Ramazan Danış

Ramazan Danış

Çocuk musun Mustafa Kavuş?

Çocuk musun Mustafa Kavuş?

Dün içimizi ısıtan güzelliklere şahitlik ettik. Özellikle şivliliğin ara tatile denk gelmesi havanın da sıcak olması Konya sokaklarını cıvıl cıvıl seslerle doldurdu.

Sokaklar dolarken bir yandan sokağa çıkamayanlar!

İşte tam da bu sözümü düşünürken Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın Fatmagül kardeşimizle fotoğrafını sosyal medyada görünce;

“Bir gönüle girmedin isen

Bir gönülü almadın isen

Bir kalbi kırarsan eğer

Bin hacca neye yarar gitsen” dizeleri aklıma geldi.

Tüm sokağa çıkamayanlar adına buradan Sayın Uğur İbrahim Altay başkanımıza teşekkür ederiz.

sivlilik-ugur-ibrahim-altay.jpeg

AMMANEYYYY diye başlardı Özay GÖNLÜM türkülerine. Ben de yazıma öyle başlayacağım AMMANEYYYY. Sizlere bu yazımda benim unvan yakıştırdığım HALLEDERİZ MUSTAFA’dan yani “Meramımız Meram” diyen Meram Belediye Başkanı arkadaşımız Mustafa Kavuş’tan bahsedeceğim…

Benim kendisine yakıştırdığım. Namının yürümesi adına gıyaben “Hallederiz Mustafa”

Yıllar önce İHL hafızlık sınıflarında ayrı olsa da sınıflar, tanışıklık ve arkadaşlığımız başladı. Daha sonra aileden biri de benim edebiyat öğretmenim oldu. Bu vesile ile aileden pek çok kişi ile tanışma ile sevgimiz de kat kat arttı. Başkan beye o dönem baktığımda hep merak etmişimdir; bir insan her gün nasıl oluyor da Konyalı ağzı ile “Tiril Tiril”di. Meğerse ailesi giyim üzerine iş yeri sahibi imiş. Sayın başkanın şık olması normal. Tek takıntısı benim biraz büyük kıravatlarıma verdiği tepkidir.

Kaza ve kadere inandık iman ettik amenna.

Necip Fazıl’ın bir adam yaratmak oyununda, oyunun baş karakteri aynı zaman da yazar HÜSREV kitabında geçen hadise anlatacağım konu ile nerde ise birebirdir. Oyunun bir sahnesinde kendisi ne sorular soran gazeteciyi inandırmak adına bahsettiği olay.

HÜSREV: (Gazeteci ile birlikte)  “Ama koskoca İstanbul’da binlerce arabadan biri, binlerce insandan birine çarpıyor, olamaz mı?”

İşte benim de Sayın Mustafa Kavuş başkanımızın babası Hasan amcamızla yaşadığım bir anı:

Bir gün kırtasiye alışverişi yaptım çok acele bir açılışa sunucu olarak yetişmem gerek. Konya’da binlerce araçtan birine aceleden çarpıyorum. Dershaneler sokağı diye bilinen yol güzergâhında geri geri giderken küüüt diye bir ses geldi. Meğer geride ki aracın ön tamponu, panjur vb. kaza yaptığıma üzülmemin tek sebebi açılışa geç kalacağım. Sahibini çağırın diye bağırdım. O arada bana doğru gelen biri, esnaflar dahil civarında sözü de gecen Hasan amcamız. Oh dedim Hasan amca bana kefil olur açılış bitince yapmamız gerekeni yaparım dedim. Hemen Hasan amcama “Çok sağ ol Hasan amca geldiğin iyi oldu eğer bu arabanın sahibini tanıyorsan söyle de bir açılış var. O biter bitmez hallederim dedim.

Hasan Amca: Hadi sen işini hallet ben arabayı sanayiye götürürüm dedi.

“Yapma Hasan amca sen niye götürüyorsun, sahibi kimse halletsin ben parasını vereyim.” dedim.

