Her on yılda bir yapılan ihtilallerin Postmodern darbeye dönüştüğü 28 Şubat’ın 27. yıldönümü.

Bin yıl yaşayacak denilen 28 Şubat darbesi yüzde 99’u müslüman olan Türkiye’de sadece inananları hedef aldı.

Batı çalışma gruplarıyla sermaye yeşil, abdestli namazlı insanlar mürteci, başörtüsü ve başörtülüler devlet düşmanı kabul edilerek alenen muhafazakarlara savaş ilan edildi.

Yaşama hakları, eğitim hakları, kazanma hakları, savunma hakları, sağlık hakları ellerinden alındı.

Her alanda ölüme mahkum edilen muhafazakarlar sağlık hizmetlerinden dahi faydalandırılmadı.

Vatan uğrunda şehit olan asker çocuklarının yemin törenlerine başörtülüsün, sakallısın diye alınmayan aileler, kışla kapılarından gözü yaşlı geri döndürüldüler.

Başörtülü okul birincileri diplomalarını alamadı, inançlı avukatlar başörtülü sakallı diye adliyelere giremedi, savunma yapamadı. Vakıflar, dernekler, STK’lar göz hapsine alındı. Besmele ile açılır dükkanımız diyen esnaflar yeşil sermaye kabul edilip örselendiler.

Üniversitelerde inançlı gençler ikna odalarında terörist muamelesi gördüler. Peruk takmayan başörtülü üniversiteli kızlar kampüs kapılarından içeri alınmadı.

54. Hükümet döneminde yapılan postmodern darbe 28 Şubat’ta MGK bildirisine dönüştü.

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın kurduğu hükümet dağıtıldı.

Çevik Bir komutasındaki batı çalışma grubu Müslüman, muhafazakar avına çıktı. Bin yıl yaşayacak diyerek yeminler edildi. Dönemin içişleri Bakanı Meral Akşener MGK bildirisindeki bütün maddeleri işletmeye aldı. Darbecileri dinleyen ilk bakan oldu.

Ne var ki bugünkü adıyla Saadet, o günkü ismiyle Refah Partisi 28 Şubatçılardan davacı olmadı. Hatta açılmış olan davalardan geri çekilerek inançlı insanları sükutu hayale uğrattı.

Bugün hala izlerini gördüğümüz 28 Şubat sayesinde Türkiye tam 1000 yıl geri götürüldü.

Postmodern darbecilerle yine yiğit adam, Türkiye Başkanı, İslam Dünyasının lideri Recep Tayyip Erdoğan hesaplaştı ve hesaplaşmaya devam ediyor.