Eğitim ile birlikte yaklaşık 8 yıl kaldığım İstanbul’u en az Konya kadar bilir, tanırım. ‘Tanımak’ kelimesini bilinçli yazdım. Zira İstanbul’u bilmek yetmez. İstanbul’un nüfusunu, sorunlarını, coğrafyasını, semtlerini bilebilirsiniz. Ancak tanımadan olmaz. İstanbul ne sadece İstanbul’dur, ne de Türkiye… İstanbul; ortadoğudur, islam coğrafyasıdır, dünyadır. İstanbul tarihtir, sanattır, ilimdir. İstanbul başkenttir, payitahttır, darü’l mülktür.

İstanbul, İstanbul’dur. Başkaca bir yere benzemez, başkaca bir yerle kıyaslanamaz.

Ve şimdi İstanbul yeni bir dönüm noktasında. Kendisini yeni yüzyılda şahlandıracak süvarisini arıyor. O süvari kim olacak?

Elbette tüm siyasi partilerin üst yönetimlerine, özgür iradelerine, verecekleri kararlarına saygı duyarız. Sonuçta demokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz.

Ancak önce adaylık konusunda doğru karar vermek gerekir.

CHP’nin yeni patronu adaylarının kim olduğunu açıkladı, Ekrem İmamoğlu. O da biliyor ki ittifak olmadan kazanmaları mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşadıkları hezimeti unutmamış olmalı ki ‘ittifak’ kelimesini ağzına almak istemiyor. ‘ O kelime yıpratıldı’ diyor. ‘Onun yerine ‘İşbirliği’ni kullanacağız’ diyor.

‘İttifak’ kelimesi Arapça bir kelime. Onun yerine Türkçesini tercih ediyor. Böylece Kılıçdaroğlu’ndan farkını belli etmeye çalışıyor. Demek ki fark aynı kelimenin mevcut iki anlamından bir diğerini kullanmak kadar… Ne diyelim, iyi işbirlikleri…

İmamoğlu 5 yıl boyunca İstanbul’u, İstanbul’a hizmet etmek gayesi ile yönetmedi. Bunu herkes biliyor. CHP tabanı da… Onun bir tek gayesi vardı, CHP’nin başına geçmek, oradan da Cumhurbaşkanlığına aday olmak. Bu hedefi şimdi ara bir formülle 4 yıl ileriye atmış durumda…

‘İstanbul’u tanırım’ dedim ya… Benim tanıdığım İstanbul bir daha İmamoğlu ve benzerlerine prim vermez. Çünkü İstanbul’un kaybedecek bir beş yılı daha yok.

Cumhur İttifakı’nın adayı önemli. Bunu en iyi, İstanbul olmaktan çıkan İstanbul’u İstanbul yapan Erdoğan bilir. Çünkü oradan geldi. İstanbul’u İstanbul yaptığı için millet onu en tepeye taşıdı.

Şimdi Erdoğan felsefesini İstanbul’da yaşatacak yeni bir başkana ihtiyaç var.

En güçlü adaylardan birisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı görevini başarı ile yapan Murat Kurum… Kurum’u hemşehrimiz olduğu için değil gerçekten başarılı olduğu için beğeniyorum. Deprem sürecindeki çalışmalarını anlatmaya kelimeler yetmez. Uzmanlar (Allah esirgesin) büyük bir depremin artık İstanbul’a uzak olmadığını söylüyor. Acil tedbir alınmaması halinde İstanbul’da yaşanabilecek bir depremi düşünmek dahi istemiyor kimse…

Kurum’un genç, aktif, dinamik yapısı İstanbul için büyük bir kazanç. Azmi ve yorulma bilmez yapısı, cabası… Buna tecrübesi de eklendiğinde şahsen İstanbul’a en yakışır adayın Kurum olduğuna inanıyorum. Atalarımızın dediği gibi; ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz…’

En çetin bakanlıklardan birini yaptığı halde ismi yıpranmayan, kendisi hakkında olumsuz herhangi bir kanının oluşmadığı, dava hassasiyetine kimsenin laf edemediği bir isim.

Umar ve dileriz İstanbul için en hayırlısı olur.