Hasan Amca, “Yahu Ramazan araba benim hadi sen git dedi. Elimi kaldırıp insan bir kazaya sevinir mi bilmem. O an elimi kaldırıp Rabbime şükrettim bir tanıdığın arabasına çarptıran kaza yaptıran Yaradan’ıma. Konya’da ki binlerce araçtan biri olan, binlerce insanın arasında ben.

Bir gün bu hikayeyi anlatacağım aklıma gelmezdi.

Neyse efendim biz yazımıza dönelim.

Ömrümüz boyunca yöneticilerimiz kameralar karşısında bir şarkıya eşlik etmezlerdi, ciddiyetten ödün vermezlerdi. Bu tabunun yıkılmasına Konya’nın evladı SÖZ DE DEĞİL ÖZDE HİZMET ADAMI Bakanımız Sayın Murat KURUM bir etkinlikte Karatay Belediyesi standında her Konyalının Konya havalarını duyduğunda ya kaşıkla girer meydana. Acelesi olanlarda hemen oynamaya başlar oynarken bulur kaşığı. Sayın Bakanımızda Karatay Belediyesin standında çektirdi kaşıkları KARACAN bile oynadılar. Bu hareketine hepimiz bayıldık.

Günler sonra ortak bir dostumuzun düğününe katıldım. Yemek ikramı başladı ama garsonlar yavaş.

Eğer içimizden biri azıcık cesaretlense bir tık kaşık sesi duysak hepimiz vuracağız.  Salonda bir anons yapıldı. Anons şöyle: Değerli misafirlerimiz Meram Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Kavuş katılmıştır, kendilerine sizler adına hoş geldiniz diyorum, afiyet olsun.

İleriden izledim, müfettişlik yaptığından olaydan çok olguya odaklanmayı içselleştirdiği her halinden belli. Salona girer girmez bir masanın bamyayı beklediğini fark edip masadaki kaşıkla vurmaya başladı. Bizleri de cesaretlendirince salonda kimilerine göre gürültü gibi algılansa da benim için öyle değildi. Devletin gülen yüzlü bir Başkanı Sayın Mustafa Kavuş geçmişine kültürüne bulunduğu makamı incitmeden, her türlü saiklerinden etkilenmeden, protokol misafirliğini bir anda tecrübesiyle halk adamlığına çevirebildi. Bu sıcak ve samimi tavrı da düğün sahiplerinin neşelerine neşe kattı.

Dün ise 3 ayların başlangıcı idi. Konyalı olmayan birine ŞİVLİLİĞİ anlatmakta zorlansak da. Türkiye’de sadece bize özgü bu geleneğe sahip olmak. Yaşları yetmişleri bulmuş koca koca adamların, tin ton tin ton ama yüzü gülen teyzelerin, kapısına gelen çocukları tanısın tanımasın hiç üşenmeden her birini mutlu etmek için aldığı çikolata, şeker, vs vs. dağıtan herkesin ne kadar mutlukla bu görevi yaptıklarına daha çocukluğumuzdan şahidiz.

Bu geleneği kimseye anlatmaya çalışmayın. Ben anlattığım kişileri daha düğün pilavının herkese ikram edildiğine inandıramadığım sayısız arkadaşım oldu. (Bizim çocukluk yaşımızda sadece leblebi ve kuru üzüm vardı.)

Gün içerinde sosyal medyada Sayın Başkanımız Mustafa Kavuş ile ilgili görüntüler dönmeye başladı. İzledikçe görüntüleri bir çok kişi beni de çocukluğuma götürdü. Önemli olan bir kültürü yaşatmaya çalışması sahip çıkması içine gizlenmiş bir sırdı. Oysa belediyeye gelen çocuklara VIP ikramda bulundu. Başında bekleyebilirdi. “Bir insanda kendini yüksek görme, hırs ve şehavet, söz söylerken soğan gibi kokar.” HZ MEVLANA

Kibir denecek ne varsa hepsinden arınmış, çocukla çocuk olmuş, çocukluğuna gittiğine eminim. Belki birileri “Çocuk musun Mustafa Kavuş”  demiştir.

