Ah Konyaspor, vah Konyaspor!
Anlaşıldı.
Son haftaya kadar rahat yok.
Her maç ölüp ölüp dirileceğiz.
Her maç ayrı bir çile... Her maç ayrı bir ızdırap…
Şimdi Karagümrük’ü yenip haftasonuna dertsiz, kedersiz girmek vardı.
Ama olmadı.
Tam bitiş dakikasına yaklaşırken 1-0 önde olmanın keyfini yaşarken…
Tam 3 puan cebimizde diye düşünürken.
Tam ‘bitti bu iş, artık endişeye mahal yok’ derkeeeeen…
Şok, şok, şok.
85’de şoka girdik.
Olmaz böyle bir şey.
İyi oynayan bizdik.
Evet, ilk dakikalarda sıkıcıydı maç. Tat vermiyordu. Her iki takım da göze hoş görünmeyen bir tarzda oynuyordu.
Ama sonra oyuna ağırlığımızı koyduk. İlk yarının bitimine az kala öne geçtik.
Karşılaşmayı birlikte izlediğimiz arkadaşlar ikinci yarının ilk 20 dakikasında gol yemediğimiz takdirde maçı kurtaracağımızı söylüyordu. Ben de aynı fikirdeydim.
Ömeroviç tam da istediğimiz gibi oynattı maçı. Öndeyiz diye geri çekmedi takımı.
Keyifliydi ikinci yarı. Belki de bize keyifliydi. 85’e gelinceye kadar gol yiyeceğiz diye korkmadık. İyi oynuyorduk.
İşte ne olduysa bir anda oldu.
Uzaklaştıramadık topu. Bir türlü uzaklaştıramadık. Sonra olan oldu.
Üzüldük, kahrolduk, dövündük.
İşin ilginci kimseye suç bulamıyorum. Ne hocaya, ne oyunculara…
Bir kaza golü işte.
Yine de rakip takımdan bir puan alarak dönüyoruz.
Şimdi gözümüz rakip takımlarda.
Onların puan kaybetmesini dileyeceğiz.
Bu hafta alamadığımız 3 puanı haftaya almayı umacağız.
İnşallah...
Rakip Trabzonspor.
Hatırlayın geçmişte yine tam ‘düştük’ derken, Trabzonu yenmiştik.
Hem iyi bir oyunla.
O zamanın Trabzonu bundan daha güçlüydü.
Bugün izlediğim Konya Trabzonu yener.
Ama artık kaza golleri istemiyoruz.
Geçen hafta Adana Demir, bu hafta Karagümrük.
İki haftadır aynı senaryo, aynı film.
Olmasın artık. Senaryoyu biz yazalım. Değiştirelim.
Film mutlu sonla neticelensin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.