Sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Dünya ateş topuna döndü. Nereye dokunsan yakıyor. Küçük bir kara parçası üzerinden akıllara durgunluk veren hesaplar yapılıyor. Türkiye’nin dikkatli olması gerekiyor.

Günümüzün dünya siyaseti karmaşık ve hassas bir dengede yürüyor. Ortadoğu'da yaşanan çatışmalar, özellikle de Filistin ve Gazze'deki olaylar, dünya gündemini sarsan önemli meseleler arasında. Ancak, bu karmaşık manzarada Türkiye'nin oynadığı rol, uluslararası ilişkilerdeki önemini yükseltiyor.

Türkiye, Filistin meselesi konusundaki duyarlılığı ve diplomatik çözüm vurgusuyla öne çıkıyor. Gazze'deki çocuklardan, yaşlılardan, hastalardan oluşan savunmasız nüfusun yaşadığı trajediyi dünya sahnesine taşıyan Türkiye, barış ve istikrarın sağlanması için diplomatik yolların benimsenmesi gerektiğine vurgu yapıyor.

Ancak, bu sadece bir yönü. Türkiye'nin ayrıca askeri ve savunma bağımsızlığı konusundaki kararlılığı da dikkat çekiyor. F-35 ve F-16 gibi önemli silah sistemlerinin eksikliği, Türkiye'nin savunma yeteneklerini güçlendirmek istediği bir dönemde karşımıza çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye uyguladığı ambargolar, Türkiye'nin kendi savunma sistemlerini geliştirmesinin önündeki engelleri simgeliyor. Belli ki ABD yıllardır bir hesap dahilinde bu ambargoları Türkiye’ye uygulamış.

Türkiye'nin bu denge oyunu, özellikle Amerika ve İsrail için stratejik bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Bu iki ülke Gazze meselesinde dikkat edilmesi gereken gücün Türkiye olduğunu biliyor ve hamlelerini ona göre yapıyor. Gazze ve Filistin meselesinde etkili bir müdahale yapabilecek birkaç ülkeden biri olarak görülüyor Türkiye. Ancak bu rol, Türkiye'yi hedef haline getiriyor. FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine rağmen Türk halkının bu tür manipülasyonlara izin vermediğini unutmadı ABD. Bundan dolayıdır ki bir bedel istiyor Türkiye’den.

Türkiye bunun farkında ve oyuna gelmemeye kararlı. Filistin halkının sonuna kadar yanında… İsrail ABD ve AB ülkelerinin desteğini almış olmasına rağmen bu ülkelerin halklarının gözünde düşmeye devam ediyor. Amerika’da Z kuşağı üzerinde yapılan bir ankette gençlerin yüzde 75’i İsrail’i suçlu gördüğümü beyan etti.

Sonuç olarak, Türkiye'nin diplomatik çözümlere vurgu yaparken savunma bağımsızlığını güçlendirmeye çalıştığı bu dönemde, derin devlet aklına olan ihtiyaç artıyor. Türkiye'nin stratejik pozisyonunu korurken barışı savunma görevini yerine getirmesi, hassas bir dengenin gerekliliğini ortaya koyuyor. Türkiye, dikkatli ve akıllı bir politika izlemeli, barışı sağlamanın yanı sıra kendi ulusal çıkarlarını korumalıdır.