“Bizi bilen bilir, bilmeyende kendi bilir.”

sivlilik-mustafa-kavus.jpg

Merakla beklediğiniz ve benim yakıştırdığım namına HALLEDERİZ MUSTAFA’ya gelince. Uzun yıllar aynı kurumda mesai arkadaşlığımızın yanında idareciliğimizde de bulunmuştur. Aslında liyakata sahip biri Meram’a hizmet ediyor. Tecrübe hizmete dönüyor.

Geçtiğimiz günlerde MEGA projesi kapsamında MEGA MERAM’da tiyatrosunu birlikte izledik. Protokolü bir kenara bırakıp çocukların arasına girdi. Oyun boyunca tüm heyecanlarına ortak oldu. Sanatçılar çocuklardan ne istedi ise, aynısını Sayın Başkan da yaptı. Oyun bitince de sahnede, “Merhaba çocuklar beni tanıyanınız var mı?” sorusuna nerde ise salonun tamamı bağırarak, “BELEDİYE BAŞKAAAANI” dedi.

Program bitti başkan diğer tüm sınıflara girip hem selam hem de başarı dileklerini iletip, öğretmenler odasına geldi. Eli boş gelmemiş Allah var bir tepsi baklava. İkram başlayınca Sayın Başkan Mustafa Kavuş orada olu rda ondan istek istenmez mi. Değişik okulların öğretmenleri sırayla sanki 23 Nisan’da makamlara oturacak çocukların ne diyeceklerini ezberledikleri gibi başladılar konuşmaya.

- Başkanım; bizim şu eksik, bu eksik, şunu istiyoruz, bunu istiyoruz vs vs vs saymakla bitmez.

Ancak olay tam da burada başkan bey istekler olumlu ise verdiği tek cevap HALLEDERİZ diye noktayı koyması. Ne bir not aldı, ne bir talimat verdi. Hafız olduğunu biliyorum ama eskiler ne demiş. “Söz uçar, yazı kalır.” Sonra kalktı ve aramızdan ayrıldı. Gider gitmez başkan sanmayın ortalık oldu süt liman.

Ortalık karıştı sandım başkan yardımcısı Ahmet Şenyiğit kime ne söz verildi ise not etmiş. Hemen Sinan Kabak bey ve oradaki çalışanlar da Sayın başkanın HALLEDERİZ dediği her kişiden detayları almaya başladılar. Başkan yardımcısı Ahmet Şenyiğit de hemen orada her birime talimatları verdi. Dönüp yakın çalışma arkadaşlarından birine “An be an takip et bana bilgi ver” makam aracına binip ayrılırken biz de kendi aracımızla çıkış yaptık.

Yolda gelirken dedim ki. Hallederiz dediği her şeyi not eden bir ekip gereğini orada yaparsa arkasına bakmadan gider başkan. Eğer siz sayın başkan Mustafa Kavuş’tan bir şey isteyecekseniz, karşılık olarak özellikle illa teyit isteyen ihtiyar amcalar dahil, “Ya sen gel bir çay iç o iş kolay hallederiz” derse oturun çayınızı içmeye bakın çünkü o iş belki de siz çay içerken hallediliyordur.

Meram çok şanslı çünkü sıkıntı yok HALLEDERİZ… diyen bir başkanları var.

En başında da söyledim şimdide demekten keyif alıyorum.

3 GÜZEL ADAM’dan biri olan Sayın Mustafa Kavuş Başkan... Meram sana sen Meram’a yakışıyorsunuz. Aşukla Maşuk kavuşmuş gördüm o gün.

Yolunuz açık olsun.

sivlilik-mustafa-kavus-001.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramazan Danış Arşivi