“Bir kimse kendisine deli dedirtmedikçe iman-ı kâmil olamaz” (Hazreti Ali)

"Konya'nın Gülleri" deyince; çiçek olan gül akla gelmesin. Bu güller başka güller.

Konya’da hemen herkesin tanıyıp bildiği meczuplar, Konya’yı Konya yapan değerler arasında yer alıyor.

Özellikle Kapu Camii’nin gölgesinde sıklıkla görülen meczuplar, Bedesten'in bir esnafı, tüccarı, zanaatkarı gibi yani olmazsa olmazları arasında yerini almış durumda.

"Kimi doğuştan, kimi sonradan..."

Yazar Ali Işık, Geçmişten Günümüze Konya’nın Gülleri Deliler, Meczuplar kitabında onlardan şöyle bahseder:

Kimseye zararı dokunmayan bu meczuplar, Konya Çarşısı’nın gülleri.

Kimi dini nasihatlerde bulunur, kimi uğur dağıtır, kimi güzel sesiyle gazel çeker ve kimi de sessizce bir köşede oturur.

Hiçbir zaman el açmazlar. İsteyenler, onları çağırır ve gönüllerinden ne koparsa verirler.

Onların kendi aralarında kurdukları gayri resmi dernekleri vardır. Bir yemek veya daveti birine haber verdiniz mi hepsi duyar ve o yemeğe katılırlar.

Bir düğün ve cenazeyi hepsi haber alır ve arzı endam ederler. Aslında onlar davetsiz misafirlerdir. Her düğün pilavının baş konuğudurlar. Onlara ölçüsüz yemek verilir.

Ramazan ayında "Gül İftarı" denilen iftar sofralarında özel olarak ağırlanırlar.

"Güllerle Yemek Davetine Katıldık"

Kapu Camii civarında meczupların bir bir toplandığını gördüğünüzde anlayın ki o akşam bir yemek daveti vardır.

Meczupların hamileri olan hayırsever birkaç insan onları burada toplar ve arabalara bindirir.

Hayırseverler onları özel olarak karşılar sofralara nezaketle oturturlar.

Yemeğe gelen şehrin ağzı dualı bu insanlarına özel ilgi gösterilir.

Yemek sırasında ve yemekten sonra onların kalbi kırılmaz, muhabbet edilir şakalaşılır.

Yemeğin ardından meczuplara "diş kirası" adı verilen bir yardım yapılır.

Yemek duasını gariplerin yapmasının ardından evlerinden veya Kapu Camii'nden alınan garipler, evlerine kadar bırakılır.