Tarım ve Orman Bakanlığı, yıllardır taklit ve tağşişe karşı yürüttüğü kararlı mücadele ile halk sağlığını tehdit eden gıda üreticilerini düzenli olarak ifşa ediyor.

Bakanlığın amacı net: Halkı bilinçlendirmek, dürüst üreticiyi korumak, fırsatçıları ise cezalandırmak. Ancak ne yazık ki, bu şeffaflık süreci son günlerde maksatlı bir bilgi çarpıtmasının malzemesi haline getirildi.

Son olarak sosyal medyada ve bazı internet mecralarında Konya’nın, "en çok domuz eti tüketilen iller arasında yer aldığı" yönünde mesnetsiz ve asılsız iddialar dolaşmaya başladı. Dayanak olarak da Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tağşiş listeleri gösteriliyor. Oysa gerçekte durum bundan çok farklı.

KONYA, BAKANLIĞIN LİSTESİNDE YOK

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı listelerde hiçbir zaman il sıralaması yapılmaz. Liste sadece analiz sonucu olumsuz çıkan ürünleri ve bunları piyasaya süren işletmeleri içerir. Ne bir il bir diğerinin önündedir, ne de bu listeler “en çok tüketilen” gibi bir veri sunar.

Edindiğim bilgilere göre; son 15 yıl içerisinde Konya genelinde 45 bin civarında gıda numunesi alınmış, bunların yaklaşık 10 bini et ürünlerine, 2 bini ise doğrudan et tür tayinine yönelik olmuştur. Domuz eti tespiti ise sadece 2024 yılında nüfusu 7 bin olan Emirgazi ilçesindeki küçük bir işletmede yapılan 2 ürünle sınırlıdır. Bu işletmeye hem idari para cezası uygulanmış, hem de Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur.

Bu durum, Konya’nın genelini zan altında bırakmak bir yana, Bakanlığın sistematik ve etkili denetim mekanizmasının da bir göstergesi.

BİR KÜLTÜRÜ, BİR ŞEHRİ LEKELEYEMEZSİNİZ

Konya, köklü mutfak kültürü, yüzyıllardır süregelen gastronomik mirası ve Anadolu irfanının taşıyıcısı olarak sadece Türkiye’de değil, dünyada da tanınan bir şehirdir. Etli ekmekten bamya çorbasına, tiritten fırın kebabına kadar özgün lezzetleriyle mutfak tarihinde özel bir yeri vardır.

Sadece bir işletmede yaşanan münferit bir olay üzerinden Konya’nın adını “domuz eti tüketiminde ilk sırada” gibi gösterme çabası, hem şehre hem de burada alın teriyle çalışan on binlerce dürüst esnafa büyük bir haksızlıktır.

ALGIYA DEĞİL, AKLA KULAK VERELİM

Elbette, kamu sağlığını ilgilendiren konularda hassasiyet göstermeliyiz. Ancak bu hassasiyet, çarpıtılmış bilgilerle toplumu galeyana getirme, şehirleri ve toplulukları töhmet altında bırakma hakkını kimseye vermez. Sosyal medya çağında bilgi kadar bilinç de önemli hale geldi. Teyit etmeden yaymak, karalamaya ortak olmak demektir.

Konya üzerinden yürütülen bu algı operasyonları, ne vicdana, ne etiğe, ne de gerçeğe sığar. Bizler ise bu şehirde yaşayan, doğru bilgiyle haber yapmaya çalışan ve üreten insanlar olarak, gerçeklerin daima gün yüzüne çıkacağına inanıyoruz.

Konu yalan ve Konya olunca malum medya yine saldırıya geçti

Konya ve domuz eti haberi yapanlara kritik soru