Burak Yiğit Akbıyık
Dünyanın gözü Konya’da
Milli takımımız, Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nin ilk iki maçı için bugün kampa girdi. Önce Gürcistan deplasmanına çıkacağız, ardından da Konya’da İspanya ile karşılaşacağız. Dünya Kupası yolculuğunda vira bismillah dediğimiz an işte bu hafta sonu başlıyor.
Konya milli takımın zor maçlarında sığındığı önemli bir kale. Bugüne kadar Konya’da sekiz kez sahaya çıkan millî takımımız, dört galibiyet, iki beraberlik, iki mağlubiyet aldı. Şimdi 9. maç için sahaya çıkacağız.
Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu farklı bir stat. Yapıldığı dönemde dünyanın en iyi beş stadyumundan biri seçilmişti. 42 bin kişilik kapasiteye sahip olan stat, 12. oyuncu olarak bilinen seyircinin her anında maçın içindeymiş gibi rakip takım üzerinde baskı oluşturduğu bir mimari tekniğe sahip. Konya’nın coşkulu taraftarı millî takımın en büyük kozu…Biletlerin satışa sunulduğu ilk gün tükendiği maçta dünyanın gözü Konya’nın üzerinde olacak. Çünkü rakip bir dünya devi, İspanya… Maç onlarca ülkede canlı yayınlanacak.
İspanya…. Dünya Kupası kaldırmış, Avrupa Şampiyonlukları yaşamış bir futbol efsanesi… Böylesine bir rakibe karşı alınacak başarı, sadece üç puan değil, moral, özgüven ve geleceğe dair umut anlamına gelecek. Şunu rahatlıkla söylemeliyim ki Gürcistan’dan galibiyet ile dönebilirsek Konya’da elde edeceğimiz 3 puan bize Dünya kupasının kapısını aralar.
Türkiye’nin bugüne kadarki en büyük başarısı 2002 Dünya Kupası’nda elde ettiğimiz üçüncülük. O günden bu yana daha iyisini yapamadık. Ama Montella ile birlikte milli takımda farklı bir hava var. Kadro, son yılların en güçlü kadrosu. Real Madrid’de Arda Güler, Inter’de Hakan Çalhanoğlu… Dünya futbolunun en büyük takımlarında oynayan yıldızlarımız var artık. Onlara eşlik eden genç isimler de gelecek adına umut veriyor.
Elbette bu işin bir başka tarafı da var. Kadromuzun omurgasını Avrupa’da yetişmiş futbolcular oluşturuyor. Bu hem şans, hem şanssızlık. Çünkü orada oynayan oyuncularımız yüksek seviyede gelişim gösteriyor. Ama aynı zamanda Türkiye’deki altyapının eksikliklerini de gözler önüne seriyor. Bizim kendi topraklarımızda da aynı kaliteyi üretebilmemiz şart. Yerli futbolcu mecburiyeti olmasa, belki de ligimiz neredeyse tamamen yabancılarla oynanacak. İşte bu yüzden gençlerimizi daha fazla sahaya sürmek zorundayız.
Konya bir kez daha milli takımı sevgi ve coşku ile kucaklayacak. İspanya karşısında sahada futbolcularımız, tribünde ise biz sınav vereceğiz. Maçtan önce misafirperverlikte, maç sırasında ise coşkulu agresif desteğimizle dünyaya örnek olmalıyız. Tıpkı bundan öncekileri gibi.
Konya bugüne kadar uğurlu geldi. İnşallah bu uğur bozulmaz. Çünkü bu maç sadece bir maç değil, Türkiye’nin 2002 ruhunu yeniden hatırlaması için de bir fırsat.


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.