Zorbay Küçük ve VAR faciası olmazsa!..
Kasımpaşa beraberliğinin ardından Trabzon deplasmanına hazırlanan Konyaspor, gelecek hafta oynanacak olan ve fikstür gereği yine Kayseri’ye konuk olduktan sonra verilecek yaklaşık bir aylık Dünya Kupası maçları arasının ardından Aralık ayında yeniden taraftarıyla buluşacak.
Aslına bakıldığı zaman verilecek bu uzun süreli ara Konyaspor’a neler getirecek ya da oyun coşkusu anlamında neler olacak, galibiyet serisi ile tekrar ilk 3 içerisinde yerimizi alabilecek miyiz? gibi soruların cevaplarını işte bu aranın ardından bulabileceğiz.
Trabzon her sezon şampiyonluğu hedefleyen üst düzey bir takım olmasına rağmen genelde sezonun sonlarına doğru şampiyonluğu İstanbul’a kaptıran, bunun yanında genciyle yaşlısıyla, kadınıyla çocuğuyla bütün şehrin futbolla ve Trabzonspor’la özdeşleşmiş olması, Karadeniz’in en zor bir deplasmanı olarak kabul edilir.
Bu zor deplasmandan Konyaspor’un şimdiye kadar puan veya puanlarla döndüğü zamanlar oldu. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu işbirliği ile özellikle geçen sezon Mete Kalkavan’ın Yeşil beyazlıların elinden ikinciliği nasıl alınır? sorusunu uygulamalı biçimde göstermesi Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Geçti gitti, olan oldu. Sineye çektik. Peki bu hafta sonu Konyaspor ne yapmalı?
Ligin henüz ilk yarısının ortaları diyebileceğimiz bir maçta, hiç bir takımın şampiyonluk veya düşme yarışının içinde olmadığı ama her iki takım açısından da alınacak puanlarla, ilerleyen dönemlerde hedefleri planlama noktasında belirlenebileceği bir karşılaşma olacak. Özellikle Konyaspor açısından üst üste Trabzon’un ardından son haftaların yükselişte olan olan Kayseri’ye gidecek olması, bir aylık verilecek aranın ardından son dört haftadır yaşadığı puan kayıplarını telafi etme fırsatına ve şansına sahip olacak.
Takımda son haftlarada yaşanan düşüşün nedenlerini şu anda bilemiyoruz ancak umarım ki bu şanssız puan kayıpları ve oyun coşkusu sadece özgüven kaybı ve bireysel yeteneklerin ön plana çıkıp kalitelererini gösterememeleri olsun. Yoksa aklıma bile getirmek istemediğim, olası yaşanabilecek bir takım olumsuzlukları düşünmek bile istemiyorum. Özellikle Konya’nın Ümraniye ile Konya’da oynadığı karşılaşma sonrasında takımın genelinde bir mutsuzluk, umutsuzluk, coşku eksikliği olduğu aşikâr.
Defansif anlamda yaşanan aşırı bir problem görünmese bile orta alan mücadelesi ve özellikle üçüncü bölgede yaşanan aksamalar gol yollarını tamamen etkisiz hale getiriyor. Bu da gol atma becerisi olan oyunculara olumsuz yansıdığı için birkaç haftadır 1 den fazla gol atma şansı bulamamıza neden oluyor.
Bu problelmer çözüldüğü takdirde ve takımda psikoteknik eksiklik giderildiği taktirde ben inanın Trabzon’dan hatta Kayseri’den üçer puanla bile dönebileceğimizi tahmin ediyorum. Çünkü bu yukarıda bahsettiğim konular, Konyaspor’un şu an için olumlu görünmeyen tarafları ve çözülebilecek problemler.
Hepimiz biliyoruz ki Konyaspor, Süper Lig’in en zor rakiplerinden birisi ve bütün takımları yenebilecek kapasiteye sahip. Burada iş teknik ekibin dışında önce oyuncuların o anki psikolojilerine ve sonra da genel anlamda masaya yumruğunu vurup hakem ve VAR camiasına kabul edilebilir bir şekilde ‘Biz Konyaspor’uz’ mesajını vermesi gerekmektedir.
Sayın Özgökçen her ne kadar hakkaniyetli ve masumane açıklamaları olsa da bir şekilde TFF-MHK ikilisine hakkını yedirmememesi, bu da bir maçtan sonra değil hakkımızın yenildiği bütün maçların ardından Konyaspor’un konuşma, demeç, açıklama dışında bir lobisinin olduğunu hissettirmesi gerektiğini düşünüyorum. ‘Konyaspor’un ne lobisi var’ dediğinizi duyar gibi oluyorum ama anlayan anlamıştır umarım.
Ben, takımımıza güveniyorum hatta Trabzon ve Kayseri’den, Konyaspor eğer Konyaspor gibi oynadığı taktirde ve Çağdaş ALTAY, Hakan CEYLAN faciası gibi Zorbay KÜÇÜK ile VAR hakemlerinin oluşturduğu trionun art niyeti ve faciası olmazsa 6 puanla bile dönebileceğimizden şüphe duymuyorum.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.