Konyaspor belkide sezonun en kritik maçlarından birini evinde oynadı  ve  kaybetti. Kaybetmenin nedenlerini sıralamak mümkün, oyun anlayışındaki kaleden başlayan hazırlık paslarımı desem, sayamadığım pozisyonları cömertçe harcamak mı desem, dikkatsizlik ve konsantrasyonmu desem bilemiyorum ancak bildiğim çok net bir şey var ki, o da şu;

Konyaspor bu maçı çok rahat kazanabilirdi, nasıl mı ? şampiyonlar ligini zorlayan takımın tribünlerinin tıklım tıklım olup, seyirci baskısıyla tabiki. İnanın tribünler tam kapasite dolu olup baskı kursalardı, ne kenarda Volkan Demirel, ne rakip kulübeki rakip oyuncular, nede oyundaki Caner Erkin, oyunu çirkinleştirip, çirkeflik ve tahrik yapacak cesareti bulurlardı, nede Hakem Arda Kardeşler’de özellikle ikinci yarı rakip oyunculara ayak uydurabilirdi. On ikinci adam olmayınca böyle sonuçlar sürpriz olmaz. Yani bu maçı aslında seyirci alabilirdi ama nedendir bilinmez 3-5 bin kişiye oynayan bir Konyaspor’a Şampiyonlar Ligi’de yakışmazdı zaten. Kısacası Konyaspor artık sayılı dakikaların kaldığı koca bir sezonda harakiri yaparak şampiyonlar ligine de elveda demenin hüznüyle, son kez katılım hakkının olduğu UEFA Avrupa ligi’nide riske etmek istemeyecektir diye düşünüyorum. tabiki Konyaspor’a şampiyonlar ligi yakışır ama Yanlış anlaşılmasın kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş ya, 3-5 bin kişiye oynayan Konyaspor’a devler ligide gerçekten yakışmazdı. Çünkü böyle dev bir organizasyonu hakedecek taraftar kitlesi, düşük sayıda olmamalı. Tabiki şampiyonlar liginin müziğini stadımızda dinlemek, şampiyonlar liginin havasını alıp tecrübe kazanmak iyi olurdu ama böyle ilgisiz bir taraftar kitlesi de bu sezon için bunu haketmedi açıkçası.

Umarım şampiyonlar liginin ön elemelerini ihtimal dahilinde geçemeden dönmek yerine, Trabzonspor’un Türkiye Kupasını da kazanması halinde uefa avrupa ligine grup aşamalarından başlamak daha hayırlıdır. Aksi takdirde zaten Avrupa’nın üç numaralı organizasyonu olan Avrupa Konferans Ligi’nde, Konyaspor adını başarıyla duyuracaktır.