Kudüs neden önemli?
Kudüs üç ilahi dinin bileşkesi durumunda. Yahudiler Hazreti Süleyman Mescidinden dolayı, Hıristiyanlar Hazreti İsa’nın yaşadığı ve çarmıha gerildiği (İslama göre çarmıha gerilmedi göğe yükseltildi) şehir olduğundan, Müslümanlar ise Hazreti Muhammed AS burada miraca çıktığından dolayı sahip çıkıyor.
Hazreti Ömer döneminde İslam beldesi olan Kudüs haçlı seferlerinden sonra Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasında çetin savaşlara sahne olmuş bir kent. Selahaddin-i Eyyubi’nin haçlıların elinden alarak semalarında İslam sancağını yeniden dalgalandırdığı Kudüs, Yavuz Sultan Selim ile Osmanlı hakimiyetine girdi. Türkler Kudüs’e o kadar büyük hizmet etmişlerdir ki, şehrin her bölgesinde bir Osmanlı eserine rastlamak mümkün. Kudüs’ü gidip gördüğümde yazdığım bir yazıda “Kudüs en az Konya, Bursa, Edirne ve İstanbul kadar Türk’tür” diye yazmıştım. Buradaki ‘Türk’ kelimesini ‘Osmanlı’ veya ‘İslam’ şeklinde düzeltmek daha da doğru olur. O dönem İslam denildiğinde batı dünyasında ‘Osmanlı’ veya ‘Türkler’ akla geldiği için böyle yazdım. Yoksa Kudüs’ü fetheden Hazreti Ömer ile Selahaddin-i Eyübi’nin , Osmanlı toprağı yapan Yavuz’un ordusu her milletten askerin bulunduğu bir ‘islam ordusu’ idi.
Şimdi o orduya o kadar ihtiyaç var ki… Derdimiz, meselemiz, sorumunuz, sıkıntımız ‘islam ordusu’nun var olmaması. İslam toprakları her ırkın her aşiretin kendine bir devlet(sözde devlet) kurma hevesinden dolayı sahipsiz. Irklar ve aşiretler sadece kendi ırkdaş veya aşiretdaşlarının menfaatini korumakla meşgul. Durum böyle olunca da Siyonistler bölgede atlarını istedikleri gibi koşturuyorlar. Hadiseye ‘İslam’ noktasında bakan tek bir ülke var, Türkiye… İsrail ondan dolayı Türkiye ile düşman. Filistinliler bunun farkında. Birkaç gündür devam eden işgal harekatında Türk bayrağını sallamalarının sebebi bu. Oraya gidenler kulakları ile duymuşlardır. ‘Bizi gelip kurtaracak Türkiye abimizden başka sahibimiz yok’ diyorlar.
Şimdi İsrail yeni bir oyunun peşinde. Trump döneminde ABD’ye Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu kabul ettirdiler. Şimdi o başkentliğin hakkını vermeye çalışıyorlar. Ne mi yapmak istiyorlar? Müslümanları Kudüs’ten atmaya çalışıyorlar. Müslümanları, yılın en mübarek ayında, ayın en mübarek gününde taciz ederek bir mesaj veriyorlar. Diyorlar ki, “size birada ibadet etme özgürlüğü vermeyeceğiz, size burada ekmek de yok, varın gidin başka diyarlara…”
Peki, Müslümanlar ne yapıyor? Allah var, Filistinliler yine her zamanki gibi canlarını siper ediyorlar kahpe kurşunlara… Ya diğerleri? Çoğu, İsrail dostları ile ters düşmek istemiyor ama Müslüman tebaalarına da bunu hissettirmemeye çalışıyor. Ne şiş yansın ne kebap türünden. Diplomasinin kıvrak edebiyatını ustalıkla kullanmanın çabası içerisindeler. Özetle, havanda su dövüyorlar.
Müslümanca bir tavır takınsalardı ne olurdu? Mesela, Trump Kudüs’ü başkent ilan ettiğinde İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye tüm ülkeler ABD’deki büyükelçilerini geri çekselerdi, diplomatik ilişkileri en alt seviyeye indirselerdi… Mesela Kudüs’te barışın temini için oluşturdukları ‘İslam Barış Gücü’nü buraya göndereceklerini ilan edip, teşebbüste bulunsalardı… Yani ilk defa sözden fiile bir hareketin içerisinde olsalardı. İnanın bu dahi çok şey değiştirirdi. İslam Dünyası’nın sorunu, ‘birlik ve beraberlik’. Birlikte hareket etmeyi başarabilsek, sadece Filistin’de değil, dünyada çok şey değişecek…
Anlayabilsek Kudüs’ün önemini… Kavrayabilsek Siyonizm’in amacını… Farkına varabilsek Yahudi-Hıristiyan işbirliğinin ne manaya geldiğini? Ah. Ah. Ah.
Amaçları sadece Kudüs değil. Amaçları İslam’ı yeryüzünden silmek. Gayeleri doymak bilmeyen midelerini zengin Müslüman topraklarının kaynakları ile doldurmak. Hedefleri, 1.7 milyar Müslümanı kendilerine kul köle yapmak.
İşte bunun için Kudüs veya Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin meselesi değil. Tüm Müslümanların ortak meselesi. Bu meseleyi çözmek için ya herkes elinden geleni yapacak, ya da Yahudiler ve Hıristiyanlar amaçlarına ulaşacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.