Peygamber efendimiz Hazreti İbrahim’den ‘Halilullah’ diye (Allah’ın dostu) bahsetmektedir. (Tirmizi hadis no:3616) Bir insanın yaşayabileceği en çetin imtihanlardan engin bir teslimiyet ve kuvvetli bir dirençle geçen Hazreti İbrahim, Allah-u Teala’nın Kur’an’da çokça bahsettiği peygamberler arasındadır .

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Allah Hazreti İbrahim’i şu şekilde tarif eder: “İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah'a vermiş biri idi.” (Hud 75)

Halim bir kul olan Hazreti İbrahim gelecek nesilleri de dualarında unutmamıştır.

O, kendinden sonra gelecek nesli için şöyle dua etmişti: “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et. Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, anamı, babamı ve müminleri bağışla.” (İbrahim 40-41)

Din literatüründe üç din ‘İbrahimi dinler’ çatısı altında gösterilmektedir. Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık, Hazreti İbrahim soyundan gelen peygamberlerle neşvünema bulmuş dinlerdir. Allah indinde hak dinin İslam olduğu bir gerçektir ki konu ile ilgili ayet her Cuma hutbesinde okunmaktadır. O hak din günümüzde ilk günkü saflığı ile sadece Müslümanlar tarafından yaşanmaya çalışılmaktadır. Hristiyanlar ve Yahudiler dinlerini kendi elleriyle bozmuş ve yanlış mecralara sürüklenmişlerdir.

Bu üç dinin peygamberlerinin tamamı Hazreti İbrahim soyundan gelmektedir. Hazreti Musa ile Hazreti İsa, Yakup ve İshak yoluyla Hazreti İbrahim’e ulaşırken, Hazreti Muhammed Hazreti İsmail nesebi ile Hazreti İbrahim’e varmaktadır.

Yahudiler dinlerinin kendilerine özel gönderildiğine inanıp annesi Yahudi olmayanları dindaş kabul etmemekteler. Bu da kahır ekseriyetle günümüz Yahudilerinin tamamına yakınının İshak’ın torunları olduğu anlamına gelmektedir. Yani Hazreti İbrahim soyundadırlar. Müslüman Araplar ise Hazreti İsmail yolu ile öz be öz Hazreti İbrahim’e dayanmaktalar.

Filistinliler her ne kadar M.Ö. 700-800’lerde Avrupa’dan gelen deniz kavimlerinden (öz olarak Avrupalı) olsalar da aradan geçen binlerce yıl boyunca bölge insanı ile kaynaşmış ve Araplaşmışlardır. Yaşadıkları bölge itibarıyla evlilikler yolu ile hem Yahudilerle hem de Müslümanlarla ve hatta hem de Hristiyanlarla akraba olmuşlardır. Ve artık onlar için de Hazreti İbrahim’in torunları denilebilir. Ki öyledir.

Durum böyleyken yani hepsi kardeşken, hepsi aynı soydan gelmekteyken niçin birbirlerini boğazlıyorlar?

Cevabı çok basit.

Çünkü Yahudiler azdılar ve dinlerini tamamen değiştirdiler. Kendilerinin üstün ırk olduğunu savundukları yeni ve sapık bir din icat ettiler. Biz Müslümanlar ise dinimizi anlamada ve yaşamada gevşeklik gösteriyoruz. Öyle olunca da bugünkü akıbet mukadder oldu.