O, artık ne özgür ne özel!
Tuhaf, çok tuhaf. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanlığına seçileli şurada ne kadarlık bir zaman geçti ki? Büyük umutlarla, yenilik ve gençleşme sözü ve daha nice vaatlerle CHP'nin başına geçen adam, bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde kendisini de partisini de bitirme noktasına getirdi. Tarih, ana muhalefet lideri olup da kendini bir yılda bitiren bir lidere ilk defa şahit oluyor, sanırım.
CHP'nin genel başkanı Özgür Özel mi, yoksa Özgür Özel’i perde arkasında yöneten başka birisi mi? Sanırım bu konuyla ilgili olarak 86 milyon insanın tamamının vereceği cevap bellidir. Atalarımız ‘başkalarının atına binen daima yayadır’ der. Başkanlık seçimini kimin desteği ile kazandığını kamu alem biliyor. Özgür Özel, CHP'yi yönetemediği gibi kendini de yönetemiyor. İnsanın şöyle diyesi geliyor: ‘Keşke genel başkan yardımcısı olarak kalsaydı da karizmayı çizdirmeseydi.”
Lider kişiliğe sahip olmak, kitleleri arkasında sürüklemek, parti yönetmek öyle kolay değil. Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirenler, bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nu arar duruma geldiler. Düşünebiliyor musunuz? Bir partinin genel başkanısınız, daha seçimlere üç yıl var, sizin altınızda sizin aday gösterip belediye başkanı yaptığınız isimler karşısında etkisiz elemana dönüşmüşsünüz.
Cumhurbaşkanı adaylar arasında CHP adına genel başkanın adı bile geçmiyor. Böyle bir genel başkan olabilir mi? Benim kanaatimce bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanını adayının kim olacağından önce, CHP'nin genel başkanının kim olduğu veya kim olacağı daha büyük önem taşıyor. Özgür Özel daha fazla CHP'yi taşıyamayacak, kitleleri peşinde sürükleyemeyecek gibi… Bu hakikat güneşin aydınlattığı gündüz kadar aşikar.
Bir de cumhurbaşkanlığı için adı geçenlere bakalım. Sanki bulundukları ile başkan seçilmemişler de CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı seçilmişler. Seçimden sonraki tek icraatları 4 yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine soyunmak. Öyle bir soyundular ki millet ‘kral çıplak’ diyor, duymuyorlar. Yahu daha seçime 3.5 yıl var, belediyenizi yönetin, millete hizmet edin, vaatlerinizi gerçekleştirin de insanlar sizi cumhurbaşkanlığına yakıştırsınlar. Bu nasıl bir politik körlük? Aslında kendilerini de bitiriyorlar, belediyeleri de bitiriyorlar, CHP'yi de bitiriyorlar. Haberleri yok.
Eğer böyle giderse, üç yıl sonrasına bırakın adayı çıkartmayı, CHP diye bir parti bile kalmayacak. Bugünkü iktidarı ve iktidarın yaptıklarını beğenmeyenler, acaba kendi yaptıklarını beğeniyorlar mı? Bir muhalefet partisinin adayı olacaksınız seçimi kazanmak için öbür cenahtan oy toplamanız gerektiğini bilmeyeceksiniz. Bu nasıl bir strateji. Bırakın karşı taraftan oy almayı, kendi partililerinizin oyunu bile alamayacaklar bu gidişle.
Cumhurbaşkanı olma sevdası bunların gözlerini perdelemiş, besbelli de danışmanları falan da mı yok. Biri bunlara ‘ne yapıyorsunuz, oturun oturduğunuz yerde’ demiyor mu? Nerede görülmüş böyle pespaye bir strateji. Muz Cumhuriyetinde dahi böyle bir amatörlüğe rastlayamazsınız. 1980'den beri Türkiye politikasını yakın takip eden bir gazeteci olarak diyorum ki, Türkiye hiçbir dönem bu kadar etkisiz ve bu kadar silik bir ana muhalefet partisi dönemi yaşamadı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.