel başkan. Bu demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerde böyledir. Teamüller de böyle olmasını gerektirir. Peki, CHP’de nasıl oluyor bu işler? Anlamaya çalışalım.
Neden bir CHP’li kalkıp da kendisi ‘ben aday değilim’ demedikçe ‘adayımız genel başkanımızdır.’ demiyor. Yoksa CHP’liler genel başkanlarının kazanacağına inanmıyorlar mı?
Neden bir CHP’li ‘biz 3 yıl önce belediye başkanı olsunlar diye İmamoğlu ve Yavaş’ı seçtik. Bunlardan birini başkanlıktan alırsak vatandaşın tercihine ihanet etmiş oluruz. ‘demiyor? Yoksa bu ikisinden birinin genel başkandan daha fazla oy alacağına mı inanıyorlar?
Neden bir CHP’li, ‘kardeşim bu konu milletin içerisinde tartışılacak bir konu değil. Kol kırılır yen içerisinde kalır. Biz kendi meselemizi kendimiz konuşur, çözeriz. ‘ demiyor? Yoksa CHP’de iç savaş çıktı da milletin haberi mi yok?
CHP’ye yakın kaynaklar ‘evet CHP’de iç savaş var, üst yönetim de dâhil olmak üzere CHP teşkilatları üçe bölünmüş durumda. Herkes kendi adayının cumhurbaşkanı olmasını istiyor, parti umurlarında bile değil. ’ diyor.
Aynı şekilde CHP’lilerin kahır ekseriyeti aday olması halinde Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağına inanıyor. Yine aynı şekilde CHP’lilerin bir bölümü belediye başkanı seçilen kişilerin dönem sonuna kadar başkanlığa devam etmesini istiyor.
CHP şeffaf bir parti. O kadar şeffaf ki kendi aralarında ne konuştukları anında deşifre oluyor. Parti içinde kim Kılıçdaroğlu’nu istiyor, kim İmamoğlu’na sıcak bakıyor, kim Yavaş’tan yana apaçık ortada… Kendi aralarındaki tartışmaların çoğu da ayan beyan meydanda… CHP’liler iç çamaşırlarının ortaya dökülmesinden de rahatsızlık duymuyorlar.
Soru şu: CHP’liler şeffaflıktan yana oldukları için mi böyle yapıyorlar, yoksa aralarındaki kavganın bilinmesini istedikleri için mi? Gerçekten şeffaflığı içlerine sindirebilmişlerse sorun yok. Hatta tebrik dahi etmek lazım. Ama bazıları şeffaflıktan rant devşirmeye çalışıyorsa, o zaman fena…
Ne diyelim? CHP işte… Bildiğiniz gibi… Bence anlamaya çalışmayın. Durum gayet anlaşılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.